Ana içeriğe atla

Kayıtlar

kör olmayan baykuş

 Son resmim shahofgold'da... 

denizde hayat

 

panik

Bugün tekrar bir makale üzerinde çalışmaya başladım ama hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor. İşler beni bekliyor ama benim çalışma şevkim gittikçe düşüyor. Bir senelik işsizlik bana yaramadı. Bir de istemediğim işler çıktı başıma bir onlar eksikti. Bir bakmışız başkaları ne isterse onu yapar onu yaşar olmuşuz, istediğimiz yaşamı kuramamışız. İstediğimiz insanlarla çalışamamışız. Herkesin elinde çerez ve oyuncak olmuşuz. Dilerim hayat bu kadar kısa değildir. Dilerim insanın istediği şeyleri seçme gücü vardır, ve hayır deme kapasitesi vardır.  Maalesef hayır deme kapasiteniz yoksa hep başkalarının keyfini sürmeye yardımcı olmaya mahkumsunuz.  En sevilen çocuk sizseniz bunun da bir bedeli olmalı, ödenmeli.  En sevilen öğrenci sizseniz bunun da bedeli var.  Biraz göze çarptıysanız bir bedeli var.  Kolay iş yapıyorsanız bir bedeli var.  Hayatta kimse sizi rahat bırakmaz.

Köpekler

  En sonunda bir çizim biraz bir şeylere benzedi...   

Dostluklar

 Her şey gibi dostluklar da bazen bitmeye mahkumdur.  Neden bilmeyiz ama biterler işte. Bazen sessizlik olur, bazen kavga, bazen arkadan vurma, dedikodu, bazen bir dostu bir başkasına tercih ederiz. Bitiverir dostluklar sessiz sedasız. Sizi en iyi tanıyan dostlar kolayına dostluklarını bitirmezler, sizi en çok sevenler, sizi en çok görenler, sizi en çok önemseyenler, asla bahane bulmazlar gelemedikleri için göremedikleri için. Kendilerini ateşe atarlar kimi zaman.   En azından ben öyle idim eskiden, lisede dostum için kendimi de ateşe atardım, kendi önceliklerimi geriye atardım. Ona destek olmak için elimden geleni yapardım. Zamanla dostluk dinlemek ve anlamak ve yetişmek oldu, birlikte güzel vakit geçirmek, cenazeleri paylaşmak, düğünlerde oynamak. Hepsinde de fark ettiğim bir şey oldu, bitmeyecek dostluk bitmiyor. Bazen sevgilide olduğu gibi, hayatta olduğu gibi bir şeyler bitmeye yakınken, çok taviz verdim ama değer, der dururuz. Çok üzüldüm ama değer der dururuz. Çok farklıyız ama

zaman hızla akıyordu

 Tam duba gibi olduğum hamilelik döneminde bir kere bile hastalanmadım. Süt verirken bir kere hastalandım ama hemen geçti. Şimdi halime bak her ay hastayım. Artık kan tahlilleri yaptırmanın vakti geldi de geçiyor. Hem de öksürürken akciğerlerim ağrıyor sanki kırk yıldır günde kırk sigara içiyorum. Kırk yıldır demişken ne de olsa kırk yaşına yaklaştığımdan aslında farkına vardım ki bu deyimi kullanmam çok da ters kaçmadı.  Makalelere devam, iş aramalara devam, resme devam ama daha az resim yapıyorum. Bu aralar fazla yürümeye çalışıyorum çünkü kilolarımı veremedim. Sürekli bir açlık ama aslında aç da değilim. Çok garip bir ruh hali veriyor insana bu Haşimoto.  Şikayetler bir yana ağbim sağolsun Beyaz Köpek isimli kitabını okuyorum Romain Gary'nin. Bir seferinde bir kitap istedim vermedi, ben de bu kitabı ona söylemeden aldım. Eğer bu satırları okuyorsa ki sanmıyorum bana kızacaktır belki de kızmayacaktır, ne de olsa ben onun güccük kardeşiyim her zaman, değil mi?  Şimdi Carpaccio'

gençlik

 Bugün bir yerden geçerken  Bir gençlik rüzgarı esti Yaşımı unuttum  Hep geçtiğim sokakta bir rüzgar yüzüme vurdu  Dedim ben bugünü yaşamıştım.  Oğlanı parktan eve götürüyordum.  Garip bir his kapladı içimi.  Zamanı düşündüm, yorgunluğu, güneşi ve sıcağı.  İşleri düşündüm yapılması gereken.  Ama birden sanki bir zaman kayması oldu,  Halbuki ağaçlar kurumuş otlar sararmıştı Yağmur yoktu bakım da yoktu  Nerdeydi belediye çalışanları kesilen ağaç ağaç üstüne  Yine de o an sanki her şey aynıydı  Bir zaman diliminin içinden geçtik.  Ve o sırada sanki ben bir on yaş gençleşmiştim, sanki on yıl ağır geçmemişti.  Sanki yeni gelmiştim bu şehre İçimde yine bir enerji yeni bir atom parçası patlamaya hazır  Eve döndüm, pişman olmayarak  Şimdiye kadar yaşadıklarımdan