Ana içeriğe atla

Kayıtlar

here we go again

Here we go again We are settling here in Luxembourg In an old industrial place called Belval and Esch Zur Alzette I hear French and I look stupid Here is the chimney Here is the residence Here is the university Here is the bank Here are the friends and colleagues I am settling again This does not mean I am settling for long for who knows when I settle if I stay there I am a Roma and a Nomad and a Turk So it seems when my mom said the world is large and so she should live she meant that I would migrate from place to place no excitement for me no bungee jumping no skydiving no kitesurfing just some traveling and researching that is all I do in fact, it is true that I feel a little bit like a stranger everywhere and I hear a girl screaming upstairs then I watch the videos of the police taking away the protestors in Turkey I watch with eyes that are full of tears but then I go and take a coffee away from fight, hurdle, and ideology what do I do when things happ

Ürküten Değişiklikler: Bitmeyen Hareket Hali

Beni ürkütmüyor değil bu değişiklikler ve o kadar yorulmuştum ki hareket etmekten yine geldim bu noktaya geldiğim nokta Luxembourg. Çok değişik bir şehir, üç dört dil konuşuluyor her yerde. Benim bulunduğum yerde Esch Zur Alzette’de ise herkes Fransızca konuşuyor ve zor bir şey Fransızca konuşmak, nasıl halledilir bilmiyorum, onları anlayacağımı sanıyorum ama anlamıyorum. Dinliyorum ve suratlarına boş boş bakıyorum, English diyorum ama eğer onlar da konuşmuyorlarsa bırakıyorum geçiyorum. Kimisi suratını asıyor kimisi gülümsüyor, ama dört ay boyunca bu nasıl böyle gider? Bir şekilde Fransızca konuşmak lazımmış gibi geliyor. İlk defa yurtdışında iş gibi bir işte çalışıyorum. Partime olarak insanlara kapıları açıyordum Lucca’da ve bu durumdan memnundum bir süre ama sonra anladım ki ayda taş çatlasa 400 euro kadar kazanıyorum, bıraktım bu işi. Ne de olsa anlaşma yoktu, kontrat yoktu, hiçbir şey yoktu. Bir de üstüne üstlük işler genelde aşırı pratik işler, temizlikçileri aramak, insan

Anket

Sevgili Kayserililer ve Luccalılar lütfen anketimizi cevaplayınız... Dear Kayserians and Lucchesi please answer our survey questions... Cara Kayseriani e Lucchesi per favore rispondere le nostre indagine... https://it.surveymonkey.com/r/7GF6TZ5 Grazie mille, Şah. 

Mayıs Ekim kadar Üretken Değil

Biten Arkadaşlıklar

Helal olsun sana Şah artık açık açık yazabilirsin. Biten arkadaşlıklarını, çıkar için ideoloji için. Kıskançlık için ve sevgisizlik için. Gerçekten sevmemiş olmak için, biten tüm arkadaşlıklara gelsin bu yazı. Bir dostumu kaybettim çünkü ayrı fikirlerdeydik Bir dostumu kaybettim çünkü bana kızdı Bir dostumu kaybettim sebebini bile bilmiyorum Gerçekten bilmiyorum neden böyle oldu Kaybolup gittiler düşen yıldızlar gibi Oysa güzeldi günlerimiz Aydınlıktı sözler Paylaşırdık her şeyi Kınamazdık canım o kadar Yoksa kınar mıydık Ben kimseyi aptal bulmadım Ya da tembel Uyardığım olmuştur Belki kimi zaman Çok şey istemişimdir Ne de olsa vermeyi de severim Ama ya hesap yaptılarsa ve dedilerse Ben ona daha çok verdim kim bilebilir ki insanlar neden gelir hayatımıza neden gider neden kırar dökerler giderken güzel güzel gidilmez hiçbir zaman kimisi de geri döner ama yürek kabul etmez kimisi rüyana girer ama aramazsın bir kere bile koparsın zamanla bilemezsin bilemezsi

Kısa Hikayeler

Anneme Göndermediklerim Anneme b inlerce mektup yazdım. Hiçbirini göndermedim. Email yazdım, Word’de bir şeyler yazdım, şiir yazdım, blog yazdım, öykü yazdım. Hiçbirini ama hiçbirini göndermedim. Halbuki elektronik postaya da alışmıştı. Ona tüm bu güzel şeyleri göndermek yerine sadece şikayetlerimi, hastalıklarımı, gözyaşlarımı ve pişmanlıklarımı gönderdim. Neden hayatımın güzel detaylarını göndermedim? Neden ona yaratıcılık atölyesinde yazdıklarımı göndermedim. Bilmiyorum. Halbuki bana her şeyi yaz, demişti. Her şey o baharda oldu. Bir Nisan akşamı... Annem gizlice günlüğümü okumuş muydu bilmiyorum. Ama ilkokul defterlerimi atmamıştı. Odamı bir depo olarak kullanıyordu. Birçok şeyin yeri değişmişti ama mahremlerin değişmemişti. Mahremlerden kastım elbette günlükler, mektuplar ve şiir defterleriydi. Saklanan resimler. Benim icatlarım. Gizlilerim saklılarım. Ne kadar çok çalıştığım, kese kağıtlarında aynı cebir sorularını bu küçük şehirden kurtulmak için binlerce kez çözdü