Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bugün de çiçekler açsın bakalım

bu tablonun adı: fuori di testa, kafayı yemiş, üşütmüş, keçileri kaçırmış 

WHY GENDER, MIGRATION AND ABORTION ARE RELATED?

Surprisingly after many years of liberation, freedom, aims to establish equality between sexes and being aware of gendered societies, we are now sitting and discussing AGAIN why abortion should be illegal or not. This is a very interesting question, especially when we think about women who defend this aspect from a religious perspective. Recently in the USA, abortion has been accepted as illegal in two provinces. We might think that it is not significant as it is only two states and women can travel if they want, to another state to do abortion. On the other hand, we might also think that it is disgusting and unacceptable to think of women who are raped, to bear the child from the rapist. I do not know how it sounds to you but it sounds to me as if taking the control away from women, and giving it to the rapist. It sounds to me as if the women do not have any control over their bodies and what they can do with their bodies when they are violently raped and they are a traumatized

Az ve Öz

Yeni bir Gün

Yeniden aynı şeyi çizdim, ama sanki önceik daha güzeldi, bilemedim.  the apple of my eye sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? (Nazım)

Bugün işler kesat

Mayıs Sıkıntısı - 2

red bird green fish kırmızı kuş yeşil balık

Mayıs Sıkıntısı ve Çiçekler

Korku

--> Mayıs geldi ama Çok üşüyorum ve çok korkuyorum,  Belki de kartpostallardır beni ayakta tutan. Zaman geçiyor ve ben düşünüyorum. Nerde yanlış olan ve hatayla yoğrulan. Yazmak istiyorum ama gözlerim yanıyor. Yeşiller çevremde ama ben hep beyaza bakıyorum Beynime şimşekler saplanıyor kimi zaman Kalbimi açmaktan korkuyorum Tek korkmadığım o Tüm yükümü yüklenmiş gidiyor Saçları beyazladı beni dinlemekten Ama vazgeçmedi üzülmekten Kalbi şeffaf gönlü serin Sakin ve tatlı ve akıllı bir kuş o Her gün kulağıma fısıldıyor Yola devam. Belki de bazı şeyler güzel giderken Bazı şeyler yok oluyor Nerde o tuttuğunu koparan Hikaye yayımlayan Bir kuru dal Bir bulanık su şimdi Eklemlerim ağrır bazı akşamlar Fırçam ve suluboyam kenarda durur Ben kelimeler üretmeye çalışırım Akıllı kelimeler Bilimsel cümleler Özetler Özgünlükler Ama akşamları bir telefon çalar Türkçede bulurum kendimi Hem mutlu olurum hem mutsuz Dostlu

Reddedilenler

--> Hikâye Kahramanını Ararken Bir Şekerpare Kurudu Bana b ir hikâye yaz dediler. Ben de yazmaya başladım. Hikâyenin başına bir kadın koydum. Bu kadın çok umutsuzdu. O kadar umutsuzdu ki attım onu, dedim ki , kendini fazla kurban yerine koyuyorsun, çık bu psikolojiden, çıkmazsan eğer, hikayenin kahramanı olmaktan men ederim seni. Men mi dedin dedi bana? Evet ne var, dedim ben de. Men erkek demek değil mi dedi? Hani kullanmıyorduk bu kelimeleri, dedi, ben de feminist kesildin başıma, ben de feminist sayılırım ama kelimelere takılmıyorum, dedim. Kelimelere takılmadan hikâye falan yazamazsın, dedi. Haklıydı. Neyse sonra onu evine bıraktım. Sonra hikâyenin ikinci karakterini aldım. Hikâyenin ikinci karakteri 82 yaşında emekli bir albaydı. Elvis Presley’nin konserine katılmış, kendi uçağını kendisi yapmıştı, Amerikalı üslerine başkaldırmış ve kafasına göre yaşamıştı. Kurtulacak tek şeyi zincirleriydi, onları kırmıştı ama şimdi yaşlanmıştı. Sende çok anı va

Gerçekçilik

--> Yazdığım ilk paragrafı hatırlıyorum, ilk kompozisyonu, sadece üç cümle idi. Benimle alay etmişlerdi böyle kompozisyon mu olur diye. Ama ben çok sevinmiştim bu üç cümleyi yazdığım için. Ne garip! Çocukken de gerçekçi değilmişim demek ki ...