Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

En sevdiğim siteler

Şimdiye kadar bookmark yapmış olduğum, yani işaretlemiş olduğum tüm websitelerini sizinle paylaşacağım. Kimisi blog, kimisi alışveriş, kimisi entelektüel, kimisi gezi... uzun bir incelemeden sonra sizinle bir sürü websitesini paylaşıyorum. Unutmayın ki bunlar çok kişisel tercihler. Sizin tercihlerinize uymayabilir elbette. Fakat bu kadar sene internette gerçek hayatta yer aldığımız kadar yer aldıktan sonra yapmamız gereken şey: en sevdiklerimizle daha çok vakit geçirmek.  Online ders almak için ideal ( For web learning) :  Burda çok faydalı dersleri bedava olarak bulabilirsiniz. Bedava olan derslerde zaman kısıtı var, o yüzden belli bir gün ve zaman içinde bitirmeniz gerekiyor. Eğer disiplinle yapabilirseniz gayet faydalı. Hele Futurelearn'de edebiyat, sanat, sosyoloji, kadın-erkek eşitliği üzerine harika dersler var.  www.futurelearn.com www.udemy.com www.coursera.com Edebiyat için ideal (Literature):  Eğer Amerikan edebiyatını merak ediyorsanız, bazı

Deneme: Bilim ve Hayat

Bilim kadını olacağıma inanmadım çok fazla. Çok inanasım da yok çünkü batıl inançlarım vardır. Bıçağı elden ele vermem, kahve falına bazen inanırım, nazara inanırım ve kimi zaman kendi kendime değiştirebileceğim konularda dahi dua ederim. Hiçbir zaman aşırı pozitivist olmadım. Olmak da istemedim. Ama bilim kadını olmak için bazı şeylerin olmazsa olmaz olduğuna inanıyorum. Yürek lazım bilim kadını olmak için. Çünkü bilim de birçok dal gibi erkekler tarafından yönetilen ve ele geçirilen bir alan. Hem de profesör X'ten harika bir referans mektubunuz yoksa işiniz zor. Hele İtalya'da bu işler referanssız yürümüyor. Her şey birinin sizin hakkınızdaki pozitif değerlendirmesine ve o birinin ne kadar tanınan ve bilinen biri olduğuna bakıyor. Futbolcu değilsin ki attığın golleri değerlendirsinler. Yürek istediği kadar aile desteği de istiyor. Aileniz sizi anlamazsa yandınız. Ailem olmasaydı bu noktaya gelemezdim bile... Her parasız ve işsiz kaldığımda bana yardım ettiler. Hiçbir z

Divan Pastanesi'nde Sahlep (bir de Acıbadem)

Soğuk kış günleri geldi mi bilmiyorum Kayseri'ye, şimdi hemen bakıyorum hava durumuna: henüz gelmiş gibi görünmüyor. Fakat ben şimdi bir sahlep yaptım, aklıma annem geldi. Annemle biz Millet Caddesi'ndeki köşedeki Divan Pastanesi 'ne gider ve orda sahlep içerdik. Annemin asla ikiletmediği nadir şeylerden birisiydi bu sahlep, acıbadem almam konusunda da ikiletmezdi. Sahlep içme konusunda hep hemfikirdik. Sahlep dünyanın en güzel sıcak içeceklerinden birisi. Sahlebi düşünmek bile benim içimi ısıtıyor. Anılar da bir yandan ısıtıyor insanın içini: Divan Pastanesi'nde o ev yapımı sahlebi annemle karşılıklı içtiğimizi düşününce de kendimi şanslı addediyorum. Annemin işyerine yakın olan Divan Pastanesi adeta hiçbir huzursuzluğun sizi bulamayacağı bir unutma istasyonu gibidir. Tabii sahlep bitince tekrar o kışa soğuğa geri dönülür ama daha sağlam bir ruh hali ve daha iyi bir bağışıklık sistemiyle. Lübnan'a bir konferansa gittiğimde sahlep almak istedim. Elbette evde y

Şehirler ve Şehirlerin bize hissettirdikleri: Roma'dan ayrılmayı kim ister ki?

Yeni bir seriye başlıyorum. Şehirler ve bize hissettirdikleri olacak tema. Gezdiğim, gördüğüm ve yaşadığım tüm şehirleri anılar ve hatıralarla ve biraz da günlüğümün yardımıyla size anlatmaya çalışacağım. Kimisi çok eskide kaldığından anlatmak zor, hatırlamak da zor. Ama ilginç bir şekilde şehirlerin bize hissettirdikleri kalıcı duygular ve düşünceler var. Ordaki atmosferi unutmak çok zordur. Kimi zaman şiir okuruz, yazarız ve anlatırız. Fakat tam da bu Demir Özlü'nün kitaplarında olduğu gibi, o şehirde yürürken ister istemez farklı farklı şeyler düşünürüz... binbir şey aklımızdan gelir geçer: insanlar, sevdiklerimiz, ailemiz, ilişkilerimiz, çocukluğumuz, dertlerimiz, dermanlarımız, yabancılığımız... Bir yandan da tarihimizden ve coğrafya bilgimizden bir şeyler seçer onlara atıf yaparız. Şehirler her ne kadar herkese aynı görünüyormuş gibi olsa da çok subjektif bir yanları vardır. Roma'daki Piazza della Minerva mesela. Nedense, burası benim en sevdiğim meydanlardan bir

The haircut/Saç kesimi

Penguenler

kusurlu ama sevin onu

Kalıcılık arayışı (şiir formunda gibi)

Gözlerimiz yanıncaya kadar ağlayacak mıyız  Düştükten sonra sararacak mıyız Bir gün içtikten sonra sarhoş olacak mıyız  Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız  Hepimiz kül olacak mıyız  Bir yaprak gibi savrulacak mıyız  Yoksa bir gün bir maymun gibi bir dala asılı  Sallanıp duracak mıyız  Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız Tüm bu kitaplar bir gün yakılacak mı Elaleme karşı adımız çıkacak mı  Sancılarımız katmerlendikten sonra  Sırlarımız güne çıkacak mı Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız  Yazdığımız şarkılar  Söylediğimiz sözler  Ruh verdiğimiz seramikler Rönesans mimari ilim bilim cerrahi ...  derken Ölüme karşı verdiğimiz savaşta Bilinmez bilinmez     Kalıcı olacak kadar kahraman mıyız? not: Zgymunt Bauman'ın Iskarta Hayatlar kitabından etkilenerek yazdım. 

Carpaccio rüyalara dalarken * Carpaccio sailing into dreams

Hep özenmişimdir sana O sıcacık yatağında Rüyalara dalarsın Çenen yastıkta Bir de bakmışsın ki denizleri aşmışsın Benim aşamadığım I have always envied you In your warm bed You fall into sleep and dream With your chin on your pillow Without noticing You sail over the seas That I could not sail over