Ana içeriğe atla

Kayıtlar

edebiyat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Müptelâ

Başarısız olan hikayelerimi burda yayınlıyorum.  Müptelâ (yayın hakları bana aittir) Onunla ilgili her şeyi biliyordum. Yaşını, boyunu posunu, gözlerinin rengini, arkadaşlarını, akrabalarını, nerde çalıştığını, ne yaptığını, hobilerini, en sevdiği kitapları, saçlarını kaç defa boyattığını, eski erkek arkadaşlarını, eski arkadaşlarını, yeni arkadaşlarını, onu sevenleri, sevmeyenleri, mutsuzken verdiği pozları, mutluyken verdiği pozları, nasıl giyinmeyi sevdiğini, hangi hediyeleri beklediğini, hangi zaman diliminde yaşamak istediğini, en sevdiği film karakterlerini, en sevdiği şarkıları ve şiirleri… her şeyi ama her şeyi. Gel gör ki onunla baş başa kaldığımızda o telefonundan paylaşım yapmayı tercih ediyor yüzüme bile bakmıyordu. Oysa ben ona bir şiir yazmıştım: Twitter’daki paylaşımlarını takip ediyorum Nazım’ı seviyorsun biliyorum E-book’ta aynı kitapları okumuşuz Facebook’ta aynı mekanlarda bulunmuşuz Gözlerin bir deniz gibi engin

En sevdiğim siteler

Şimdiye kadar bookmark yapmış olduğum, yani işaretlemiş olduğum tüm websitelerini sizinle paylaşacağım. Kimisi blog, kimisi alışveriş, kimisi entelektüel, kimisi gezi... uzun bir incelemeden sonra sizinle bir sürü websitesini paylaşıyorum. Unutmayın ki bunlar çok kişisel tercihler. Sizin tercihlerinize uymayabilir elbette. Fakat bu kadar sene internette gerçek hayatta yer aldığımız kadar yer aldıktan sonra yapmamız gereken şey: en sevdiklerimizle daha çok vakit geçirmek.  Online ders almak için ideal ( For web learning) :  Burda çok faydalı dersleri bedava olarak bulabilirsiniz. Bedava olan derslerde zaman kısıtı var, o yüzden belli bir gün ve zaman içinde bitirmeniz gerekiyor. Eğer disiplinle yapabilirseniz gayet faydalı. Hele Futurelearn'de edebiyat, sanat, sosyoloji, kadın-erkek eşitliği üzerine harika dersler var.  www.futurelearn.com www.udemy.com www.coursera.com Edebiyat için ideal (Literature):  Eğer Amerikan edebiyatını merak ediyorsanız, bazı

Dişlerim seninkilerden keskin kalbim seninkinden büyük

Dişlerim var ama ısırmam Yanıma yaklaşana havlamam Dostum saydıklarımı evlerine bırakır Evlerine bulaşmam Dişlerim seninkilerden keskin Kalbim seninkinden büyük Senden hızlı koşarım Senden daha güçlüyüm Ama sana dokunmam Sen beni her fırsatta Zehirler keser boğarsın Gıkım çıkmaz havlamam Miyavlamam Bağırmam bağıramam Bir gözlerime baksan anlarsın Parlar gözlerim yaşama Sevgi ister gibi bakar sana Ama sen bana her fırsatta kıyarsın Dişlerim seninkilerden keskin Kalbim seninkinden büyük Senden hızlı koşarım Senden daha güçlüyüm Ama sana dokunmam Uyuşturucuyu ben bulurum Kaybedilen zavallı çocukları Kör olanların eli ayağı olurum Bir sıcak yer bir sıcak yemek isterim Sen ise bana zehirli yemekler yedirirsin Dişlerin benimkilerden az keskin Kalbin benimkinden küçük Benden yavaş koşarsın Benim kadar güçlü değilsin Ama sen beni her fırsatta Haince korkakça insafsızca öldürürsün İnsanlığından utan.

Zaman

Bu zaman dostlarla geçti Aileyle, yemekle, gülmekle geçti Yürüyünce ayaklarıma kara sular indi Saat farkından uykum geldi Zaman hızla geçip gitti Ankara'da Kayseri bile kalabalık ve hızlı idi İstanbul'da hiçbir şeyin önemi yok Mühim olan koşmak idi Zaman yavaş yavaş aralarken perdeleri Gösterdi bana ışıltılı gözlerini Sana dostlar, işler, sözcükler verdim, dedi Bir baktım ki saçlarıma aklar serpip gitti Hadi şimdi bana de ki Her şey tamsa ölüm gelir Aman dedim korkumdan Hiçbir şey tam değil Ama bırak, böyle kalsın

alien

alienation that is what happens to all of us at some point we understand it when our ankles hurt or our heads are heavy when we know we dont belong and we dont want to indeed alienation that is what happens to all of us when things are unjust we understand that our hearts hurt or our heads are full of conspiracy then we know we dont belong and we dont want to belong indeed alienation that is what happens when you understand all but you cannot answer our hearts are wary and our heads are full of knowledge just dont know what to do with it then we know we dont belong and we dont want to belong indeed just to sail away if it was possible if it was possible to go away to the place where we belong it might be the womb of our mothers or our mother tongue or a poem that we heard somewhere and we forgot what it was liberation freedom independence all was a lie you made us believe we were slaves still in fact then came alienation when we know we dont belong

Tatlı bir uyuşukluk

İşte şimdi böyle Bedenim yorgun  Aklım durgun  Karnım doygun  Şarap güzelliğindeyim  Kedim ayaklarımda Aklım rüyalarımda  Bir tüy hafifliğinde  Salınmalardayım  Akşam işten dönünce  Emekler satılıp paralar kazanılınca  Anneler bir kenara atılınca  Hülyalardayım  Annemi görsem rüyamda  Şaşırmam artık olanlara dünyamda  Bir tılsım bile yapsalar bana  İyi geceler dilerim  Uykulardayım 

Amansız Zaman

Zannediyoruz ki zaman yaman Zannediyoruz ki zaman yalan Oysa gençlikle uçup giden zaman Bir daha geri gelmek nedir bilmeyecek Saçlara aklar düşecek Ruhlarda uhde kalacak Ömür kısalıp hızlanacak Yakalayabilirsen yakala o yaramaz çocuğu saçlarından Kediler büyüyecek ve ölecek Önce anne ve babalar gidecek Bize sadece anılar kalacak Sonra çok ahlar vahlarsın arkalarından Dedim benim sözüm ozan sözüdür Yazmak her derde çaredir Yazmazsam gözyaşım sel olur dökülür Beni hafife alma amansız zaman

Terk edilenler

sanırım beni en çok üzenler gidenler değil de  geride kalanlar  sanırım beni en çok üzen bu sahipsiz köpek barınağa gönderilen  sanırım bu kedicik kardeşsiz kalan  sanırım bu çocuk annesiz yaşayan  sanırım yetimhaneler beni üzer en çok  bir kenara atılmış yavru kediler  yavru bebekler  bırakılmış kitaplar  bırakılmış insanlar  bırakılmış yaşlılar  bir kenarda haber bekleyen mektuplar  gönderilmeyen kartlar  aranmayanlar  konuşulmayanlar  sanırım beni en çok üzen  bu ölülerin barınaklara giden kedileri köpekleri  sanırım beni en çok üzen bu sekiz aylık bebek  sokağa bırakılan ve bırakıldığını bilen  herkes bilir bırakıldığını bu hayatta  herkes bilir terk edildiğini  gerek ölüm olsun sebebi  gerek ihmalkarlık  gerek yalnızlık  gerek atılmışlık  herkes bilir  bir kedi bir köpek kadar  gidenin öldüğünü  ölenin gittiğini  ama kimler bakar o kimsesizlere  barınaklarda iyi bakarlar mı yetimhanelerde iyi bakarlar mı devlet kucağını

Kasımda Ölen Kediler ve de Yazın Ölen Kediler

Her ka sım da bir kedi ölüyor Benim bir kedim ekimde öldü Rotonda 16 ekim idi zannedersem sonra bir kedim daha vardı o da sanırım ekimde öldü, kasım da olabilir Carlos Başka bir kedim vardı yazın ortasında öldü Carmen Diğer kediler dövmüş Carmen Sonra bugünlerde Osman dönmedi herhalde onu da öldürdüler Osman O da kasımda öldü Kasımdayız ya, ölme zamanı İşte neyse Her kedim için kaşımın şeklini değiştirsem Mısırlılar gibi Sanırım bende kaş maş kalmazdı 13 Kasım 2017 -->