Uzun zamandan beri resim yapmadığımdan resimler hiç istediğim gibi olmadı. Ama bu da bir şeydir diyerekten elime aldım tekrar fırçayı. Ne de olsa bir el alışkanlığı ve yavaş yavaş fırçayla yeniden tanışma ve tekrar onu oynatabilme hali. Aslında ne mor ne de sarı çiçekler ne de Ellen Crimi Trent'in şeftali tutorial'ı istediğim gibi olmadı fakat şimdilik idare ediyor ve tekrar elimi suluboyaya alıştırmayı ve beynimin resme ait olan kısmını büyütmeyi umuyorum. Yoksa zaman böyle geçip gidecek ... Hep bir stres ve hep bir gök gürültüsü... bahar gelmiş biraz da rahatlayalım artık!
Şimdi eski günlerdeki gibi yine kütüphaneye geldim. Kendi kendime çalışmaya çalışıyorum. Çalışmadan bir yazayım dedim, ne de olsa uzun zaman oldu. Akademik alanda ufak projelerde çalışıyor, makaleler üretmeye devam ediyorum. Beynimin eskisi gibi keskin bir şekilde işlemediğini fark etsem de böyle biraz yalnız kalıp bir şeyler yapmak beni rahatlatıyor, hem daha iyi konsantre oluyorum. Her şey ara verince güzel. Annelik bile öyle. Geçenlerde Lost Daugther'ı izledim, zaten kitabını da okumuştum yıllar önce, herhalde 2015 yılıydı yahut 2014 yılıydı. Filmi de güzel olmuş, aktristler de harika. Çok beğendim. Sanırım film ile kitabı daha iyi anladım bile diyebilirim. Olivia Colman zaten harika bir iş çıkarmış her zamanki gibi. Bir bakışı bin kelimeye bedel. Doğal olarak anne gibi hissetmemekten öte sanırım, anne gibi hissetmeyi çok sevmekle beraber belki bu yükün altında biraz ezilmek söz konusu olabilir birçok kadın için. Yahut annelik öyle baskın hale gelir ki ilişkimizi unuturuz.
Yorumlar
Yorum Gönder