Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bitirilmesi Gereken İşleri Bitirebilecek Gücü Bulmak

Yakup Kadri'den Kiralık Konak

Yurtdışı Türkler Birliği bana çok güzel bir hediye verdi. 13 kitap göndermişler Türk yazarlardan derleyip. İçinde Orhan Veli var, Sabahattin Ali var. Yakup Kadri...  Yakup Kadri'nin bir kitabını okumuştum sadece şimdiye kadar. Kiralık Konak ise okumak istediklerim arasındaydı. Fakat şimdiye kadar pek de kısmet olmamış demek ki... İçinde tercümeli eski kelimeler de var, benim en sevdiğim eski ile yeninin bir arada olması. Her ne kadar tezat gibi görünse de ikisini de bilmek hoşuma gidiyor. Her şeyi bilmek istediğimden olsa gerek.  'En güzel yüze bir iskelet ifadesi vermek için iki gecelik bir uykusuzluk, bir sevgiyi alışverişe çevirmek için birkaç paket iskambil kağıdı, en zarif bir adamı bir dilenciye döndürmek için üç yüz elli liralık borç kafiydi.' (s.93)  Devam edecek... 

Her sabah

 Kesinlikle yeni bir karar almadım 2021 için. Fakat bazılarından dinlediğim üzere sabahları erkenden kalkıp yazı yazmak ve önceki gün yaşananları bir şekilde düşünmek ve yazıyla tekrar etmek çok faydalı bir çaba. Bir yandan bilinçaltımızı boşaltmak ve bir yandan da yazı yeteneğimizi güçlendirmek için.  Dün gece iki üç saat kadar çalıştım ama bu sabah çalışmaya hemen oturamadım.  O yüzden bisikletimi aldım Lucca'nın duvarlarına çıktım. Bisiklet biraz eski bir model ve vitesleri yok. Bacaklarım hiç bu kadar zorlanmamıştı. Bundan on sene önce Roma'da sprint yaparken daha iyi durumdaydım. Ne de olsa eskiden bir sene kadar da olsa sprinter olarak koşmuştum. Şimdi ise Haşimoto olduğumdan beri kilo vermem zorlaştı ve her gün hareket etmem ve az yemem gerekiyor. Yoksa imkansız kilo vermek. Aynı kiloda kalabilmek için bile her gün yediğim şeylere dikkat etmem ve yürümem gerekiyor. Vücut artık affetmiyor.  Fakat kiloyu çok belli etmesem de kendim bu durumdan rahatsız oluyorum. Sanki yağd

Çalışmak

 Son zamanlarda çalışma hırsımı kaybettim gibi. Çok yazıyor az düşünüyor ve çok düşünüyor az yazıyorum. Görünen odur ki eski hızımda değilim. Haşimoto olduğumu öğrendiğimden ve üç kilo aldığımdan beri kendimi durağan bir su gibi görmekteyim. Kimi zaman çok aktifim, kimi zaman meditasyon yapıyorum. Kimi zaman saatlerce telefondayım kimi zaman kimseyle konuşasım gelmiyor.  Her şey ayarlanıyor ve hızlanıyor.  Kırbaçla çalışıyorum hala. Kapitalizmi özümde içselleştiremedim. İçselleştirmek istesem de hastalanınca yavaşladım. İlk defa akşam saat 10'da uyur oldum.  Ben biliyorum neden tiroit bezini salgılayan bu kelebek eridi. Ağlamalar zırlamalar bağırmalar ve kendini kurban görmelerden olmasın? Stresler, ölümler, kayıplar ve özlemler olmasın!  Hayallere bir dünya kadar uzak olmak yine de resim yapmak, ama yaptığım her iş gibi ben yaptım oldu diyememek olmasın.  Ne olursa olsun kendini hor görmek, başarılarıma bunlar benim başarılarım değil ki, bana yardım eden çok insan oldu yolda demek

Güce tutunmak

 Güce tutunmak güzel şey. Gücü tatmak güzel şey. Güçlü olmak güzel şey.  Ama güçsüz olduğunu kabul etmek daha zor.  Bulunduğumuz noktayı bırakıp başka bir şeyler yapmak ve başka bir yöne doğru ilerlemek.  Teknokrat olmaktansa hep kalpokrat kalmak zor şey. Güce tutunmak doğru olmasa da tutunuyorlar. Haklı olmasalar da. Haksız olsalar da. Hak etmeseler de.  Bilmiyorlar ki asıl güç güçsüz olduğunu kabul etmektir. Ve asıl güç bir kalpokrat olmaktır.  İşte bu yüzden hep ama hep gençler kazanacaklar.

poem-a-day

 This is a great website you should all sign up for if you are into poetry.  Everyday a new poem arrives in your email box. Here is one I wish to share with you: For a Poet Countee Cullen I have wrapped my dreams in a silken cloth,  And laid them away in a box of gold; Where long will cling the lips of the moth, I have wrapped my dreams in a silken cloth;  I hide no hate; I am not even wroth Who found earth’s breath so keen and cold;  I have wrapped my dreams in a silken cloth,  And laid them

Kısa mesafe koşucusu

  O koşuyu çok iyi hatırlıyorum. En hızlı koşumdu benim. Ta ki boynuma dolanana kadar zincir ama zincirden önce kordon dolandı tabii. Onu hatırlamıyorum. Orda ölmüş ve dirilmiş olabilirim. O koşuyu çok iyi hatırlıyorum 300-400 m kadardı herkesi geçtim fakat diğer altılık gruptakileri geçemedim. Ben iki grubun da değerlendirmeye alınacağını bilseydim daha da hızlı koşardım, yine de kendi grubumda birinci oldum. Yüz metrede de birinci oldum ve o daha zordu hatırlıyorum ama yine de en hızlı idim. Henüz 18 yaşında idim. Yahut 19 olsun en fazla. Ben kısa mesafeleri koşarım. Uzun mesafelerde canım sıkılıyor ve motivasyonumu kaybediyorum. Ben yüz metre koşucusuyum ve ben bir yarış atıyım. Boğaziçi’ni kazanışım da boşuna değil, kısa zamanlarda da çok ciddi işler başardım diyecek kadar iddialıyım. Fakat uzun mesafelerde hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmeliyim. Kısa mesafe koşucusu olmak biraz da 100 metreden sonra yorulmak demektir. Çünkü kaslar fazlasıyla şişer ve bir kinetik