Ana içeriğe atla

10 Ocak 2024

 Bugün eşimle tanışmamıza sebep olan (sebep olan diyorum, aşağıda açıklayacağım) Dario Frediani vefat etti. Eşim de ben de şok içindeyiz. Çok üzgünüz. Sabahtan beri bulutlu sağanak yağışlı ağlıyoruz. Sanırım bu kadar ansızın olması da bizi çok şok etti. Yolda eve giderken düşmüş. Evine gidiyormuş. 17 Ocak ise doğumgünüydü. Bir hafta kalmıştı doğumgününe. Kedileri, köpekleri, tavukları, ve arıları vardı. Annesiyle bitişik yaşıyordu. Ondan aldığımız bal bitmek üzere. Bal satardı. Balı görsek ağlayacağız. O haldeyiz. Halimiz hal değil. 

Ben Dario ile ilk tanıştığım gün eşimle de tanışmış oldum. Meğersem San Frediano'daki Osteria'da ben yakın arkadaşım Ajay ile birkaç kadeh şarap içerken, ki 24 Aralık 2015 gecesiydi, Dario da ordaymış. Dario'nun bir arkadaşı vardı, ters ters bizim masaya gözlerini dikmiş bizi inceliyordu. Dario geldi tam biz dışarıya çıkmadan elimi öpüp deli gözleriyle gözlerime baktı. Deli bakışları hala aklımdadır. Meğersem o sırada barda çalışan arkadaşımız eşimi arıyor, diyor ki Dario müşterileri rahatsız ediyor, gelsen de başka bir yere götürsen onu iyi olur. F geliyor ki Dario gitmiş. Beni görüyor. Öyle tanışıyoruz. 

Dario bakışları ve gülüşüyle hep aklımızda. Hep hafızamızda. Balını sattığı Piazza Napoleone çok boş görünecek gözümüze o olmaksızın. O hiç büyümeyen bir çocuk gibi, aklımıza kazındı. Dariosuz Lucca hayal edilemezdi hala de edilemez. Bizim için çok önemli bir insandı. Ama oldu işte. Artık Dario yok. İnanamıyoruz, keşke hastaneye yatsaydı da iyileşeydi. Onu çok özleyeceğiz. Şimdiden çok özlüyoruz. 

Benim Dario'da en sevdiğim taraflardan biri şuydu: seni dinler ve anlardı. Herkesle muhabbet ederdi. Konuştuğun zaman muhabbete her zaman açık, dostlarını yanında görmeyi seven bir insandı. Deli gözleri zaten hafızamızda hep canlı kalacak.Çok teatral bir yanı vardı. Gülüşü, bir olayı anlatışı, dostlarını çağırışı... bu kadar hakiki yaşayan az insan bulunur. 

Nasıl oldu da gittin Dario? Bizi burada bıraktın. Bize çok kötü bir şaka yaptın. Senin canın çok yandı ama bizim canımızı da yaktın. Seni hep sevdik ve seni hep seveceğiz. Gittiğin yerde mutlu ol. Bizim haberlerimizi tanıdıklara ver. 

 Yerin dolmayacak. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

her şey ara verince güzel

 Şimdi eski günlerdeki gibi yine kütüphaneye geldim. Kendi kendime çalışmaya çalışıyorum.  Çalışmadan bir yazayım dedim, ne de olsa uzun zaman oldu.  Akademik alanda ufak projelerde çalışıyor, makaleler üretmeye devam ediyorum. Beynimin eskisi gibi keskin bir şekilde işlemediğini fark etsem de böyle biraz yalnız kalıp bir şeyler yapmak beni rahatlatıyor, hem daha iyi konsantre oluyorum.  Her şey ara verince güzel. Annelik bile öyle.  Geçenlerde Lost Daugther'ı izledim, zaten kitabını da okumuştum yıllar önce, herhalde 2015 yılıydı yahut 2014 yılıydı. Filmi de güzel olmuş, aktristler de harika. Çok beğendim. Sanırım film ile kitabı daha iyi anladım bile diyebilirim. Olivia Colman zaten harika bir iş çıkarmış her zamanki gibi. Bir bakışı bin kelimeye bedel.  Doğal olarak anne gibi hissetmemekten öte sanırım, anne gibi hissetmeyi çok sevmekle beraber belki bu yükün altında biraz ezilmek söz konusu olabilir birçok kadın için. Yahut annelik öyle baskın hale gelir ki ilişkimizi unuturuz.

Biten Arkadaşlıklar

Helal olsun sana Şah artık açık açık yazabilirsin. Biten arkadaşlıklarını, çıkar için ideoloji için. Kıskançlık için ve sevgisizlik için. Gerçekten sevmemiş olmak için, biten tüm arkadaşlıklara gelsin bu yazı. Bir dostumu kaybettim çünkü ayrı fikirlerdeydik Bir dostumu kaybettim çünkü bana kızdı Bir dostumu kaybettim sebebini bile bilmiyorum Gerçekten bilmiyorum neden böyle oldu Kaybolup gittiler düşen yıldızlar gibi Oysa güzeldi günlerimiz Aydınlıktı sözler Paylaşırdık her şeyi Kınamazdık canım o kadar Yoksa kınar mıydık Ben kimseyi aptal bulmadım Ya da tembel Uyardığım olmuştur Belki kimi zaman Çok şey istemişimdir Ne de olsa vermeyi de severim Ama ya hesap yaptılarsa ve dedilerse Ben ona daha çok verdim kim bilebilir ki insanlar neden gelir hayatımıza neden gider neden kırar dökerler giderken güzel güzel gidilmez hiçbir zaman kimisi de geri döner ama yürek kabul etmez kimisi rüyana girer ama aramazsın bir kere bile koparsın zamanla bilemezsin bilemezsi

Goodreads

Goodreads  Son zamanlarda sabahları erken kalkıp birkaç saat boyunca beynimi çalıştırdıktan sonra tekrar uykuya dalma ihtiyacı hissettiğimi görüyorum. Gerçekten de sabah insanın zihni daha bir net çalışıyor. Ben genelde hesap kitap yaparak ve email yazarak geçiriyorum bu zamanı, oysaki yazmalı çizmeli okumalı.  Bu sene ilk defa goodreads'te amaçladığım kitap okuma sayısına erişmiş bulundum. Sayı düşüktü, sadece 15 kitap okuyabildim. Ama o da hiç yoktan iyidir, bu arada yarıda bıraktığım on kitabı saymıyorum, Puslu Kıtalar Atlası, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Bobbi Brown Makeup Manual, ve bir sürü kedilerle ilgili İtalyanca kitap, Alda Merini'nin denemelerinin olduğu harika bir kitap. Bu kitapların hepsi yarım kaldı. Okuyamadım bitiremedim fakat başucumda duruyor. Hadi Alda Merini kısa kısa yazmış bölünse de kitabın sürekliliğine bir zarar gelmiyor fakat romanlarda tabii ki ciddi bir unutma sürecine giriyorum. Mesela Puslu Kıtalar Atlası'nı nedense sevemedim halbuki herkes s