Ana içeriğe atla

Son zamanlarda izlediğim güzel filmler

 Son iki günde dört film izledim, hareketsizliğimle övünmüyorum ama bu filmlerden üçünü şiddetle tavsiye ediyorum. Filmleri biraz geriden izlediğim için, büyük ihtimalle izlenmiş olabilirler ama ben yine de söyleyeyim, üçü gerçekten tekrardan izlemeye değer olabilir. 

Girl Interrupted Eski bir film. 

Starring: Winona Ryder, Angelina Jolie, Whoopi Goldberg 

Harika gerçekten de. Angelina Jolie bu filmde gerçekten döktürmüş. Winona ise harika bir doğallığa sahip. Kısa saçları hayran olunası. Film bazen One flew over the cuckoo's nest'ten bazı fikirleri araklamış gibi görünse de kendi orjinal harikalığını yaratmayı başarmış. Şiirsel tarafları ve sözleri... bir yerlere sığamamak, normal olamamak, sahte olamamak, toplumun beklentilerini gerçekleştirmektense toplumun saçmalıkları ve önem verdikleriyle alay etmek. Hepsi burda.

İkinci film My Octopus Teacher 2020 yapımı. Bu film beni baştan sona ağlattı. Bir dalgıcın bir ahtapotla arkadaşlığını anlatıyor. Filmden o kadar etkilendim ki sekiz kolum varmış gibi bir rüya görüp kollarımı bir ahtapot gibi uzattığımı hatırlıyorum. Bir de yine çok dikkat çekici bir nokta yine filmde, yönetmenin kendi yaşadığı zorlukları bu ahtapotun yaşadığı zorluklarla bağdaştırıp bu olağanüstü zeki ve güzel hayvandan bir şeyler öğrenmesi. Eğer filmi izledikten sonra ahtapotlarla ilgili biraz daha bilgi sahibi olmak isterseniz, işte burda harika bir video var. 

Üçüncü film ise This must be the place 2012 senesine ait. Sean Penn yine harika, Sorrentino da bir yönetmen olarak Holokost gibi çok işlenilen ve eskitilen bir konuyu en güzel, içten, insanlıkçı ve orjinal tarafıyla anlatmayı başarmış. Filmdeki en güzel repliklerden birisi tabii ki: Bu olayda beni rahatsız eden bir şey var ama tam olarak ne olduğunu çıkaramıyorum... (çevirimi affedin). Bu filmde beni tek rahatsız eden şey şu oldu, bazen kamera çok yaratıcı bir şekilde kullanılmış, insanlar biraz daha fonksiyonel kalıyor sanki. Karakterler çok orjinal olduğu için film izleyiciyi ekran karşısına bağlıyor. Merak ise son dakikaya kadar insanı bırakmıyor. Güzel film. 

Dördüncü film ise Kristen Stewart'ın rol aldığı, Personal Shopper. Film 2017'ye ait. Film her ne kadar heyecan verici başlamış olsa da, telefon mesajları ile sahnelerin geçip gitmesi insanı biraz aptal yerine konmuş gibi hissettiriyor. Kristen'ın üzerindeki yük çok büyük, en büyük rol ona üstlenmiş. Onun dışında çok ilginç bir karakter yok. Kötü tamamen kötü kalıyor, iyi tamamen iyi kalıyor... Kristen rüzgarla uçuyor gidiyor, olaylar onu değiştirmiyor. Film statik ve bir yerde 'of bunaldım' dedirtiyor. Acaba vaktimi boşa mı harcadım? İlginç kılmaya çalışmışlar ama banal olanla ilginç olan arasında bir bağ olamaz. Ayrıca Ghost filminden sonra güzel bir hikaye anlatmak istiyorduysa insan, daha farklı bir karakter seçerdi. Nehirle birlikte akan ama okyanusa karışamayan Kristen'ın rolünü ilginç kılıp tüm yükü bu ünlü aktristin üzerine yıkmak değil de başka türlü bir bitiş, başka türlü bir gelişme, başka karakterler yani başka bir kurgu üzerine kurulmalıydı bu film. Ben beğenmedim.


Şimdilik haberler böyle... 


sevgiler,

....



 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

her şey ara verince güzel

 Şimdi eski günlerdeki gibi yine kütüphaneye geldim. Kendi kendime çalışmaya çalışıyorum.  Çalışmadan bir yazayım dedim, ne de olsa uzun zaman oldu.  Akademik alanda ufak projelerde çalışıyor, makaleler üretmeye devam ediyorum. Beynimin eskisi gibi keskin bir şekilde işlemediğini fark etsem de böyle biraz yalnız kalıp bir şeyler yapmak beni rahatlatıyor, hem daha iyi konsantre oluyorum.  Her şey ara verince güzel. Annelik bile öyle.  Geçenlerde Lost Daugther'ı izledim, zaten kitabını da okumuştum yıllar önce, herhalde 2015 yılıydı yahut 2014 yılıydı. Filmi de güzel olmuş, aktristler de harika. Çok beğendim. Sanırım film ile kitabı daha iyi anladım bile diyebilirim. Olivia Colman zaten harika bir iş çıkarmış her zamanki gibi. Bir bakışı bin kelimeye bedel.  Doğal olarak anne gibi hissetmemekten öte sanırım, anne gibi hissetmeyi çok sevmekle beraber belki bu yükün altında biraz ezilmek söz konusu olabilir birçok kadın için. Yahut annelik öyle baskın hale gelir ki ilişkimizi unuturuz.

Biten Arkadaşlıklar

Helal olsun sana Şah artık açık açık yazabilirsin. Biten arkadaşlıklarını, çıkar için ideoloji için. Kıskançlık için ve sevgisizlik için. Gerçekten sevmemiş olmak için, biten tüm arkadaşlıklara gelsin bu yazı. Bir dostumu kaybettim çünkü ayrı fikirlerdeydik Bir dostumu kaybettim çünkü bana kızdı Bir dostumu kaybettim sebebini bile bilmiyorum Gerçekten bilmiyorum neden böyle oldu Kaybolup gittiler düşen yıldızlar gibi Oysa güzeldi günlerimiz Aydınlıktı sözler Paylaşırdık her şeyi Kınamazdık canım o kadar Yoksa kınar mıydık Ben kimseyi aptal bulmadım Ya da tembel Uyardığım olmuştur Belki kimi zaman Çok şey istemişimdir Ne de olsa vermeyi de severim Ama ya hesap yaptılarsa ve dedilerse Ben ona daha çok verdim kim bilebilir ki insanlar neden gelir hayatımıza neden gider neden kırar dökerler giderken güzel güzel gidilmez hiçbir zaman kimisi de geri döner ama yürek kabul etmez kimisi rüyana girer ama aramazsın bir kere bile koparsın zamanla bilemezsin bilemezsi

Goodreads

Goodreads  Son zamanlarda sabahları erken kalkıp birkaç saat boyunca beynimi çalıştırdıktan sonra tekrar uykuya dalma ihtiyacı hissettiğimi görüyorum. Gerçekten de sabah insanın zihni daha bir net çalışıyor. Ben genelde hesap kitap yaparak ve email yazarak geçiriyorum bu zamanı, oysaki yazmalı çizmeli okumalı.  Bu sene ilk defa goodreads'te amaçladığım kitap okuma sayısına erişmiş bulundum. Sayı düşüktü, sadece 15 kitap okuyabildim. Ama o da hiç yoktan iyidir, bu arada yarıda bıraktığım on kitabı saymıyorum, Puslu Kıtalar Atlası, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Bobbi Brown Makeup Manual, ve bir sürü kedilerle ilgili İtalyanca kitap, Alda Merini'nin denemelerinin olduğu harika bir kitap. Bu kitapların hepsi yarım kaldı. Okuyamadım bitiremedim fakat başucumda duruyor. Hadi Alda Merini kısa kısa yazmış bölünse de kitabın sürekliliğine bir zarar gelmiyor fakat romanlarda tabii ki ciddi bir unutma sürecine giriyorum. Mesela Puslu Kıtalar Atlası'nı nedense sevemedim halbuki herkes s