O koşuyu çok iyi hatırlıyorum. En hızlı koşumdu benim. Ta ki boynuma dolanana kadar zincir ama zincirden önce kordon dolandı tabii. Onu hatırlamıyorum. Orda ölmüş ve dirilmiş olabilirim. O koşuyu çok iyi hatırlıyorum 300-400 m kadardı herkesi geçtim fakat diğer altılık gruptakileri geçemedim. Ben iki grubun da değerlendirmeye alınacağını bilseydim daha da hızlı koşardım, yine de kendi grubumda birinci oldum. Yüz metrede de birinci oldum ve o daha zordu hatırlıyorum ama yine de en hızlı idim. Henüz 18 yaşında idim. Yahut 19 olsun en fazla. Ben kısa mesafeleri koşarım. Uzun mesafelerde canım sıkılıyor ve motivasyonumu kaybediyorum. Ben yüz metre koşucusuyum ve ben bir yarış atıyım. Boğaziçi’ni kazanışım da boşuna değil, kısa zamanlarda da çok ciddi işler başardım diyecek kadar iddialıyım. Fakat uzun mesafelerde hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmeliyim. Kısa mesafe koşucusu olmak biraz da 100 metreden sonra yorulmak demektir. Çünkü kaslar fazlasıyla şişer ve bir kinetik
Sevinçten uçardım hasta oldum mu Kırkı geçerse ateş çağrırlar İstanbul'a Bi' helallaşmak ister elbet di mi oğluyla Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu Oh dedim göğsüne gömdüm burnumu Can Yücel