Ana içeriğe atla

Kayıtlar

yaşam etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kalıcılık arayışı (şiir formunda gibi)

Gözlerimiz yanıncaya kadar ağlayacak mıyız  Düştükten sonra sararacak mıyız Bir gün içtikten sonra sarhoş olacak mıyız  Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız  Hepimiz kül olacak mıyız  Bir yaprak gibi savrulacak mıyız  Yoksa bir gün bir maymun gibi bir dala asılı  Sallanıp duracak mıyız  Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız Tüm bu kitaplar bir gün yakılacak mı Elaleme karşı adımız çıkacak mı  Sancılarımız katmerlendikten sonra  Sırlarımız güne çıkacak mı Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız  Yazdığımız şarkılar  Söylediğimiz sözler  Ruh verdiğimiz seramikler Rönesans mimari ilim bilim cerrahi ...  derken Ölüme karşı verdiğimiz savaşta Bilinmez bilinmez     Kalıcı olacak kadar kahraman mıyız? not: Zgymunt Bauman'ın Iskarta Hayatlar kitabından etkilenerek yazdım. 

Kısa Hikayeler

Anneme Göndermediklerim Anneme b inlerce mektup yazdım. Hiçbirini göndermedim. Email yazdım, Word’de bir şeyler yazdım, şiir yazdım, blog yazdım, öykü yazdım. Hiçbirini ama hiçbirini göndermedim. Halbuki elektronik postaya da alışmıştı. Ona tüm bu güzel şeyleri göndermek yerine sadece şikayetlerimi, hastalıklarımı, gözyaşlarımı ve pişmanlıklarımı gönderdim. Neden hayatımın güzel detaylarını göndermedim? Neden ona yaratıcılık atölyesinde yazdıklarımı göndermedim. Bilmiyorum. Halbuki bana her şeyi yaz, demişti. Her şey o baharda oldu. Bir Nisan akşamı... Annem gizlice günlüğümü okumuş muydu bilmiyorum. Ama ilkokul defterlerimi atmamıştı. Odamı bir depo olarak kullanıyordu. Birçok şeyin yeri değişmişti ama mahremlerin değişmemişti. Mahremlerden kastım elbette günlükler, mektuplar ve şiir defterleriydi. Saklanan resimler. Benim icatlarım. Gizlilerim saklılarım. Ne kadar çok çalıştığım, kese kağıtlarında aynı cebir sorularını bu küçük şehirden kurtulmak için binlerce kez çözdü