Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Damdan ve Kapıdan

Eveeet... Fark ettim ki beni okumaya heves eden arkadaşlarım hem okumuşlar, hem hüzünlenmişler. Melankolimden etkilenmişler. Herkesin mutsuz olmaya koşullandığı böylesi bir devirde benim bunları yazış sebebim kimseyi üzmek değildir elbet, bir dünya kurarsın, içinde anılar vardır, ölüler vardır, bir de diriler, her bir bok vardır içinde ama gene de güzeldir o dünya. Sırf sen kurduğun için. Ve sırf acı çekmek için yaratılmamıştır elbet. Aklıma hikaye kursuna giderken bir adamın hikayem hakkında söyledikleri geldi: "Ne kadar burjuva bir yazı bu. Bakınız efendim, bir kendi evleri var bir de anneannelerinin evi, bu ne zenginlik!". Ona "Kenar mahalleden çıkmadım diye hikaye yazmaya hakkım yok mu?" diye sormuştum kendimden emin bir biçimde. Elbette maddi zorluklar içinden gelmiş ve kendimi geliştirme imkanınını tek başıma yaratmış olsaydım, yaşamın özünü kavramış olmak daha kolay olurdu, yazılar daha zengin ve kimbilir daha içe işleyen türden olurdu. Buna şüphem yok. Oysa

gezmeyi seven kadınlar

Dayım şöyle demiş tam İstanbul için yol alacağımız günün öncesinde ben eve geç gelince: "Benim anam da gezmeyi severdi, onun kızı da severdi, kızının kızı da seviyor". Evet gezmeyi seviyorum. İnsanlarla konuştukça açılıyorum. Kendimden kaçıp komşularıma ve dostlarıma sığınıyorum. Ve bu beni mutlu ediyor. Annemle çok gezerdik. Annem gezmelere beni çanta gibi taşırdı. Her düğüne gitmeyi severdi, her geçmiş olsun'a. Yaşlılara özellikle hürmet gösterir, bırakın anneannemi ihya etmeyi, anneannemin kızkardeşini de sık sık ziyaret ederek favori torun statüsünü ısrarla korurdu. Herkes severdi onu. O kadar çocuk (kardeş, kuzen ve uzak akraba) arasında çalışıp göz doktoru olan ve sonrasında tek başına bir "kadın" olarak sağlam duran, koşturan bir o vardı çünkü. Onun çalışkanlığı ve hareketliliği sayesinde biz de her gittiğimiz yerde baş köşede oturur ve tüm hoşgörüden ve saygıdan payımıza düşeni alırdık. Gezmeler evet... annem yerinde oturamazdı. İşten gelir Kaniye Teyze&

Siyah beyaz bir resimde annemin gülüşü

Bugün annemin bir resmini buldum. Siyah beyaz. Arka planda bir dağ evi var gibi. Çatısı karla kaplı. Üzerinde örgü bir hırka var ve flu çıkmış omzunun altı (ki resim portre niteliğinde). Dağ evinin yanında kışın yaprakları dökülmüş ve kılcal damar gibi dallardan ibaret iki ağaç var. Annem o dağevinin ve onu çevreleyen duvarın önünde durmuş şöyle tepeden bakmış kameraya. Sağına dönmüş yüzünü ancak sol yanağı hafif görünüyor ve sol gözkapağı... Biraz hınzır bir gülümseme var yüzünde. Saçları yine gür. Hep gür. Kabarık ve dalgalı. Perçemini sağa yönlendirmeye çalışmış ama zor zaptedebilmiş saçlarını... Uçları iyice dalgalı, çenesinin altında, boynuna değecek düzeyde kısa. Biraz kendinden emin ama sanki zorla güldürülecekken gülümseyivermiş gibi, mütevazı yine de. Umut verici... Evet, dedim ben de anneme benziyorum bu gülüşü görünce. Ben de onun gibi gülümsüyorum. Onun gibi bakıyorum. Perçemlerim asla öyle kıvrılmadı ve gür olmadı belki ama bu ifade, bu çene ve dudaklar ve bu gülümseyiş...

blog yazmak üzerine

İşte bir çocuk inatçılığıyla heves ettiğim bu özel hayatı ifşa etme, orjinal fikirleri sunma ve "bakın ben de varım, ben de düşünüyorum" deme derdine düşmeden evvel beynimin sağ tarafında hissettiğim bir ağrı tüm bu reklam özelliği taşıması muhtemel sebepleri göz ardı etmeme sebep oldu. Ve böylece "redweddinggown" olmaya karar verdim. Çok farklı şeyler söyleyebileceğime inanmıyorum, dolayısıyla çok farklı olduğuma da. Fakat kendimi ifade etmek için bir şeylere ihtiyacım var ve ben bu boşluğu doldurmayı ne resimle, ne fotoğrafla, ne de sinemayla başarabilirim. Sadece ama sadece yazabilirim. İçe dönük ve ilkel, melankolik ve ağır, hastalık hastası olsam da... Beynimin sağ tarafındaki ağrı birkaç gündür var. İlk defa böyle bir ağrı ile karşılaşıyorum ve migren olmasından ölesiye şüpheleniyorum. Fakat görme bozukluğu yok, ışıktan rahatsız olma vs. Ayrıca mide bulantısı da yok. Peki neden sinirlerim oynadığında yahut bir sayfacık hikayeye kafamı vermeye çalıştığımda orda