Evet insan bazen iki üç sene önceki sorunlarına bakıp yeni yeni düşünebiliyor. Yanlış olan neydi?
Ben hep düşündüm, düşünerek geleceği yönlendirmek istemedim bir yandan da. Ama şu var, ben iki üç sene önce çok kötü bir haldeyken, annem hastayken, kedimiz sakatken, biz ölümü beklerken, dünya malı kıymetsizdi. Öylece sürükleniyorduk sağdan sola, hiçbir şeyi bilmiyorduk, hiçbir şeyi kestiremiyorduk. Kendimizi anlamıyorduk. Annemi kaybetmenin ne demek olduğunu biliyordum ama anlamıyordum, yaşadığı sürece her şey o kadar normaldi ve her şey o kadar tıkırındaydı ki. Onunla kavga etsem kaçardım, onu özler yanına giderdim, o bana bir sürü güzel tavsiyede bulunur egomu oksardı. Sonra anladım ki annemsiz yaşamak bir cehennem. Sonra anladım ki ben çok kötü bir evlattım kimi zaman. Sonra anladım ki onsuz ben güçsüzüm...
Sonra sonra her şeyde onu bahane ettim. Çok ağladım, çok kaçtım gerçeklerden, değişik savunma mekanizmaları geliştirdim, bireyselleştim, çünkü tek başıma ayakta kalamamaktan korktum. Kardeşlerimin varlığı bana büyük güven verdi. Ama ya annemin mektupları, ya annemin sözleri, ya annemin tavsiyeleri?
Sonra fark ettim ki ben annemi içselleştirmişim. Ama öyle zamanlar geldi ki onu unuttum, o bir hayal oldu. Yoksa o kadar mı uzaktı artık bana? Dokunamamak böyle bir şeydi. Gitmek böyle bir şey. Annem gerçekten yaşamış mıydı? Gerçekten benim annem miydi?
Sözleri hep içimdeydi. Annem olsa böyle derdi, dedim. Sonra o bir şey diyemediğinden onu ben konuşturdum. Bazı konularda hiç konuşmadı, o zaman ben karar verdim. Hala da o konuşmadığında ben karar veriyorum ama aslında emin olamıyorum o bu kararları onaylar mıydı... Sonra diyorum ki sen sensin, o o. Tamam artık kendi kararlarını ver. Meğersem ben ona çok yapışık ve muhtaçmışım. Hayatımın her safhasında bunu görüyor ve anlıyorum.
Fakat artık melankoliyi bıraktım ve artık hayattan kam almanın bende suçluluk duygusu oluşturmaması gerektiğini anladım ve de sürekli koşmam gerektiğini de anladım. Şimdi artık yavaş yavaş hareket etmek ve aralarda ağlamak istemiyorum. Tam tersine koşmak istiyorum. Ki kimse beni tutamasın kimse tutamasın ki ben de gittikçe hızlanayım. Çünkü ben koşmayı çok severim. Sabahları kalkabilirsem tabii...
Red Elephant: http://www.artistrising.com/shop/tags/running.htm
Ben hep düşündüm, düşünerek geleceği yönlendirmek istemedim bir yandan da. Ama şu var, ben iki üç sene önce çok kötü bir haldeyken, annem hastayken, kedimiz sakatken, biz ölümü beklerken, dünya malı kıymetsizdi. Öylece sürükleniyorduk sağdan sola, hiçbir şeyi bilmiyorduk, hiçbir şeyi kestiremiyorduk. Kendimizi anlamıyorduk. Annemi kaybetmenin ne demek olduğunu biliyordum ama anlamıyordum, yaşadığı sürece her şey o kadar normaldi ve her şey o kadar tıkırındaydı ki. Onunla kavga etsem kaçardım, onu özler yanına giderdim, o bana bir sürü güzel tavsiyede bulunur egomu oksardı. Sonra anladım ki annemsiz yaşamak bir cehennem. Sonra anladım ki ben çok kötü bir evlattım kimi zaman. Sonra anladım ki onsuz ben güçsüzüm...
Sonra sonra her şeyde onu bahane ettim. Çok ağladım, çok kaçtım gerçeklerden, değişik savunma mekanizmaları geliştirdim, bireyselleştim, çünkü tek başıma ayakta kalamamaktan korktum. Kardeşlerimin varlığı bana büyük güven verdi. Ama ya annemin mektupları, ya annemin sözleri, ya annemin tavsiyeleri?
Sonra fark ettim ki ben annemi içselleştirmişim. Ama öyle zamanlar geldi ki onu unuttum, o bir hayal oldu. Yoksa o kadar mı uzaktı artık bana? Dokunamamak böyle bir şeydi. Gitmek böyle bir şey. Annem gerçekten yaşamış mıydı? Gerçekten benim annem miydi?
Sözleri hep içimdeydi. Annem olsa böyle derdi, dedim. Sonra o bir şey diyemediğinden onu ben konuşturdum. Bazı konularda hiç konuşmadı, o zaman ben karar verdim. Hala da o konuşmadığında ben karar veriyorum ama aslında emin olamıyorum o bu kararları onaylar mıydı... Sonra diyorum ki sen sensin, o o. Tamam artık kendi kararlarını ver. Meğersem ben ona çok yapışık ve muhtaçmışım. Hayatımın her safhasında bunu görüyor ve anlıyorum.
Fakat artık melankoliyi bıraktım ve artık hayattan kam almanın bende suçluluk duygusu oluşturmaması gerektiğini anladım ve de sürekli koşmam gerektiğini de anladım. Şimdi artık yavaş yavaş hareket etmek ve aralarda ağlamak istemiyorum. Tam tersine koşmak istiyorum. Ki kimse beni tutamasın kimse tutamasın ki ben de gittikçe hızlanayım. Çünkü ben koşmayı çok severim. Sabahları kalkabilirsem tabii...
Red Elephant: http://www.artistrising.com/shop/tags/running.htm
Sana olan sevgim her geçen gün artıyor canım
YanıtlaSilkardeşim...Çok güzel anlatmışsın her zamanki gibi...