Çok evhamlı. Bir ıksırık tıksırık duysa hemen kafasını kaldırır. Yine o gecelerden bir geceydi. Bir tıkırtı duyduk. Ev sahiplerinin ve benim dışımda kesin bir yabancı girmişti eve bunu ikimiz de derhal fark ettik. O kulak kabarttı. Ben de dikkat kesildim. Yavaşça odadan çıktım. Odadan çıkmamla merdivenden inen tıkırtıyı duymam bir oldu. Sanki ışık hızıyla kaçmıştı, bir insan olması imkansızdı. Ben önden ineyim, sen arkadan gel, dedim. Ondan önce merdivenlerden aşağı bakıyordu meraklı meraklı kafasını uzatıp. Ufak tefek şey belli mi olur? Hırsız çıkar, deli çıkar asar keser, canını yakar, kıyamadım. Ben önden indim. Mutfağa gelmeden girişteki çekici elime aldım. Evde çıt yok. Ev sahibesi, eşi ve bir oğulları, bir de kiracı var benim gibi bir odada kalan. Ev kocaman bir ev. Herkes derin bir uykuda. En geç ben yatarım bu evde. Benim minik kuşum da yanımda yatar. Neyse... girdik mutfağa. Mutfak gepgeniş sopsoğuk bir yerdir. Sonradan bahçeye doğru uzatılmış geniş olsun diye belli ki. Ama
Sevinçten uçardım hasta oldum mu Kırkı geçerse ateş çağrırlar İstanbul'a Bi' helallaşmak ister elbet di mi oğluyla Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu Oh dedim göğsüne gömdüm burnumu Can Yücel