Ana içeriğe atla

Kayıtlar

10 Ocak 2024

 Bugün eşimle tanışmamıza sebep olan (sebep olan diyorum, aşağıda açıklayacağım) Dario Frediani vefat etti. Eşim de ben de şok içindeyiz. Çok üzgünüz. Sabahtan beri bulutlu sağanak yağışlı ağlıyoruz. Sanırım bu kadar ansızın olması da bizi çok şok etti. Yolda eve giderken düşmüş. Evine gidiyormuş. 17 Ocak ise doğumgünüydü. Bir hafta kalmıştı doğumgününe. Kedileri, köpekleri, tavukları, ve arıları vardı. Annesiyle bitişik yaşıyordu. Ondan aldığımız bal bitmek üzere. Bal satardı. Balı görsek ağlayacağız. O haldeyiz. Halimiz hal değil.  Ben Dario ile ilk tanıştığım gün eşimle de tanışmış oldum. Meğersem San Frediano'daki Osteria'da ben yakın arkadaşım Ajay ile birkaç kadeh şarap içerken, ki 24 Aralık 2015 gecesiydi, Dario da ordaymış. Dario'nun bir arkadaşı vardı, ters ters bizim masaya gözlerini dikmiş bizi inceliyordu. Dario geldi tam biz dışarıya çıkmadan elimi öpüp deli gözleriyle gözlerime baktı. Deli bakışları hala aklımdadır. Meğersem o sırada barda çalışan arkadaşımız

her şey ara verince güzel

 Şimdi eski günlerdeki gibi yine kütüphaneye geldim. Kendi kendime çalışmaya çalışıyorum.  Çalışmadan bir yazayım dedim, ne de olsa uzun zaman oldu.  Akademik alanda ufak projelerde çalışıyor, makaleler üretmeye devam ediyorum. Beynimin eskisi gibi keskin bir şekilde işlemediğini fark etsem de böyle biraz yalnız kalıp bir şeyler yapmak beni rahatlatıyor, hem daha iyi konsantre oluyorum.  Her şey ara verince güzel. Annelik bile öyle.  Geçenlerde Lost Daugther'ı izledim, zaten kitabını da okumuştum yıllar önce, herhalde 2015 yılıydı yahut 2014 yılıydı. Filmi de güzel olmuş, aktristler de harika. Çok beğendim. Sanırım film ile kitabı daha iyi anladım bile diyebilirim. Olivia Colman zaten harika bir iş çıkarmış her zamanki gibi. Bir bakışı bin kelimeye bedel.  Doğal olarak anne gibi hissetmemekten öte sanırım, anne gibi hissetmeyi çok sevmekle beraber belki bu yükün altında biraz ezilmek söz konusu olabilir birçok kadın için. Yahut annelik öyle baskın hale gelir ki ilişkimizi unuturuz.

dead poets

With the lips all dry  and my hands all dry i write and write and write whole day i dont know why sometimes it is hard to leave the house sometimes it is hard to get dressed sometimes it is hard not to bleed and rest the time passes me by hugs to all loved ones thoughts set aside dreams are yet to be realised a proud mom you are how fun it is to read poetry if you had all day you would get bored though then discover new poets who had also kids and they they died too in the end

kör olmayan baykuş

 Son resmim shahofgold'da... 

denizde hayat

 

panik

Bugün tekrar bir makale üzerinde çalışmaya başladım ama hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor. İşler beni bekliyor ama benim çalışma şevkim gittikçe düşüyor. Bir senelik işsizlik bana yaramadı. Bir de istemediğim işler çıktı başıma bir onlar eksikti. Bir bakmışız başkaları ne isterse onu yapar onu yaşar olmuşuz, istediğimiz yaşamı kuramamışız. İstediğimiz insanlarla çalışamamışız. Herkesin elinde çerez ve oyuncak olmuşuz. Dilerim hayat bu kadar kısa değildir. Dilerim insanın istediği şeyleri seçme gücü vardır, ve hayır deme kapasitesi vardır.  Maalesef hayır deme kapasiteniz yoksa hep başkalarının keyfini sürmeye yardımcı olmaya mahkumsunuz.  En sevilen çocuk sizseniz bunun da bir bedeli olmalı, ödenmeli.  En sevilen öğrenci sizseniz bunun da bedeli var.  Biraz göze çarptıysanız bir bedeli var.  Kolay iş yapıyorsanız bir bedeli var.  Hayatta kimse sizi rahat bırakmaz.

Köpekler

  En sonunda bir çizim biraz bir şeylere benzedi...