Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Öylesine

Üretmek isterdim. Bir şeyler. Ne olursa olsun. İçinden geldiği gibi davranmak, kelimenin tam anlamıyla. Kelimelerin kalabalığından kaçmak. Aynı manaya gelen iki cümleyi kullanmamak. Kaçmak, konuşmaktan. Yazmak. Sevmek ve yeniden sevmek. Anlamak ve anlamaya çalışmak. Sana elini veren, omzunu uzatan, senin için ara sıra telaşlanan bir yürek. Yürümek. Bu sıcakta. Uzun cümleler yazmaya üşenmek. Kızmak kendine. Bundan sonra yapmayacağım, demek. Emek, yemek. En tatlı iki şey. Anneyi hor görmek, kendini hiçe saymak. En büyük iki hata. İşte hayatım bu sıcak mayıs gününde. Senatonun kütüphanesinde, Piazza Minerva'da. Ve ben karışmak isterim şarkısına gülüşlerinin yaşlı Fransız çiftlerin...

Roma'da Son 1.5 Ay

Roma’daki son günlerim yaklaşırken biraz hüzün çöktü. Sicilya ve Napoli gezilerimi de anlatmak isterdim ama şimdi iç yolculuğum ağır basıyor. Fark ettim ki burda mutluyum. Deli gibi her yere başvuruyorum, Hollanda, Almanya, İtalya ve Türkiye. Pek ne yaptığımı bilmediğim oluyor. Bazen çok yorgun oluyorum ve çalışıyorum ama çalıştığımdan bir şey anlamadığım oluyor. Şimdi yine zor bir dönem geldi çattı. Bu dönemki sınavlar ve paper’lar beni daha çok zorlayacak gibi görünüyor. Fakat yapabileceğim bir şey yok, çalışmakta geç kalsam da oturmam gerekiyor başına. Burada en çok neyi özleyeceğim bilmiyorum. Pasticceria mı? Yoksa Tabachhi’de bana çok nadiren gülen yaşlı amcayı ve bana bir merhaba bile demeyen yaşlı eşini mi? Yoksa köşedeki barı mı her sabah kahvaltı yapmak istediğim bir krosan ve kahveyle? Master arkadaşlarımı mı hepsi birbirinden renkli? Aşağı inip spinning yaptığım küçücük havasız spor salonunu mu? Gitmeden Romalı ve suratsız satıcılara ve de mağaza sahiplerine “Bu kadar