Burda akademik olmayan yazılarımı ve işlerimi sunmak istedim.
Böyle bir özet olsun.
Mesela bu yazı tam da babamın göç hikayesini anlatmayı amaçladığım bir yazıydı. Amacım aslında babamın altı sene hiç dönmeden kaldığı Amerika'da yaşadıklarına dair bir kesiti sunmaktı fakat tabii ki çok az yazabildim. Yine de güzel bir anı olarak bende kalacak. Hem de babam vefat etmeden bir sene önce yazılmış olması lazım. Sanki onu özlemeye başlamışım bile. Hafızası kötüleştiği için ve çok az konuşabildiğimiz için de ona bir teşekkür mahiyetinde olsun istedim.
Diğer bir yazı bizim Sandra Burchi ile yazdığımız InGenere gibi prestijli bir dergide yayınlanan (hem İngilizce hem de İtalyanca versiyonları bulunan) bir yazı. Isolated but connected: research in times of Covid.
Ayrıca eskiden Beğenmeyen Okumasın'da yazıyordum ama son senelerde biraz boşladık siteyi. Yine de burda edebiyatla ilgili birkaç yazım olsa gerek. Kısa zamanda yazılan yazılardı, o yüzden benim yazdıklarımda özellikle çok eksik olduğunun farkındayım.
Bir de feminizm üzerine yazdığım bazı yazılar oldu... Orda da beş yazı yazmışım farkında değilim, fakat bu yazılara neden bilmiyorum şimdi ulaşamadım maalesef. Aralarında en sevdiğim Scenes from a Marriage üzerine olan. Diğerleri de şöyle: erkeklerin çoğunluğu oluşturduğu fotoğraflar üzerinden Türkiye'deki erkek egemen kültürün nereye evrildiğinin anlatılması, Suriyeli çocuk gelinler, kadınların evdeki pembe kurdelelerle sunum yapması vs. gibi konular var. Bir ara çok aktif bir siteydi ama şimdi öyle görünmüyor.
Son olarak da son zamanlarda resimlerimi bir şekilde Etsy'ye koymaya başladım. Hatta en son bir satış da gerçekleştirme şansım oldu. İlk satışım şimdiye dek. Umarım devamı gelir. Genelde hayvanlar, binalar ve doğa üzerine yaptığım resimlerin hepsinin bir anısı var sayılır.
Yine bu blogda aslında şiirler ve hikayeler var ama hepsi birbirinden beter. Kimisi güzeldir kimbilir. Onlara tembelliğimden link vermiyorum fakat hikaye yahut öykü diye aratırsanız bulacağınıza eminim.
Diğer akademik olmayan yazılarımdan ikisi dergilerde basıldı. Bir İtalyan derlemede kısa bir İtalyanca hikayem var fakat çevirince o kadar güzel olmayacağına eminim. Yine de basmış oldukları için şanslıyım. O da tam üç sene önce yahut daha önce de olabilir. Ondan beridir hikaye yazmıyorum. Çünkü hikaye yazmaya vakit bulamıyorum. Fakat en sevdiğim sanatların başında hikaye yazımı geliyor. Keşke hayal gücümü zorlasam kendi başıma bir kalsam da hikaye yazsam diye hep düşünüyorum. En çok hikaye sanatını özlüyorum.
Bu da böyle bir blog olsun. Bundan sonra her gün olmasa da her iki günde bir yazmaya çalışacağım. Bakalım yapabilecek miyim.
Yorumlar
Yorum Gönder