İşte bir çocuk inatçılığıyla heves ettiğim bu özel hayatı ifşa etme, orjinal fikirleri sunma ve "bakın ben de varım, ben de düşünüyorum" deme derdine düşmeden evvel beynimin sağ tarafında hissettiğim bir ağrı tüm bu reklam özelliği taşıması muhtemel sebepleri göz ardı etmeme sebep oldu. Ve böylece "redweddinggown" olmaya karar verdim.
Çok farklı şeyler söyleyebileceğime inanmıyorum, dolayısıyla çok farklı olduğuma da. Fakat kendimi ifade etmek için bir şeylere ihtiyacım var ve ben bu boşluğu doldurmayı ne resimle, ne fotoğrafla, ne de sinemayla başarabilirim. Sadece ama sadece yazabilirim. İçe dönük ve ilkel, melankolik ve ağır, hastalık hastası olsam da...
Beynimin sağ tarafındaki ağrı birkaç gündür var. İlk defa böyle bir ağrı ile karşılaşıyorum ve migren olmasından ölesiye şüpheleniyorum. Fakat görme bozukluğu yok, ışıktan rahatsız olma vs. Ayrıca mide bulantısı da yok. Peki neden sinirlerim oynadığında yahut bir sayfacık hikayeye kafamı vermeye çalıştığımda orda o ağrı beliriveriyor? Derhal bir check-up yaptıracağım. Ama o zamana kadar, yani sağlıklı olduğuma inanana kadar kendimi melodramlara vermeye kararlıyım ki biliyorum bu hayatımı kolaylaştırmayacak.
Mesela beynimdekinin bir tümör olduğunu düşünmeye başlarsam ve ölmek için erken bir yaşta olduğumu hesaba katarsam (25) şu güne kadar doğru düzgün bir şey üretmediğimi ve yaptığım birçok şeyin hakkını veremediğimi düşünecek olursam… O zaman işte öleceğime dair üzüntünün yerini bir kaygı alıyor, kaygının yerini ise bir boşluk ve afallama.
Boşa kürek çekmek de olsa blog yazmak kişisel kurtuluşumun bir parçası olabilir. Şimdilik kendimi böyle avutayım. Hmm ağbim olsa şöyle derdi: "Bakalım red wedding gown ne zaman tüketecek blogger'ı?".
Belki de tüketmem. Belki.
Çok farklı şeyler söyleyebileceğime inanmıyorum, dolayısıyla çok farklı olduğuma da. Fakat kendimi ifade etmek için bir şeylere ihtiyacım var ve ben bu boşluğu doldurmayı ne resimle, ne fotoğrafla, ne de sinemayla başarabilirim. Sadece ama sadece yazabilirim. İçe dönük ve ilkel, melankolik ve ağır, hastalık hastası olsam da...
Beynimin sağ tarafındaki ağrı birkaç gündür var. İlk defa böyle bir ağrı ile karşılaşıyorum ve migren olmasından ölesiye şüpheleniyorum. Fakat görme bozukluğu yok, ışıktan rahatsız olma vs. Ayrıca mide bulantısı da yok. Peki neden sinirlerim oynadığında yahut bir sayfacık hikayeye kafamı vermeye çalıştığımda orda o ağrı beliriveriyor? Derhal bir check-up yaptıracağım. Ama o zamana kadar, yani sağlıklı olduğuma inanana kadar kendimi melodramlara vermeye kararlıyım ki biliyorum bu hayatımı kolaylaştırmayacak.
Mesela beynimdekinin bir tümör olduğunu düşünmeye başlarsam ve ölmek için erken bir yaşta olduğumu hesaba katarsam (25) şu güne kadar doğru düzgün bir şey üretmediğimi ve yaptığım birçok şeyin hakkını veremediğimi düşünecek olursam… O zaman işte öleceğime dair üzüntünün yerini bir kaygı alıyor, kaygının yerini ise bir boşluk ve afallama.
Boşa kürek çekmek de olsa blog yazmak kişisel kurtuluşumun bir parçası olabilir. Şimdilik kendimi böyle avutayım. Hmm ağbim olsa şöyle derdi: "Bakalım red wedding gown ne zaman tüketecek blogger'ı?".
Belki de tüketmem. Belki.
Yorumlar
Yorum Gönder