Ana içeriğe atla

Colour Theory, Self-Portrait and Marbling * Renk Teorisi, Otoportre ve Ebru

Son zamanlarda renk konusunda, tabii ki form konusunda da şaşkınım, bir hayli bilgi edinmem gerektiğini fark ettim. Bu yüzden de biraz renk teorisi üzerine çalışmaya karar verdim. Amazon'dan Everyday Watercolor isimli Jenna Rainey'ye ait olan bu kitabı aldım. Online olsa da gayet güzel gidiyor. Ben telefonu bir kenara koyuyor ve denemeler yapıyorum. Renkler üzerine bir şeyler öğrenmeye başladım denilebilir.



Sonra bir de otoportre yapayım dedim ama biraz somurtkan oldu, aslında gerçeği de yanstımıyor değil.


Gel gelelim bu gözlerin altına ve yanaklara çizilen çizgileri bir türlü beceremiyorum, aslında olandan daha ağır ve fazla ve daha yorgun görünüyor bu çizgilerle birlikte...

Gelelim ebru derslerine. Geçmişte Koç Üniversitesi'ndeyken ebru dersleri almıştım, gayet de güzel gidiyordu, hiç fena değildi. Şimdi Smart Art Box diye üç aylık bir sanat zımbırtısına kaydoldum. Onlar ilk etapta bana ebru malzemeleri göndermişler fakat boyanın kendisi suyun o özel etkisini yakalamaya çalışıyor. Tabii ki beklenen etki olmuyor. Çünkü suya konulan o ağır kokulu madde (kitre) aslında suyun o farklı özelliği yakalamasını sağlıyor. Fakat tabii ki kitre göndermemişler. Bu yüzden de çok memnun kalmasam da asıl sorun bu değildi: boyalar dökülmüştü ve bir kısmı da nokta nokta serpmeye çalışırken tamamı dökülerekten tüm boyayı araya vermeme ve istediğim şekilleri oluşturamama sebep oldu. Bu nedenle de istediğim şekilleri vermem imkansız hale geldi. Ben de renklerin uyumundan hareket ederek yine onların gönderdiği kağıtlara bu şekilde şekiller çıkarabildim. Sonra da onları kitap aralığı olabilecek ölçülerde makasla keserekten bu hale getirdim. Fena olmadı. En azından faydalı bir hal aldılar. Tek başlarına resim olarak çok soyut kalıyorlardı, böyle en azından şekiller ve renkler güzel bir uyum oluşturabildi.


İşte sanata dair son maceralarım bunlar. Amacım Everday Watercolour kitabını bitirmek ve bir adım daha ilerlemek. 1 Temmuz'da yeni bir işe başlıyorum. O zamandan önce sanata daha çok vakit ayırmak ve de kendimi kanıtlamak için koşturmaya başlamadan önce birkaç resim daha yapabilmek istiyorum. En azından şu renk teorisi çözeyim de sonra kendi hipotezlerimi üretirim diye düşünüyorum. Şimdilik böyle olsun, sevgiyle kalın, resimsiz ve sanatsız kalmayın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

her şey ara verince güzel

 Şimdi eski günlerdeki gibi yine kütüphaneye geldim. Kendi kendime çalışmaya çalışıyorum.  Çalışmadan bir yazayım dedim, ne de olsa uzun zaman oldu.  Akademik alanda ufak projelerde çalışıyor, makaleler üretmeye devam ediyorum. Beynimin eskisi gibi keskin bir şekilde işlemediğini fark etsem de böyle biraz yalnız kalıp bir şeyler yapmak beni rahatlatıyor, hem daha iyi konsantre oluyorum.  Her şey ara verince güzel. Annelik bile öyle.  Geçenlerde Lost Daugther'ı izledim, zaten kitabını da okumuştum yıllar önce, herhalde 2015 yılıydı yahut 2014 yılıydı. Filmi de güzel olmuş, aktristler de harika. Çok beğendim. Sanırım film ile kitabı daha iyi anladım bile diyebilirim. Olivia Colman zaten harika bir iş çıkarmış her zamanki gibi. Bir bakışı bin kelimeye bedel.  Doğal olarak anne gibi hissetmemekten öte sanırım, anne gibi hissetmeyi çok sevmekle beraber belki bu yükün altında biraz ezilmek söz konusu olabilir birçok kadın için. Yahut annelik öyle baskın hale gelir ki ilişkimizi unuturuz.

Biten Arkadaşlıklar

Helal olsun sana Şah artık açık açık yazabilirsin. Biten arkadaşlıklarını, çıkar için ideoloji için. Kıskançlık için ve sevgisizlik için. Gerçekten sevmemiş olmak için, biten tüm arkadaşlıklara gelsin bu yazı. Bir dostumu kaybettim çünkü ayrı fikirlerdeydik Bir dostumu kaybettim çünkü bana kızdı Bir dostumu kaybettim sebebini bile bilmiyorum Gerçekten bilmiyorum neden böyle oldu Kaybolup gittiler düşen yıldızlar gibi Oysa güzeldi günlerimiz Aydınlıktı sözler Paylaşırdık her şeyi Kınamazdık canım o kadar Yoksa kınar mıydık Ben kimseyi aptal bulmadım Ya da tembel Uyardığım olmuştur Belki kimi zaman Çok şey istemişimdir Ne de olsa vermeyi de severim Ama ya hesap yaptılarsa ve dedilerse Ben ona daha çok verdim kim bilebilir ki insanlar neden gelir hayatımıza neden gider neden kırar dökerler giderken güzel güzel gidilmez hiçbir zaman kimisi de geri döner ama yürek kabul etmez kimisi rüyana girer ama aramazsın bir kere bile koparsın zamanla bilemezsin bilemezsi

Goodreads

Goodreads  Son zamanlarda sabahları erken kalkıp birkaç saat boyunca beynimi çalıştırdıktan sonra tekrar uykuya dalma ihtiyacı hissettiğimi görüyorum. Gerçekten de sabah insanın zihni daha bir net çalışıyor. Ben genelde hesap kitap yaparak ve email yazarak geçiriyorum bu zamanı, oysaki yazmalı çizmeli okumalı.  Bu sene ilk defa goodreads'te amaçladığım kitap okuma sayısına erişmiş bulundum. Sayı düşüktü, sadece 15 kitap okuyabildim. Ama o da hiç yoktan iyidir, bu arada yarıda bıraktığım on kitabı saymıyorum, Puslu Kıtalar Atlası, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Bobbi Brown Makeup Manual, ve bir sürü kedilerle ilgili İtalyanca kitap, Alda Merini'nin denemelerinin olduğu harika bir kitap. Bu kitapların hepsi yarım kaldı. Okuyamadım bitiremedim fakat başucumda duruyor. Hadi Alda Merini kısa kısa yazmış bölünse de kitabın sürekliliğine bir zarar gelmiyor fakat romanlarda tabii ki ciddi bir unutma sürecine giriyorum. Mesela Puslu Kıtalar Atlası'nı nedense sevemedim halbuki herkes s