Ana içeriğe atla

Kayıtlar

resimler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Harekette bereket vardır

Bu günlerde zamanı verimli değerlendirmek gerçekten zor. Bir bakıyorsunuz bir sürü vaktiniz var ama yapabileceğiniz bir o kadar güzel şey var. İnsan sürekli de oturup film izleyip kitap okuyamıyor, ister istemez hareket etmek de lazım. Bir yandan da insanın kafasına bir sürü fikir üşüşüyor ama bunları da bir güzel elekten geçirmek ve düzene sokmak lazım. Her şey disipline bakıyor ama disiplinli değilseniz kendinizi daha çok mutfakta zamanınızın yarısını geçirirken bulabiliyorsunuz. Mesela bitmeyen bulaşıklar, bitmeyen yemekler, öğleyin ne yemeli, akşam ne yemeli, eksiklerimiz neler, neleri bozulmadan bitirmeli vs. gibi düşüncelerle insan vaktinin büyük kısmını harcayıp kaybedebiliyor. Kilo almak da cabası. En son bir zumba videosu paylaşmıştım şimdi de bir yürüyüş videosu keşfettim, hele ki bu otuz dakika olanı gerçekten faydalı görünüyor. Hiç fena değil. Dışarda yürüyemeseniz de evde biraz olsun hareket oluyor. Yine bir meditasyon keşfettim, o da çok güzel, on dakikalık. Sizi

En sonunda birazcık da olsa hareket

Bugün kedim beni sabah 5.30'da kaldırdı. Fakat biraz ısrar ederek 6.30'a kadar yatakta kalabildim, tabii ki beyefendinin mamasını ve suyunu tazeledikten sonra. Sonra dün yarım bırakmak zorunda kaldığım humusu yapmayı bitirdim. Şimdi sebzeleri buhar makinesine yerleştirdim. Bugünün yemeği hazır. Hemen süpermarket alışverişini kontrol ettim, henüz açık bir alan yok. Çayı koydum, kahveyi koydum, humus güzel olmuş tadına baktım. Sabah sabah fena fikir değil. Ama bu günlerde moralinizi düzeltecek bir şey isterseniz işte Nicola'nın yeni video'su burda.  Bir de hareket ettim dün biraz da olsa, bugün yine bir yarım saatlik zumba planım var desem yalan olmaz. İşte bu harika bir video: herkese tavsiye ederim. Enerjik bir gün olsun, moralinizi bozmayın, güzel ve güneşli günler gelecek.

İstanbul'un Kedileri

Canva'da dizayn_redweddinggownblogspot.com Marmaray kedisi Ne zaman İstanbul'a gitseniz ve sokaklarda dolansanız hemen hemen her semtte sokak kedileri dikkatinizi çeker. Özellikle de, fark ettiyseniz, birçok mağaza ve dükkan iyi bakar kedilere, onları içeri alırlar, mamalarını ve sularını verirler. Ayrıca birçok kedi evi vardır sokaklarda. Keşke her sokakta olsa! Kedilere verilen bu önem sizi şaşırtmasın. Yeterince hijyenik olmakla kafayı bozmamış, rasyonelliğe tamamen kendini kaptırmamış, vicdanlı ve de duygusal bir izlenim verir size bu kedilere bakan insanlar. Haklısınız da bu izlenimi edinmekte. Çünkü gerçekten de öyledir. Türkler kedileri severler, evlerine de alırlar ve yemeklerini paylaşırlar. Hz. Muhammed kucağında kedi var diye yerinden kalkmamış, kıyafetinin bir parçasını kesmiş ki kedi uyanmasın. Bu rivayet doğru mudur bilinmez ama kedilerin temiz olduğu, kendilerini temizlediği, güzelliklerinden dolayı bizlerde ayrı bir hayranlık uyandırdığı doğrud

Sanallıkta Var Olup Gerçekte Eriyip Yok Olmak

Bugün bir fikir geldi aklıma ki bu herkesin aklına gelmiş olan bir fikir ve eminim üzerine birçok şey de yazılmıştır.  Kendimizi nasıl var ettiğimizi düşünmeye başladım.  Şunu anladım ki kendimiz (bir varlık ve bütünlük içeren ruh-beden bütünü olarak) sınırılı varlıklarız. Kendimizi var edeceğimiz alanlar da sonsuz olmakla beraber sınırlılar. Freud'a göre üç tane algı vardır: Ben kendimi nasıl algılıyorum? Başkaları beni nasıl algılıyor? Benim asıl olan halim... Benim öz'üm. Facebook, twitter ve bunun benzeri siteler daha çok beni başkalarının nasıl algıladıklarıyla ilgili, aslında facebook köy'e geri dönüşü sağlıyor. Her ne kadar şehir tartışmaları da olsa, her yiğit meydanda bir kere boy göstermek, her hatun bir kahve yapıp bakın bu da yaptığım kahve, bakın bunlar da marifetlerim diye sergilemek istiyor. Orda var olmak insanın diğer yönlerde var olmasını sınırlıyor, çünkü bunun getirdiği çabuk ve geçici doyum hep tadımlık olduğundan ben bu ego tatminini yeterli bul