Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Portre denemeleri

 

resimler resimler resimler

 

Sabırla boyanan resim

 

Sabırla yapılan resim

  daha bu boyanacak allara güllere sarılara kırmızılara ama  nasıl olacak ben de bilmiyorum...     

horror movies

 

Painting with the pigment

 

Burun kulak ağız çizmeye devam

 

Günlük kaygılar ve sevinçler

 Günlük kaygılar arasında tabii ki çalışamamak baş köşeye oturdu.  Ama bir yandan da ufak sevinçler yaşandı dün.  Harika bir kitap yazmış burdaki arkadaşlarımdan biri. Kitabın adı şu şekilde: La parola è un animale. Bestiario etimologico.  Olur da İtalyanca yazılmış bu kitabı bulmak isterseniz, Amazon'a başvurabilirsiniz. Henüz sadece bin tane basılmış ama ben çok iyi satılacağına inanıyorum. Çok felsefi ve düşünceli bir biçimde hayvanları anlatan bu kitap çocukları olanlar için de güzel bir hediye. Hemen linki buraya ekliyorum, ayrıca tabii ki İtalya'da yaşayanlar için kitabı bulmak daha kolay olacaktır. Yazar Irene Paganucci harika bir sanatçı ile çalışmış, Arianna Papini çalıştığı illüstratörün adı. İtalya'da bir hayli tanınan bir sanatçı, ayrıca Urbino'da sanat dersleri de vermekteymiş kendisi...  Benim hep yapmak istediğim bir şeyi arkadaşım yapmış, bu beni çok sevindirdi. Kitabın enerjisi o kadar pozitif ki elime alır almaz, çocuk kitabı olmasına rağmen bir iki

Suluboya ve gözler

 Çizim kağıdı olmadığından renkleri karıştıramadım ama aynı resmi bir de normal suluboya Arches kağıdına yapma fikrim var eğer ki başarabilirsem...   Biraz da göz çalışması yaptım tabii ki eksik kalmasın...   Göz çiziminin bu kadar zor olacağını hayal edemezdim, özellikle de şöyle bir bakınca insan anlıyor ki mesela yukarı bakan göz baygın gibi bakmış halbuki gerçekte öyle değil. Gözün ve bakışın gerçek ifadesini vermek gerçekten kolay değil. 

hamilelik gastriti

 Çok ciddi bir gastrit geçirdim, bu yüzden de üç gün kadar resim derslerine devam edemedim. Pek bir şey yapamadım açıkçası... maalesef işimden gücümden de geri kaldım. Bir gün yatakta full yattım tüm eklemlerim ağrıdı, ateşim çıktı, yediğimi çıkardım derken ikinci gün yine yorgun argın bir şey yiyemeden, çünkü iştah yok, bir yarım muz bir elma, onu da maalesef mide kabul etmedi. Artık ikinci günün sonunda hastaneye gittik. Epigastraglia, midenin üst kısmında ağrı, demekmiş. Zaten mideye bir taş oturmuş gibi, hani sanki bağrıma taş basarım yerine, birisine mideme taş oturturum, demek gibi bir şey. Nasıl bir ağrı, asit, yanma, korkunçtu. Bebişin de kafası biraz sağda yukardaymış o da baskı yaparmış. Üç günde üç kilo kaybettim, hepsi su tabii ki... iştahsızlık ve hiçbir şey yiyememek ne kadar garipmiş.  Yalnız bunu sanırım midemi kendi kendime aşındırmama da bağlıyorum, pizza, dondurma, kola üçlüsü en son yediğim şeylerdi. Pizzada balık da vardı. Sanırım zehirlendim, yahut zaten asitlenen

şimdi de portre çizmek lazım

 

natura morta

 

Soma için kısa bir hikaye

  Gözlerim kamaşıyor ışıktan Gözlerim kamaşıyor ışıktan, uzun süre karanlıkta kaldım, ışığı ve güneşi   unuttum. Tenimiz hep beyaz ve cildimiz hep lekeli. Günün sonunda eve odun parçaları götürüyoruz, bizimle alay ediyorlar, kol boyumuz kadar taşıyabiliyoruz çok taşıyamıyoruz diye. Bizler göçmen işçileriz, İtalya’dan geldik buralara. İşçiye ihtiyaç var, dediler, ekmek var dediler. İşte kendimizi burda bulduk. Eskiden atlar bir gün   yüzü görmeksizin çalışırlarmış madenlerde. Aylarca dışarı çıkmazlarmış. Karanlıkta   yerin dibinde. Bunu düşünmek bile insanı ürpertiyor. Yerin altında ölürlermiş, karanlıkta. Artık Avrupa’nın birçok ülkesinde insanların madencilik yaptığı madenler yok denilecek kadar az. Türkiye’de ise hala çok kötü şartlarda çalışıyoruz. Bize halinize şükredin diyorlar, o atlar gibi olabilirdiniz. Ben bir at olmak isterdim ama Anadolu’nun ovalarında. Yeraltında değil. Karanlıkta gaz lambalarıyla çalıştık çoğu zaman. İlk bu işe başladığımızda kendi malzememizi ke