Ana içeriğe atla

Divan Pastanesi'nde Sahlep (bir de Acıbadem)

Soğuk kış günleri geldi mi bilmiyorum Kayseri'ye, şimdi hemen bakıyorum hava durumuna: henüz gelmiş gibi görünmüyor. Fakat ben şimdi bir sahlep yaptım, aklıma annem geldi. Annemle biz Millet Caddesi'ndeki köşedeki Divan Pastanesi'ne gider ve orda sahlep içerdik. Annemin asla ikiletmediği nadir şeylerden birisiydi bu sahlep, acıbadem almam konusunda da ikiletmezdi. Sahlep içme konusunda hep hemfikirdik.

Sahlep dünyanın en güzel sıcak içeceklerinden birisi. Sahlebi düşünmek bile benim içimi ısıtıyor. Anılar da bir yandan ısıtıyor insanın içini: Divan Pastanesi'nde o ev yapımı sahlebi annemle karşılıklı içtiğimizi düşününce de kendimi şanslı addediyorum. Annemin işyerine yakın olan Divan Pastanesi adeta hiçbir huzursuzluğun sizi bulamayacağı bir unutma istasyonu gibidir. Tabii sahlep bitince tekrar o kışa soğuğa geri dönülür ama daha sağlam bir ruh hali ve daha iyi bir bağışıklık sistemiyle.

Lübnan'a bir konferansa gittiğimde sahlep almak istedim. Elbette evde yaparım diye... evde yapmak da mümkün eğer youtube videolarına bakarsanız. Denedim ama Divan Pastanesi'ndeki gibi olmadı elbette. Sonra Amazon'dan baktım, hazır sahlep paketleri varmış. Biraz pahalıydı tabii, çok kıymetli bir şey sahlep, hatta bu orkide tipinin (orchid genus Orchis) tükenmekte olduğuna dair söylentiler de okumuştum. Dilerim asla tükenmez! Gerekirse sahlep için orkide üretimine bile başlayabilirim.

Lafın özüne dönmek gerekirse, Yunanistan'dan gelen hazır paket de çok güzeldi... (aşağıda bir örneğini görebilirsiniz). Açıkçası Nestle falan almak istemedim, daha yerel üretim tarzı bir şey almak istedim.

Fakat tabii ki en güzeli kendi sahlebimizi yapmak yahut Divan Pastanesi'ne uğramak olur, eğer siz de birine kırgın dargınsanız, veya birinin gönlünü almak istiyorsanız, yahut vakit geçiremediğiniz bir aile üyesi veya dostla birlikte iseniz, lütfen Divan'a gidin ona bir sahlep ısmarlayın, hemen size ısınacaktır! Ne de olsa dertleri gideremeyen çorba yoktur, diyen yazara karşılık ben de, dertleri gideremeyecek sahlep yoktur! diye karşılık vermek isterim. Ben de kışın gidebilirsem eğer, annemin anısına bir sahlep içmeden ordan ayrılmam. Hem orda çalışanlar dünyanın en güleryüzlü insanları, hem hizmet güzel, hem de yeri güzel. Köşebaşındaki pastane...

Amma sahlep reklamı yaptım! Sahlep üreticileri ey sesimi duyun, ben de burdayım, bana bedava sahlep gönderin! (Kayserililiğin gözü kör olsun😍).


not: sahlep mi salep mi, gibi bir soru aklınıza takılırsa bu linke tıklayabilirsiniz. İkisi de yaygın imiş, ama sahlep eski dilde diyor, ne de olsa ben de ömrün yarısında olduğumdan sahlep diyesim geliyor. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

her şey ara verince güzel

 Şimdi eski günlerdeki gibi yine kütüphaneye geldim. Kendi kendime çalışmaya çalışıyorum.  Çalışmadan bir yazayım dedim, ne de olsa uzun zaman oldu.  Akademik alanda ufak projelerde çalışıyor, makaleler üretmeye devam ediyorum. Beynimin eskisi gibi keskin bir şekilde işlemediğini fark etsem de böyle biraz yalnız kalıp bir şeyler yapmak beni rahatlatıyor, hem daha iyi konsantre oluyorum.  Her şey ara verince güzel. Annelik bile öyle.  Geçenlerde Lost Daugther'ı izledim, zaten kitabını da okumuştum yıllar önce, herhalde 2015 yılıydı yahut 2014 yılıydı. Filmi de güzel olmuş, aktristler de harika. Çok beğendim. Sanırım film ile kitabı daha iyi anladım bile diyebilirim. Olivia Colman zaten harika bir iş çıkarmış her zamanki gibi. Bir bakışı bin kelimeye bedel.  Doğal olarak anne gibi hissetmemekten öte sanırım, anne gibi hissetmeyi çok sevmekle beraber belki bu yükün altında biraz ezilmek söz konusu olabilir birçok kadın için. Yahut annelik öyle baskın hale gelir ki ilişkimizi unuturuz.

Biten Arkadaşlıklar

Helal olsun sana Şah artık açık açık yazabilirsin. Biten arkadaşlıklarını, çıkar için ideoloji için. Kıskançlık için ve sevgisizlik için. Gerçekten sevmemiş olmak için, biten tüm arkadaşlıklara gelsin bu yazı. Bir dostumu kaybettim çünkü ayrı fikirlerdeydik Bir dostumu kaybettim çünkü bana kızdı Bir dostumu kaybettim sebebini bile bilmiyorum Gerçekten bilmiyorum neden böyle oldu Kaybolup gittiler düşen yıldızlar gibi Oysa güzeldi günlerimiz Aydınlıktı sözler Paylaşırdık her şeyi Kınamazdık canım o kadar Yoksa kınar mıydık Ben kimseyi aptal bulmadım Ya da tembel Uyardığım olmuştur Belki kimi zaman Çok şey istemişimdir Ne de olsa vermeyi de severim Ama ya hesap yaptılarsa ve dedilerse Ben ona daha çok verdim kim bilebilir ki insanlar neden gelir hayatımıza neden gider neden kırar dökerler giderken güzel güzel gidilmez hiçbir zaman kimisi de geri döner ama yürek kabul etmez kimisi rüyana girer ama aramazsın bir kere bile koparsın zamanla bilemezsin bilemezsi

Goodreads

Goodreads  Son zamanlarda sabahları erken kalkıp birkaç saat boyunca beynimi çalıştırdıktan sonra tekrar uykuya dalma ihtiyacı hissettiğimi görüyorum. Gerçekten de sabah insanın zihni daha bir net çalışıyor. Ben genelde hesap kitap yaparak ve email yazarak geçiriyorum bu zamanı, oysaki yazmalı çizmeli okumalı.  Bu sene ilk defa goodreads'te amaçladığım kitap okuma sayısına erişmiş bulundum. Sayı düşüktü, sadece 15 kitap okuyabildim. Ama o da hiç yoktan iyidir, bu arada yarıda bıraktığım on kitabı saymıyorum, Puslu Kıtalar Atlası, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Bobbi Brown Makeup Manual, ve bir sürü kedilerle ilgili İtalyanca kitap, Alda Merini'nin denemelerinin olduğu harika bir kitap. Bu kitapların hepsi yarım kaldı. Okuyamadım bitiremedim fakat başucumda duruyor. Hadi Alda Merini kısa kısa yazmış bölünse de kitabın sürekliliğine bir zarar gelmiyor fakat romanlarda tabii ki ciddi bir unutma sürecine giriyorum. Mesela Puslu Kıtalar Atlası'nı nedense sevemedim halbuki herkes s