Ana içeriğe atla

Bir Ruhun varsa O da Acı Çeksin

Uzun zamandır bloguma hiçbir şey yazmıyorum.
Ben kaymak tabakanın kızıyım, ben şanslıyım, ben Beyaz Türk'üm. Ama vicdanım var, kalbim var, aklım var.
Bu maden ocağında olanlar akıllara sığacak gibi değil. Vicdanlara sığacak gibi değil.
Çok üzücü ve yürek paralayıcı.
Hala 3. dünya ülkesi olduğumuzun bir kanıtı.
Hala yolsuzluk ile, yalanla yoğrulan bir sistemin köleleri olduğumuzun bir kanıtı...
Üç gündür kızgınım, başka bir şey düşünemiyorum.
Benim takıntılarım vardır, şimdi taktım devlete, taktım ...'e, taktım bu düzene, kimse beni sözlerimi söylemekten geri koyamaz.
Nasıl bir sistemde yaşıyoruz ki yüzümüze baka baka yalan söylüyorlar. Paralarını aklamak için vakıf kuruyorlar. Nasıl bir sistemde yaşıyoruz ki yaşam odası yapmıyor o utanmaz işveren sonra da diyebiliyor gönül rahatlığıyla "Yasada böyle bir şey yok". Nasıl bir düzende yaşıyoruz ki 16 yaşında kömür madeninde çalışmaya başlayan çocuk 19 yaşında orda yaşamını yitirebiliyor? Ailesine yük olmamak için çalışmış, ek parasını kazanmış.
Nasıl bir düzende yaşıyoruz ki ... kendi vatandaşının yakasına yapışıyor? Bizim senin yakana yapışmamıza gerek yok ... ölenlerin elleri iki dünyada da senin yakandadır!
Soma Kömür'ün sahibi Akp'den bir vekil ile evliymiş. Hiç şaşırmadım.
Basın açıklamalarında dev gibi yükseliyor, bizim bu basınla şaşırmadım. Uğur Mumcu'yu öldüren devlet bugün kurda kuşa yem ediyor insanları.
Çiftçilik yapamayanlar kömür madeninde çalışmış, emekli parası yetmeyenler kömür madeninde çalışmış. Nasıl bir devletsin ki sen muhtaç ediyorsun vatandaşını en kötü şartlarda çalışmaya? Nasıl bir devletsin ki insanlarını ölüme gönderiyorsun? Nasıl bir müfettişsin ki gönül rahatlığıyla çayını içip kontrolünü yapıp, mart ayında bu kömür madenine sağlamdır diyorsun? Nasıl bir memlekettir bu?
Muhalefet önerge getirmiş? Neden ısrar etmemiş? Nasıl bir muhalefetsin sen?
Hepimizin kaleminden kan damlasın, çünkü biz yazmazsak kimse okumazsa herkesi satın alırsa açlık, herkesi öldürürse bu düzen yürür...
Ben dinin ne olduğunu biliyorum. Çalmak, yardım etmemek, paylaşmamak haramdır. Ben dinin ne olduğunu biliyorum, din Allah korkusudur, din haram yememektir. Din bir korku unsurudur ama asla para kaybetme korkusu değildir. Babamın bir lafı vardı "bunların dini imanı para olmuş" derdi. Evet Soma Kömür'ün dini imanı para olmuş, Enerji Bakanı'nın dini imanı para olmuş, ...'in zaten uzun zamandır dini imanı para. Sonra bir de din konuşması yapıyor. Memleketi ikiye böldüğü yetmemiş gibi, insanları fişlediği yetmemiş gibi bir de utanmadan Allah'ın adını ağzına alıyor, biz aptal değiliz, biz din nedir senden iyi biliriz. Benim de iyi din hocalarım oldu kötü din hocalarım oldu. Hiçbiri de dini propoganda aracı olarak kullanalım, paraya para demeyelim, diyemezdi. Hiçbiri de tek bir dinin propogandasını senin kadar yapmadı.
Sen ve bakanların. Takımlarınız ve kravatlarınızla iki bacaklı yaratıklar olarak bu toplumda rahatça geziyorsunuz ama bunu aslında hiç mi hiç hak etmiyorsunuz. Siz o mevkiyi hak etmiyorsunuz.
Siz bu memleketi hak etmiyorsunuz. Bu memleketi yönetmeye yetkin değilsiniz! Çünkü siz kar uğruna, para uğruna bu memleketi de satarsınız, dini de araç olarak kullanırsınız. Bana dini ve Allahı öğretme ..., sinirim tepeme çıkıyor.
Bu ölümlerden sorumlusuz, istifa edin! İstifa edin ve rezidanslarınızla birlikte yerin dibine gömülün gömülün ki şu millet de bir oh çeksin. Madencisi ölür, madenciye destek olanın yevmiyesi kesilir, vatandaş dayak yer, yalanlar kol gezer. Bu dünya yaşanır ama sizin gibiler, bu dünyayı yaşanmaz kılıyor.
19. yy'dan örnekler veren ... bir şu siteye baksın bakalım: http://www.cmhrc.co.uk/site/disasters/
Daha 19.yy'da bir sürü önlem almışlar, o önlemler burda alınmış mı? Yaşam odası bile yok. Yok işte! Hiçbir şey yok. Senin için işçinin hayatı nedir ki? İki alemde de elleri yakanda olsun ...! İki alemde de o babasız çocukları paranla satın alamazsın.

Senin yapacağın yasaya da, desteklediğin Kömür Madeni işletmecisine de, senin tokatına da yumruğuna da diktatörlüğüne de! Seni Allah'a havale etmiyorum ...! İki alemde de elimiz yakanda, senin yakanda, Enerji Bakanı'nın, müfettişinin, o işletmenin sahibinin, bundan her kim sorumluysa onun, yalancı medyanın, elimiz yakanda. Bizi askerinle, ordunla, polisinle, din adamınla susturamazsın. Biz sorgularız, öyle dut gibi kalırsın. Sonun geldi. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

her şey ara verince güzel

 Şimdi eski günlerdeki gibi yine kütüphaneye geldim. Kendi kendime çalışmaya çalışıyorum.  Çalışmadan bir yazayım dedim, ne de olsa uzun zaman oldu.  Akademik alanda ufak projelerde çalışıyor, makaleler üretmeye devam ediyorum. Beynimin eskisi gibi keskin bir şekilde işlemediğini fark etsem de böyle biraz yalnız kalıp bir şeyler yapmak beni rahatlatıyor, hem daha iyi konsantre oluyorum.  Her şey ara verince güzel. Annelik bile öyle.  Geçenlerde Lost Daugther'ı izledim, zaten kitabını da okumuştum yıllar önce, herhalde 2015 yılıydı yahut 2014 yılıydı. Filmi de güzel olmuş, aktristler de harika. Çok beğendim. Sanırım film ile kitabı daha iyi anladım bile diyebilirim. Olivia Colman zaten harika bir iş çıkarmış her zamanki gibi. Bir bakışı bin kelimeye bedel.  Doğal olarak anne gibi hissetmemekten öte sanırım, anne gibi hissetmeyi çok sevmekle beraber belki bu yükün altında biraz ezilmek söz konusu olabilir birçok kadın için. Yahut annelik öyle baskın hale gelir ki ilişkimizi unuturuz.

Biten Arkadaşlıklar

Helal olsun sana Şah artık açık açık yazabilirsin. Biten arkadaşlıklarını, çıkar için ideoloji için. Kıskançlık için ve sevgisizlik için. Gerçekten sevmemiş olmak için, biten tüm arkadaşlıklara gelsin bu yazı. Bir dostumu kaybettim çünkü ayrı fikirlerdeydik Bir dostumu kaybettim çünkü bana kızdı Bir dostumu kaybettim sebebini bile bilmiyorum Gerçekten bilmiyorum neden böyle oldu Kaybolup gittiler düşen yıldızlar gibi Oysa güzeldi günlerimiz Aydınlıktı sözler Paylaşırdık her şeyi Kınamazdık canım o kadar Yoksa kınar mıydık Ben kimseyi aptal bulmadım Ya da tembel Uyardığım olmuştur Belki kimi zaman Çok şey istemişimdir Ne de olsa vermeyi de severim Ama ya hesap yaptılarsa ve dedilerse Ben ona daha çok verdim kim bilebilir ki insanlar neden gelir hayatımıza neden gider neden kırar dökerler giderken güzel güzel gidilmez hiçbir zaman kimisi de geri döner ama yürek kabul etmez kimisi rüyana girer ama aramazsın bir kere bile koparsın zamanla bilemezsin bilemezsi

Goodreads

Goodreads  Son zamanlarda sabahları erken kalkıp birkaç saat boyunca beynimi çalıştırdıktan sonra tekrar uykuya dalma ihtiyacı hissettiğimi görüyorum. Gerçekten de sabah insanın zihni daha bir net çalışıyor. Ben genelde hesap kitap yaparak ve email yazarak geçiriyorum bu zamanı, oysaki yazmalı çizmeli okumalı.  Bu sene ilk defa goodreads'te amaçladığım kitap okuma sayısına erişmiş bulundum. Sayı düşüktü, sadece 15 kitap okuyabildim. Ama o da hiç yoktan iyidir, bu arada yarıda bıraktığım on kitabı saymıyorum, Puslu Kıtalar Atlası, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Bobbi Brown Makeup Manual, ve bir sürü kedilerle ilgili İtalyanca kitap, Alda Merini'nin denemelerinin olduğu harika bir kitap. Bu kitapların hepsi yarım kaldı. Okuyamadım bitiremedim fakat başucumda duruyor. Hadi Alda Merini kısa kısa yazmış bölünse de kitabın sürekliliğine bir zarar gelmiyor fakat romanlarda tabii ki ciddi bir unutma sürecine giriyorum. Mesela Puslu Kıtalar Atlası'nı nedense sevemedim halbuki herkes s