Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sizin de Varoluşsal Kaygılarınız Var mı?

Bugun tomografi çektirdim Feridun Düzağaç söyledi ben ağladım Vay anam dedim sen bunlardan mı geçtin Varoluşsal kaygılarım var, dedim. Şimdi erken gitsem o kadar iyilik de yapmadım Belki annemin yanına almazlar. Geç gitsem napacagım ki dedim Daha bilemedim pek ne işle iştigal edeceğimi Kıçı kırık bir yazar mı akademisyen mi yoksa bir çatlak anne Bir baskıcı eş mi? En güzeli bir tatlı anneanne olmaktı ama Ona da çok yol vardı daha. Benim varoluşsal kaygılarım istediklerimi yapamamaktan yana... ölmeden evvel. Ölümü düşünerek. Hayatın kısalığına atıf yaparak. Ve Camus ile devam edersek... size anlatacağım başkaldırmak ne demek... Sevgiler, Dın dın Sah Sah.

Bir Soru

Ben her zaman huysuz ve kararsız bir insan mıydım yoksa yıllar içinde mi böyle oldum?  Sulamadığım çiçeklere, ölen kaplumbağama ve ölen kedilerime sormam lazım. Bir de anneme sormam lazım. Bir de giden sevgililere sormam lazım. Ama yıllardır beni tanıyan dostuma sormadıktan sonra ne ise yarar? Kimseye sormaya gerek yok. Çocukken de huysuzdum, o zaman da kararsızdım. Aslında yedimde ne oldumsa yetmişimde de o olacağım. Yani değişen pek bir şey yok.

Çözülemeyen İki Sorun

Bende kıskançlık sorunsalı Bir de şiire erkeklerin gözleriyle bakma sorunsalı Benim öğrendiğim romantizm her ne kadar aşkın romantizmi olsa da belli ki ben erkeğin gözünden kendimi görüyorum şiirde. Şairlerin çoğu da erkek olduğuna göre hic tanımadığım bir taraf var bende. Sende, bizde. Biz kadınlarda. Anlıyor musunuz beni? Erkeklerin aşkı, erkeklerin gözleri, biz nerdeyiz? Bizim kalbimiz neden bu kadar kapalı? Neden üzülmekle yetinmişiz susmuşuz yıllardır? Neden içimden taşarken binlerce sözcük ben susmuşum. Sen susmuşsun. Biz de yazabiliriz. Bizim kalbimizi yazabiliriz. Kadın ve erkek kalbi yoktur edebiyatta. İnsan vardır, insanın istekleri ve duyguları ama şairler ah şu şairler hepsi erkek gözüyle severler. Kadın gibi ağlamazlar, gururlu ve merttirler. Analar gibi ağlayabilmenin şerefine, derler. Kadınları severler, kadınların avuçları terler... ne kadınlar severler yokturlar. Gözleri açılır bacaklarına sürseler gözlerini... Peki ya biz, geçen kadınlardan sadece biri miyiz? Biz ka

Kayserili bir Şair Keşfettim ama biraz geç oldu...

1944'te Kayseri'de doğdu. Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı'nı bitirdi. Kısa süre memurluk yaptı, gazetelerde uzun yıllar köşe yazıları yazdı. İmge yoğunluğu, kelime ekonomisi ve söyleyişteki vuruculuğuyla 1960 kuşağının en öne çıkan şairlerinden biri sayılmaktadır. Kanla Kirlenmiş Evrak Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında Aşklarım, inançlarım işgal altındadır Tabutumun üstünde zar atıyorlar Cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır Toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar Denize yaklaşınca kumlar ve çakıl taşları Geçmiş günlerimi aşağılamaktadır. Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında  Ve rüzgar buruşturuyor polis raporlarını Kadınlar fazlasıyla günaha giriyorlar Bazı solgun gömleklerin çözük düğmelerinden Çelik tırpan gibi silkiniyor çocuklar Denizin satırları arasında Gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin Küfre yaklaştıkça inancım artıyor Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında  Öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı ta