Ana içeriğe atla

Kayıtlar

geçen zaman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Harekette bereket vardır

Bu günlerde zamanı verimli değerlendirmek gerçekten zor. Bir bakıyorsunuz bir sürü vaktiniz var ama yapabileceğiniz bir o kadar güzel şey var. İnsan sürekli de oturup film izleyip kitap okuyamıyor, ister istemez hareket etmek de lazım. Bir yandan da insanın kafasına bir sürü fikir üşüşüyor ama bunları da bir güzel elekten geçirmek ve düzene sokmak lazım. Her şey disipline bakıyor ama disiplinli değilseniz kendinizi daha çok mutfakta zamanınızın yarısını geçirirken bulabiliyorsunuz. Mesela bitmeyen bulaşıklar, bitmeyen yemekler, öğleyin ne yemeli, akşam ne yemeli, eksiklerimiz neler, neleri bozulmadan bitirmeli vs. gibi düşüncelerle insan vaktinin büyük kısmını harcayıp kaybedebiliyor. Kilo almak da cabası. En son bir zumba videosu paylaşmıştım şimdi de bir yürüyüş videosu keşfettim, hele ki bu otuz dakika olanı gerçekten faydalı görünüyor. Hiç fena değil. Dışarda yürüyemeseniz de evde biraz olsun hareket oluyor. Yine bir meditasyon keşfettim, o da çok güzel, on dakikalık. Sizi

Bazı günler üzücü

Bugün yine bir yerden red aldığımı öğrendim. Alışmış olsam da üzüldüm. Resim yapayım dedim ama kağıdı o kadar ıslatmışım ki boyalar çok dağıldı (sağ tarafa bakınız), siz siz olun, keyfiniz yerinde değilken suluboya yapıyorsanız, suya dikkat edin... yoksa benimki gibi kağıdı eğer büker yamuk yumuk bir hale getirirsiniz. Yine de ortadaki kısım daha gerçekçi oldu. Hatalar da hayata dahil, başarısızlıklar da. Sizden kaynaklanan şeyler de hayata dahil, sizden kaynaklanmayanlar da...

Amansız Zaman

Zannediyoruz ki zaman yaman Zannediyoruz ki zaman yalan Oysa gençlikle uçup giden zaman Bir daha geri gelmek nedir bilmeyecek Saçlara aklar düşecek Ruhlarda uhde kalacak Ömür kısalıp hızlanacak Yakalayabilirsen yakala o yaramaz çocuğu saçlarından Kediler büyüyecek ve ölecek Önce anne ve babalar gidecek Bize sadece anılar kalacak Sonra çok ahlar vahlarsın arkalarından Dedim benim sözüm ozan sözüdür Yazmak her derde çaredir Yazmazsam gözyaşım sel olur dökülür Beni hafife alma amansız zaman

Lucca and other cities or Other cities and Lucca

Every time I come to this city I am amazed at how many memories have been collected here, how much time was spent working, thinking, drinking and loving. Whenever I come here I think about how much laughter I had with friends, of all the nights we spent walking back from bars making stupid jokes, how many days we spent walking on the walls, talking about everything: life, politics, love, relationships, IMT.  Somehow it is easy to work here; it is silent and it is magical, in a way. But if you stay in Lucca for too long you forget that there is an outer world and what happens is that as soon as you get into the outer world, you realize that there are more inspiring things than this city. There are certainly less claustrophobic cities than Lucca. One cannot breathe as comfortably as one does in Istanbul, especially getting out of the plane and smelling the air of Istanbul, that air of liberation, that air of salvation, the smell of home even though my real home is Kayseri. As I sai