Ana içeriğe atla

Kayıtlar

amatör şiir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kalıcılık arayışı (şiir formunda gibi)

Gözlerimiz yanıncaya kadar ağlayacak mıyız  Düştükten sonra sararacak mıyız Bir gün içtikten sonra sarhoş olacak mıyız  Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız  Hepimiz kül olacak mıyız  Bir yaprak gibi savrulacak mıyız  Yoksa bir gün bir maymun gibi bir dala asılı  Sallanıp duracak mıyız  Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız Tüm bu kitaplar bir gün yakılacak mı Elaleme karşı adımız çıkacak mı  Sancılarımız katmerlendikten sonra  Sırlarımız güne çıkacak mı Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız  Yazdığımız şarkılar  Söylediğimiz sözler  Ruh verdiğimiz seramikler Rönesans mimari ilim bilim cerrahi ...  derken Ölüme karşı verdiğimiz savaşta Bilinmez bilinmez     Kalıcı olacak kadar kahraman mıyız? not: Zgymunt Bauman'ın Iskarta Hayatlar kitabından etkilenerek yazdım. 

Dişlerim seninkilerden keskin kalbim seninkinden büyük

Dişlerim var ama ısırmam Yanıma yaklaşana havlamam Dostum saydıklarımı evlerine bırakır Evlerine bulaşmam Dişlerim seninkilerden keskin Kalbim seninkinden büyük Senden hızlı koşarım Senden daha güçlüyüm Ama sana dokunmam Sen beni her fırsatta Zehirler keser boğarsın Gıkım çıkmaz havlamam Miyavlamam Bağırmam bağıramam Bir gözlerime baksan anlarsın Parlar gözlerim yaşama Sevgi ister gibi bakar sana Ama sen bana her fırsatta kıyarsın Dişlerim seninkilerden keskin Kalbim seninkinden büyük Senden hızlı koşarım Senden daha güçlüyüm Ama sana dokunmam Uyuşturucuyu ben bulurum Kaybedilen zavallı çocukları Kör olanların eli ayağı olurum Bir sıcak yer bir sıcak yemek isterim Sen ise bana zehirli yemekler yedirirsin Dişlerin benimkilerden az keskin Kalbin benimkinden küçük Benden yavaş koşarsın Benim kadar güçlü değilsin Ama sen beni her fırsatta Haince korkakça insafsızca öldürürsün İnsanlığından utan.

Zaman

Bu zaman dostlarla geçti Aileyle, yemekle, gülmekle geçti Yürüyünce ayaklarıma kara sular indi Saat farkından uykum geldi Zaman hızla geçip gitti Ankara'da Kayseri bile kalabalık ve hızlı idi İstanbul'da hiçbir şeyin önemi yok Mühim olan koşmak idi Zaman yavaş yavaş aralarken perdeleri Gösterdi bana ışıltılı gözlerini Sana dostlar, işler, sözcükler verdim, dedi Bir baktım ki saçlarıma aklar serpip gitti Hadi şimdi bana de ki Her şey tamsa ölüm gelir Aman dedim korkumdan Hiçbir şey tam değil Ama bırak, böyle kalsın

Terk edilenler

sanırım beni en çok üzenler gidenler değil de  geride kalanlar  sanırım beni en çok üzen bu sahipsiz köpek barınağa gönderilen  sanırım bu kedicik kardeşsiz kalan  sanırım bu çocuk annesiz yaşayan  sanırım yetimhaneler beni üzer en çok  bir kenara atılmış yavru kediler  yavru bebekler  bırakılmış kitaplar  bırakılmış insanlar  bırakılmış yaşlılar  bir kenarda haber bekleyen mektuplar  gönderilmeyen kartlar  aranmayanlar  konuşulmayanlar  sanırım beni en çok üzen  bu ölülerin barınaklara giden kedileri köpekleri  sanırım beni en çok üzen bu sekiz aylık bebek  sokağa bırakılan ve bırakıldığını bilen  herkes bilir bırakıldığını bu hayatta  herkes bilir terk edildiğini  gerek ölüm olsun sebebi  gerek ihmalkarlık  gerek yalnızlık  gerek atılmışlık  herkes bilir  bir kedi bir köpek kadar  gidenin öldüğünü  ölenin gittiğini  ama kimler bakar o kimsesizlere  barınaklarda iyi bakarlar mı yetimhanelerde iyi bakarlar mı devlet kucağını

Kasımda Ölen Kediler ve de Yazın Ölen Kediler

Her ka sım da bir kedi ölüyor Benim bir kedim ekimde öldü Rotonda 16 ekim idi zannedersem sonra bir kedim daha vardı o da sanırım ekimde öldü, kasım da olabilir Carlos Başka bir kedim vardı yazın ortasında öldü Carmen Diğer kediler dövmüş Carmen Sonra bugünlerde Osman dönmedi herhalde onu da öldürdüler Osman O da kasımda öldü Kasımdayız ya, ölme zamanı İşte neyse Her kedim için kaşımın şeklini değiştirsem Mısırlılar gibi Sanırım bende kaş maş kalmazdı 13 Kasım 2017 -->