Kitap okuyan çiçekli şapkalı kız... çiçekler vazo da mıydı kızın hasır şapkasının üstünde mi?
Kitap okuyan kızın yanında bir vazoda rengarenk çiçekler var. Kızın saçındaki renkler daha kırmızımsı tonlarda, çiçekler ise daha pembe daha yeşil... Bu tablonun aslını gördüğüm vakit hayatım biraz daha tamam oldu. Bağımızın giriş katındaki köşedeki odada (orası eskiden ağbimin odasıydı sonra misafir odası oldu) duvarda asılı dururdu. Bir gece anneannemle yattım o odaya ve uyuyamadım. Anneannemin yanında uzanırken karanlıkta resme baktım durdum. Uyuyamıyorum. Hayallere daldım. Kötü bir taklitmiş bizimkisi. Renkleri koyu ve solukmuş. Beni korkutan tarafları vardı bu tablonun. Çocuksun ya korkacaksın illaki. Kızın yüzünü hayal etmeye çalışırdım. Sadece şapkası, dudakları, çenesi, burnu görünürdü. Frankfurt Müzesi'nden buraya Roma National Gallery of Art'a getirilen tablonun gerçeğini ancak 27 yaşında görebildim. Bu dedim işte, meğersem Renoir'mış. Ve renkleri ne kadar canlıymış.
Renkler inanılmaz tonlarda, inanılmaz parlaktı. Kitap ve çiçekler ve kızıl saçlı kız. Sadece bunlar var tabloda, ama hepsi birbirinden gerçek. Bu resmin öyküsünü hiç araştırmadım.
Yine uyuyamadığım bir gece bunları düşünmeye başladım. Renoir'ın tablosunu düşünmeye daldım. Annem kitap severdi, çiçek severdi, canlı renkleri severdi. Kitap okursa kızını daha çok severdi. Şaka bir yana ben de farklı mıydım ondan? Hep derdim, bir kış günü iki sıcak yer vardır gidebilecek: Bir kitapçı ve bir çiçekçi. Neyseki lise yıllarımı çok çok tüketimci sayılmayacak bir şekilde geçirdim de okuduklarımdan az da olsa etkilenebildim. Yoksa bu dengesizliklerle nereye kadar gidecektim ki acaba?
Çabalıyorum anne. Biliyorum renkler var ama dokunamıyorum. Kitaplar var ama hepsini okuyamıyorum. O kız gibi yerimde bir huzurlu duramıyorum. Senin canlı bir hayatı sevdiğini biliyorum. Hayatı sevmek de bir hastalık mı dersin insanı günden güne bitiren? Ben de canlı bir hayatı seviyorum. Peki daha renkli olmak için ne yapmalıyım? Canlanmak için? Yoksa yaşlandıkça renklenir mi insan dersin? Matlaşıyor da olabilirim tabii ki. Yok yok pastel tonlardaydım hep. Böyle de olacak gibi. Kimi zaman canlı kırmızı olmaktan ne zarar gelir ki?
Yorumlar
Yorum Gönder