Dün annemi rüyamda gördüm. Biraz üzgündü. Fakat çok hareketliydi. Beyin ameliyatından iyileşmiş olduğunu düşündüm.
Bu fikri aklımdan atamıyorum ama benim için kaygılandığına yahut başka şeyler için kaygılandığına dair şüphelerim var.
Annemi hatırlatan birçok şey var bana. Geçenlerde petit beurre alırken bile annemi düşündüm, aslında annem en çok grissini'yi severdi.
Ayak kemiklerim çıkınca annem aklıma gelir. Şekli bozulan en rahat en güzel ayakkabılar bile bana annemi hatırlatır.
Ne zaman dalgalı saçlar görsem, biraz uzunca bir burun, biraz güzelce elmacık kemikler annemin yüzü aklıma gelir.
Güzel pantolonlar, pazardan alınan yeşillikler, gidilen gezmeler, eski dostlar, bir çeyrek altın, bir çocuğun doğumu, bir insanın ölümü, bir insanın evlenişi... hepsinde aklıma annem gelir.
Hastaneler, doktorlar, göz doktorları, gözlük satanlar, optikçiler, ameliyatlar, katarakt, yakını görememe ve miyop, aklıma annem gelir.
Ne zaman çocuklar aklıma gelse annemin çekmecesindeki şekerlemeler aklıma gelir.
Otorite ve sekreterler, annemin yanında çalışanlar, akşamları saat 18.00'e kadar annemin işten çıkışını bekleyişim ve sonrasında açlıktan bir sürü abur cubur yiyişim. Hep aklıma annem gelir.
Ne zaman bir şeyler yolunda gitse, neden yok? derim. Ne zaman bir şeyler yolunda gitmese, neden yok? derim.
Acaba annem bu durumda ne derdi derim. Annem yaşasaydı böyle olmazdı, derim. Düşünür ederim ne kadar milliyetçi olduğunu kimi zaman, halime güler geçerim.
Ne zaman paramı çarçur etsem aklıma annem gelir.
Ne zaman bireysel emekliliğe para yatırsam aklıma annem gelir.
Ne zaman iş bulsam ne zaman sevinsem ne zaman üzülsem aklıma annem gelir.
Bir Fransız filmi izlesem, TRT2'yi düşünsem aklıma annem gelir.
Bağlar, kayısılar, komşular, Kayseri'nin betonlaşmamış hali ... hepsinde annemi hatırlarım.
Hakkını ezdirmemek için endişelenen ama eninde sonunda stresten uyuyamayan beni düşündüğümde anneme benzedim, sonunda, demeden geçemem.
Ne zaman canım yansa annem olsaydı, derim. Ne zaman canım sıkılsa annem olsaydı, derim. Ne zaman param olsa ne zaman param bitse. Ne zaman çok yürüsem, ne zaman hiç yürümesem. Ne zaman dostlarımla görüşsem. Ne zaman anneleri konuşsam. Ne zaman anne olmak istesem aklıma annem gelir.
Annem öldü ama hep yaşamaktadır. Dimağım bunu kaldıramadı. Gerçekleri anlayamadığımız gerçeğini unutmamak lazım, fakat içten içe kavradığımızı zannetsek de her şeyi... bilinçaltı kavrıyor olabilir. Duygusal zeka daha geriden gelip kabullenemiyor. Dün annemi gördüğümde rüyamda emindim, iyileşmişti, her şey gerçekti. Annem düşünceliydi çünkü benim için endişeleniyordu belki de. Depresyona girmiştim son bir iki gündür, belki o yüzden. Belki de ona dua etmem gerekiyordur, bunu da düşünmeliyim. Kardeşlerim için de endişelenmiş olabilir. İnsancıl olmayan her şeyden endişelenirdi o.
Bir petite beurre, bir grissini, bir ayak kemiği ağrısı annem ordadır. İrmik tatlısı, aside tatlısı, annemin bana ayırdığı altınlar, hayatın akıp gidişi... her yerde annem yanımdadır.
Bu fikri aklımdan atamıyorum ama benim için kaygılandığına yahut başka şeyler için kaygılandığına dair şüphelerim var.
Annemi hatırlatan birçok şey var bana. Geçenlerde petit beurre alırken bile annemi düşündüm, aslında annem en çok grissini'yi severdi.
Ayak kemiklerim çıkınca annem aklıma gelir. Şekli bozulan en rahat en güzel ayakkabılar bile bana annemi hatırlatır.
Ne zaman dalgalı saçlar görsem, biraz uzunca bir burun, biraz güzelce elmacık kemikler annemin yüzü aklıma gelir.
Güzel pantolonlar, pazardan alınan yeşillikler, gidilen gezmeler, eski dostlar, bir çeyrek altın, bir çocuğun doğumu, bir insanın ölümü, bir insanın evlenişi... hepsinde aklıma annem gelir.
Hastaneler, doktorlar, göz doktorları, gözlük satanlar, optikçiler, ameliyatlar, katarakt, yakını görememe ve miyop, aklıma annem gelir.
Ne zaman çocuklar aklıma gelse annemin çekmecesindeki şekerlemeler aklıma gelir.
Otorite ve sekreterler, annemin yanında çalışanlar, akşamları saat 18.00'e kadar annemin işten çıkışını bekleyişim ve sonrasında açlıktan bir sürü abur cubur yiyişim. Hep aklıma annem gelir.
Ne zaman bir şeyler yolunda gitse, neden yok? derim. Ne zaman bir şeyler yolunda gitmese, neden yok? derim.
Acaba annem bu durumda ne derdi derim. Annem yaşasaydı böyle olmazdı, derim. Düşünür ederim ne kadar milliyetçi olduğunu kimi zaman, halime güler geçerim.
Ne zaman paramı çarçur etsem aklıma annem gelir.
Ne zaman bireysel emekliliğe para yatırsam aklıma annem gelir.
Ne zaman iş bulsam ne zaman sevinsem ne zaman üzülsem aklıma annem gelir.
Bir Fransız filmi izlesem, TRT2'yi düşünsem aklıma annem gelir.
Bağlar, kayısılar, komşular, Kayseri'nin betonlaşmamış hali ... hepsinde annemi hatırlarım.
Hakkını ezdirmemek için endişelenen ama eninde sonunda stresten uyuyamayan beni düşündüğümde anneme benzedim, sonunda, demeden geçemem.
Ne zaman canım yansa annem olsaydı, derim. Ne zaman canım sıkılsa annem olsaydı, derim. Ne zaman param olsa ne zaman param bitse. Ne zaman çok yürüsem, ne zaman hiç yürümesem. Ne zaman dostlarımla görüşsem. Ne zaman anneleri konuşsam. Ne zaman anne olmak istesem aklıma annem gelir.
Annem öldü ama hep yaşamaktadır. Dimağım bunu kaldıramadı. Gerçekleri anlayamadığımız gerçeğini unutmamak lazım, fakat içten içe kavradığımızı zannetsek de her şeyi... bilinçaltı kavrıyor olabilir. Duygusal zeka daha geriden gelip kabullenemiyor. Dün annemi gördüğümde rüyamda emindim, iyileşmişti, her şey gerçekti. Annem düşünceliydi çünkü benim için endişeleniyordu belki de. Depresyona girmiştim son bir iki gündür, belki o yüzden. Belki de ona dua etmem gerekiyordur, bunu da düşünmeliyim. Kardeşlerim için de endişelenmiş olabilir. İnsancıl olmayan her şeyden endişelenirdi o.
Bir petite beurre, bir grissini, bir ayak kemiği ağrısı annem ordadır. İrmik tatlısı, aside tatlısı, annemin bana ayırdığı altınlar, hayatın akıp gidişi... her yerde annem yanımdadır.
Yorumlar
Yorum Gönder