Gözlerim kamaşıyor ışıktan Gözlerim kamaşıyor ışıktan, uzun süre karanlıkta kaldım, ışığı ve güneşi unuttum. Tenimiz hep beyaz ve cildimiz hep lekeli. Günün sonunda eve odun parçaları götürüyoruz, bizimle alay ediyorlar, kol boyumuz kadar taşıyabiliyoruz çok taşıyamıyoruz diye. Bizler göçmen işçileriz, İtalya’dan geldik buralara. İşçiye ihtiyaç var, dediler, ekmek var dediler. İşte kendimizi burda bulduk. Eskiden atlar bir gün yüzü görmeksizin çalışırlarmış madenlerde. Aylarca dışarı çıkmazlarmış. Karanlıkta yerin dibinde. Bunu düşünmek bile insanı ürpertiyor. Yerin altında ölürlermiş, karanlıkta. Artık Avrupa’nın birçok ülkesinde insanların madencilik yaptığı madenler yok denilecek kadar az. Türkiye’de ise hala çok kötü şartlarda çalışıyoruz. Bize halinize şükredin diyorlar, o atlar gibi olabilirdiniz. Ben bir at olmak isterdim ama Anadolu’nun ovalarında. Yeraltında değil. Karanlıkta gaz lambalarıyla çalıştık çoğu zaman. İlk bu işe başladığımızda kendi malzememizi ke
Sevinçten uçardım hasta oldum mu Kırkı geçerse ateş çağrırlar İstanbul'a Bi' helallaşmak ister elbet di mi oğluyla Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu Oh dedim göğsüne gömdüm burnumu Can Yücel