Ana içeriğe atla

Çözülemeyen İki Sorun

Bende kıskançlık sorunsalı
Bir de şiire erkeklerin gözleriyle bakma sorunsalı
Benim öğrendiğim romantizm her ne kadar aşkın romantizmi olsa da belli ki ben erkeğin gözünden kendimi görüyorum şiirde. Şairlerin çoğu da erkek olduğuna göre hic tanımadığım bir taraf var bende. Sende, bizde. Biz kadınlarda. Anlıyor musunuz beni? Erkeklerin aşkı, erkeklerin gözleri, biz nerdeyiz? Bizim kalbimiz neden bu kadar kapalı? Neden üzülmekle yetinmişiz susmuşuz yıllardır? Neden içimden taşarken binlerce sözcük ben susmuşum. Sen susmuşsun. Biz de yazabiliriz. Bizim kalbimizi yazabiliriz. Kadın ve erkek kalbi yoktur edebiyatta. İnsan vardır, insanın istekleri ve duyguları ama şairler ah şu şairler hepsi erkek gözüyle severler. Kadın gibi ağlamazlar, gururlu ve merttirler. Analar gibi ağlayabilmenin şerefine, derler. Kadınları severler, kadınların avuçları terler... ne kadınlar severler yokturlar. Gözleri açılır bacaklarına sürseler gözlerini... Peki ya biz, geçen kadınlardan sadece biri miyiz? Biz kaldırımda yürüdük de eşarbımızın rengi, gözümüzün bebeği, eteğimizin boyu mudur gözünüze çarpan? Kim dokunmuştur ruhumuza? Kim gerçekten anlamıştır? Ben annemi anladım mı ki babam annemi anlasın? Böyle geçer yıllar. Ama değişecek zaman, her şey değişecek eminim. Belki bizimle belki değil. Kafamda düşünceler. İsyankarım. Değiştireceğim bakış açılarını... "siz bunu hiç görmüş müydünüz?" diyeceğim. Beden ve ruh, birlikte yahut değil. Onun da bir ruhu var gözlerinin içindeki parlaklıkla dünyaya ışıldadığı, süzüldüğü. Onun da bir ruhu var. O satılan kadının da, sevilen kadının da, aldatılan kadının da, hiç takdir edilmeyen kadının da, seni bırakmayan o kadının da bir ruhu var. Sen görmesen de kör olsan da, var işte. Anla.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Goodreads

Goodreads  Son zamanlarda sabahları erken kalkıp birkaç saat boyunca beynimi çalıştırdıktan sonra tekrar uykuya dalma ihtiyacı hissettiğimi görüyorum. Gerçekten de sabah insanın zihni daha bir net çalışıyor. Ben genelde hesap kitap yaparak ve email yazarak geçiriyorum bu zamanı, oysaki yazmalı çizmeli okumalı.  Bu sene ilk defa goodreads'te amaçladığım kitap okuma sayısına erişmiş bulundum. Sayı düşüktü, sadece 15 kitap okuyabildim. Ama o da hiç yoktan iyidir, bu arada yarıda bıraktığım on kitabı saymıyorum, Puslu Kıtalar Atlası, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Bobbi Brown Makeup Manual, ve bir sürü kedilerle ilgili İtalyanca kitap, Alda Merini'nin denemelerinin olduğu harika bir kitap. Bu kitapların hepsi yarım kaldı. Okuyamadım bitiremedim fakat başucumda duruyor. Hadi Alda Merini kısa kısa yazmış bölünse de kitabın sürekliliğine bir zarar gelmiyor fakat romanlarda tabii ki ciddi bir unutma sürecine giriyorum. Mesela Puslu Kıtalar Atlası'nı nedense sevemedim halbuki herkes s...

Biten Arkadaşlıklar

Helal olsun sana Şah artık açık açık yazabilirsin. Biten arkadaşlıklarını, çıkar için ideoloji için. Kıskançlık için ve sevgisizlik için. Gerçekten sevmemiş olmak için, biten tüm arkadaşlıklara gelsin bu yazı. Bir dostumu kaybettim çünkü ayrı fikirlerdeydik Bir dostumu kaybettim çünkü bana kızdı Bir dostumu kaybettim sebebini bile bilmiyorum Gerçekten bilmiyorum neden böyle oldu Kaybolup gittiler düşen yıldızlar gibi Oysa güzeldi günlerimiz Aydınlıktı sözler Paylaşırdık her şeyi Kınamazdık canım o kadar Yoksa kınar mıydık Ben kimseyi aptal bulmadım Ya da tembel Uyardığım olmuştur Belki kimi zaman Çok şey istemişimdir Ne de olsa vermeyi de severim Ama ya hesap yaptılarsa ve dedilerse Ben ona daha çok verdim kim bilebilir ki insanlar neden gelir hayatımıza neden gider neden kırar dökerler giderken güzel güzel gidilmez hiçbir zaman kimisi de geri döner ama yürek kabul etmez kimisi rüyana girer ama aramazsın bir kere bile koparsın zamanla bilemezsin bilemezsi...

domates biber patlıcan