Ana içeriğe atla

Yeni bir ev ve düşündürdükleri

Yeni evimize taşınmak üzereyiz. Eski evimizin penceleri dökülmekte. Her yerden küf fışkırıyor.

Bir yandan kışın hiçbir şekilde izole olmayan bu evden kurtulduğumuz için mutluyuz. Bir diğer taraftan burda üç seneden fazla yaşadık. Gerçi ben bir süre yurtdışındaydım ama burayı hep evim olarak algıladım. Yurtdışındayken bile evimi özledim. Çalışırken burda bulduğum huzur bana ayrı bir sıcaklık verdi.

Yeni yere taşınmak için heyecanlıyız ama bir o kadar da stresliyiz. Komşularla anlaşabilecek miyiz? Her şey yolunda gidecek mi? Düzenimizi güzelce oturtabilecek miyiz? Evimize güzel bakabilecek miyiz? Eğer olursa orda kalabalıklaşabilecek miyiz? Heyecanlıyız. Kedimizin hiçbir şeyden haberi yok. Sadece günlerini yemek içmek ve uyumakla geçirmekte. Neyseki bu aralar astımı çok kötü değil, çok öksürmüyor. Tahminen bu küften uzakta yeni evde daha da rahat edecektir. Bizim için de iyi olacaktır eminim.

Eski yılı geride bırakıp, nostaljik davranıp, bir yandan da geleceğe umutla bakıp şizofren bir ruh hali içine giriyorum. Pozitifsin derlerdi, suratsızsın derlerdi, hep gülümser derlerdi. Belki de içimdeki ben'in kim olduğundan şüphe ediyorum. İtaatkâr bir kültürden gelip her şeye kızan beni sindirdim, yeni bir ben arıyorum. Artık başkaları hakkında kötü şeyler söylemek için çok yaşlıyım. Hayat böyle ise böyle, olduğu gibi kabul ediyorum. Kısmet kader biraz akıl biraz şans, ortaya karışık bir çorba kimi zaman mideyi yakan, kimi zaman ısıtan, kimi zaman terleten, ağrılara iyi gelen ya da başımıza doladığımız bir çorap, söküklü ve kimi zaman uzayıp kimi zaman kısalan. Sanki Lost'dayız, bir şeyin oyuncağıyız, birilerinin oyuncağıyız ama hiçbir fikrimiz yok. Belki de hiçbir şeyi bilemeden tam anlayamadan bu hayattan göçüp gidiyoruz. Sadece şunları söyleyebiliyoruz: iyi ki sevmişim, iyi ki okumuşum, iyi ki gezmişim, iyi ki kedilerim olmuş, iyi ki dostlarım olmuş, iyi ki saçmalamışım, iyi ki yazmışım... daha ne olsun.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Goodreads

Goodreads  Son zamanlarda sabahları erken kalkıp birkaç saat boyunca beynimi çalıştırdıktan sonra tekrar uykuya dalma ihtiyacı hissettiğimi görüyorum. Gerçekten de sabah insanın zihni daha bir net çalışıyor. Ben genelde hesap kitap yaparak ve email yazarak geçiriyorum bu zamanı, oysaki yazmalı çizmeli okumalı.  Bu sene ilk defa goodreads'te amaçladığım kitap okuma sayısına erişmiş bulundum. Sayı düşüktü, sadece 15 kitap okuyabildim. Ama o da hiç yoktan iyidir, bu arada yarıda bıraktığım on kitabı saymıyorum, Puslu Kıtalar Atlası, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Bobbi Brown Makeup Manual, ve bir sürü kedilerle ilgili İtalyanca kitap, Alda Merini'nin denemelerinin olduğu harika bir kitap. Bu kitapların hepsi yarım kaldı. Okuyamadım bitiremedim fakat başucumda duruyor. Hadi Alda Merini kısa kısa yazmış bölünse de kitabın sürekliliğine bir zarar gelmiyor fakat romanlarda tabii ki ciddi bir unutma sürecine giriyorum. Mesela Puslu Kıtalar Atlası'nı nedense sevemedim halbuki herkes s...

Biten Arkadaşlıklar

Helal olsun sana Şah artık açık açık yazabilirsin. Biten arkadaşlıklarını, çıkar için ideoloji için. Kıskançlık için ve sevgisizlik için. Gerçekten sevmemiş olmak için, biten tüm arkadaşlıklara gelsin bu yazı. Bir dostumu kaybettim çünkü ayrı fikirlerdeydik Bir dostumu kaybettim çünkü bana kızdı Bir dostumu kaybettim sebebini bile bilmiyorum Gerçekten bilmiyorum neden böyle oldu Kaybolup gittiler düşen yıldızlar gibi Oysa güzeldi günlerimiz Aydınlıktı sözler Paylaşırdık her şeyi Kınamazdık canım o kadar Yoksa kınar mıydık Ben kimseyi aptal bulmadım Ya da tembel Uyardığım olmuştur Belki kimi zaman Çok şey istemişimdir Ne de olsa vermeyi de severim Ama ya hesap yaptılarsa ve dedilerse Ben ona daha çok verdim kim bilebilir ki insanlar neden gelir hayatımıza neden gider neden kırar dökerler giderken güzel güzel gidilmez hiçbir zaman kimisi de geri döner ama yürek kabul etmez kimisi rüyana girer ama aramazsın bir kere bile koparsın zamanla bilemezsin bilemezsi...

domates biber patlıcan