Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nightmares

When it's dark it is utter dark When it's light it is shiny and warm When it's down death is near When it's up revival comes Never far from a cry Never far from a smile With that there was stability Clarity of the inside Streetlights outside Vivid lives in Istanbul Dullness in Kayseri evenings Fears, drunkenness Not being able to look into one's eyes Rebelliousness, jealousy, passion Loss, depression, happiness Overwhelming is this life Overburdening all these emotions Yet some are powerful in the battlefield Some cannot swim in still water Some can only handle the waves Some always get bored in calm waters Like a fish not knowing the ocean I have been drowning in a spoonful of water. 19 October 2014 - Brighton

Sanallıkta Var Olup Gerçekte Eriyip Yok Olmak

Bugün bir fikir geldi aklıma ki bu herkesin aklına gelmiş olan bir fikir ve eminim üzerine birçok şey de yazılmıştır.  Kendimizi nasıl var ettiğimizi düşünmeye başladım.  Şunu anladım ki kendimiz (bir varlık ve bütünlük içeren ruh-beden bütünü olarak) sınırılı varlıklarız. Kendimizi var edeceğimiz alanlar da sonsuz olmakla beraber sınırlılar. Freud'a göre üç tane algı vardır: Ben kendimi nasıl algılıyorum? Başkaları beni nasıl algılıyor? Benim asıl olan halim... Benim öz'üm. Facebook, twitter ve bunun benzeri siteler daha çok beni başkalarının nasıl algıladıklarıyla ilgili, aslında facebook köy'e geri dönüşü sağlıyor. Her ne kadar şehir tartışmaları da olsa, her yiğit meydanda bir kere boy göstermek, her hatun bir kahve yapıp bakın bu da yaptığım kahve, bakın bunlar da marifetlerim diye sergilemek istiyor. Orda var olmak insanın diğer yönlerde var olmasını sınırlıyor, çünkü bunun getirdiği çabuk ve geçici doyum hep tadımlık olduğundan ben bu ego tatminini yeterli bul