Ana içeriğe atla

Kayıtlar

şiirler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Müptelâ

Başarısız olan hikayelerimi burda yayınlıyorum.  Müptelâ (yayın hakları bana aittir) Onunla ilgili her şeyi biliyordum. Yaşını, boyunu posunu, gözlerinin rengini, arkadaşlarını, akrabalarını, nerde çalıştığını, ne yaptığını, hobilerini, en sevdiği kitapları, saçlarını kaç defa boyattığını, eski erkek arkadaşlarını, eski arkadaşlarını, yeni arkadaşlarını, onu sevenleri, sevmeyenleri, mutsuzken verdiği pozları, mutluyken verdiği pozları, nasıl giyinmeyi sevdiğini, hangi hediyeleri beklediğini, hangi zaman diliminde yaşamak istediğini, en sevdiği film karakterlerini, en sevdiği şarkıları ve şiirleri… her şeyi ama her şeyi. Gel gör ki onunla baş başa kaldığımızda o telefonundan paylaşım yapmayı tercih ediyor yüzüme bile bakmıyordu. Oysa ben ona bir şiir yazmıştım: Twitter’daki paylaşımlarını takip ediyorum Nazım’ı seviyorsun biliyorum E-book’ta aynı kitapları okumuşuz Facebook’ta aynı mekanlarda bulunmuşuz Gözlerin bir deniz gibi engin

bekle beni bekle beni

Son zamanlarda dinlemelere doyamadım.  Gerçekten de harika bir şiir. Diğer şiirlerini de okumak istiyorum. Ayrıca farklı çevirilerini de okumakta fayda var. Karşınızda Ezgi'nin günlüğü ve Konstantin Simonov...  https://www.youtube.com/watch?v=sGUGfqwRjJU Konstantin Simonov Bekle beni Bekle beni, döneceğim ben. Çok çok bıkmadan bekle! Sarı yağmurların Hüznü basınca, Kar kasıp kavururken, Kızgın sıcaklarda..bekle. Başkaları dünden unutulmuşken. Beklenmedikleri zaman bekle. Uzak yerlerden mektuplar kesilince Bekle beni. Birlikte bekleyenlerin beklemekten Usandığına bakma, bekle. Bekle beni döneceğim. Unutmak zamanı geldiğini Ezbere bilenleri Hayırla anma! Varsın oğlum,annem Hayatta olmadığıma inansın, Dostlarım beklemekten usansın, Ocak başında toplanıp Acı şarapla Yadetsinler beni Sen bekle onlarla birlikte İçmekte acele etme. Bekle beni; döneceğim, Bütün ölümleri çatlatmak için Döneceğim! “şansın varmış desinler “. Beklenmedikleri için, Beni

Dişlerim seninkilerden keskin kalbim seninkinden büyük

Dişlerim var ama ısırmam Yanıma yaklaşana havlamam Dostum saydıklarımı evlerine bırakır Evlerine bulaşmam Dişlerim seninkilerden keskin Kalbim seninkinden büyük Senden hızlı koşarım Senden daha güçlüyüm Ama sana dokunmam Sen beni her fırsatta Zehirler keser boğarsın Gıkım çıkmaz havlamam Miyavlamam Bağırmam bağıramam Bir gözlerime baksan anlarsın Parlar gözlerim yaşama Sevgi ister gibi bakar sana Ama sen bana her fırsatta kıyarsın Dişlerim seninkilerden keskin Kalbim seninkinden büyük Senden hızlı koşarım Senden daha güçlüyüm Ama sana dokunmam Uyuşturucuyu ben bulurum Kaybedilen zavallı çocukları Kör olanların eli ayağı olurum Bir sıcak yer bir sıcak yemek isterim Sen ise bana zehirli yemekler yedirirsin Dişlerin benimkilerden az keskin Kalbin benimkinden küçük Benden yavaş koşarsın Benim kadar güçlü değilsin Ama sen beni her fırsatta Haince korkakça insafsızca öldürürsün İnsanlığından utan.

Zaman

Bu zaman dostlarla geçti Aileyle, yemekle, gülmekle geçti Yürüyünce ayaklarıma kara sular indi Saat farkından uykum geldi Zaman hızla geçip gitti Ankara'da Kayseri bile kalabalık ve hızlı idi İstanbul'da hiçbir şeyin önemi yok Mühim olan koşmak idi Zaman yavaş yavaş aralarken perdeleri Gösterdi bana ışıltılı gözlerini Sana dostlar, işler, sözcükler verdim, dedi Bir baktım ki saçlarıma aklar serpip gitti Hadi şimdi bana de ki Her şey tamsa ölüm gelir Aman dedim korkumdan Hiçbir şey tam değil Ama bırak, böyle kalsın

Tatlı bir uyuşukluk

İşte şimdi böyle Bedenim yorgun  Aklım durgun  Karnım doygun  Şarap güzelliğindeyim  Kedim ayaklarımda Aklım rüyalarımda  Bir tüy hafifliğinde  Salınmalardayım  Akşam işten dönünce  Emekler satılıp paralar kazanılınca  Anneler bir kenara atılınca  Hülyalardayım  Annemi görsem rüyamda  Şaşırmam artık olanlara dünyamda  Bir tılsım bile yapsalar bana  İyi geceler dilerim  Uykulardayım