Eveeet... Fark ettim ki beni okumaya heves eden arkadaşlarım hem okumuşlar, hem hüzünlenmişler. Melankolimden etkilenmişler. Herkesin mutsuz olmaya koşullandığı böylesi bir devirde benim bunları yazış sebebim kimseyi üzmek değildir elbet, bir dünya kurarsın, içinde anılar vardır, ölüler vardır, bir de diriler, her bir bok vardır içinde ama gene de güzeldir o dünya. Sırf sen kurduğun için. Ve sırf acı çekmek için yaratılmamıştır elbet. Aklıma hikaye kursuna giderken bir adamın hikayem hakkında söyledikleri geldi: "Ne kadar burjuva bir yazı bu. Bakınız efendim, bir kendi evleri var bir de anneannelerinin evi, bu ne zenginlik!". Ona "Kenar mahalleden çıkmadım diye hikaye yazmaya hakkım yok mu?" diye sormuştum kendimden emin bir biçimde. Elbette maddi zorluklar içinden gelmiş ve kendimi geliştirme imkanınını tek başıma yaratmış olsaydım, yaşamın özünü kavramış olmak daha kolay olurdu, yazılar daha zengin ve kimbilir daha içe işleyen türden olurdu. Buna şüphem yok. Oysa
Sevinçten uçardım hasta oldum mu Kırkı geçerse ateş çağrırlar İstanbul'a Bi' helallaşmak ister elbet di mi oğluyla Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu Oh dedim göğsüne gömdüm burnumu Can Yücel