Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeniden genç olmak

artık yeniden genç olmak için çok geç yaş otuz beş gençlik aptallıktır artık çok geç gençlik spontaneliktir artık çok geç gençlik tazeliktir artık çok geç hepsini geç gençlik bedenin aklıdır şimdi aklın aklında sonsuz bir derinlik var hiçbir şey için geç değil. 

Deneme: Abartmak neden önemlidir?

Abartmak önemlidir çünkü güzellikler dengesizliklerden ve hatta abartmalardan doğar... Eğer Van Gogh sarı rengi tablolarında bu kadar güzel ve bol kullanmasaydı, yani abartmasaydı bize o güzeller güzeli ayçiçeklerini ve sarı başakları bu parlak gözlerle hatırlayabilir miydik? facebook Van Gogh grubunda paylaşılmıştır Caravaggio karanlık ile ayndınlık arasındaki farkı (chiaroscuro) tekniği ile bize anlatmasaydı karanlığın içinden kopan o figürleri bu kadar güzel görebilir miydik? Pinterest'ten alınmıştır. Link için buraya da bakabilirsiniz: https://arttrip.it/dipinti-di-caravaggio/ Nazım Hikmet aşkından ölmeseydi o şiirleri okuyabilir miydik? Borges kör olana kadar yazmasaydı biz aynı hikayelerden bu kadar zevk alabilir miydik? Hayatta bazı şeyleri abartmak gerekir. Bu kadar abartmak gerekiyor muydu, diye sanatçılara nedense sormayız. Çünkü sanat bir çeşit abartıdan doğar. Her sanatçının en belirgin özelliği bir şeyi abartmasıdır, ama güzel bir şekilde abartmas

İlk Sennelier'im...

İşte benim ilk kaliteli pastel boya kutum. Sennelier pastelleri. Fransa'da yapılmış, kağıdın üzerinde tereyağı gibi kayıyor ve renkleri göz kamaştırıyor. Tabii ki henüz istediğim şekilde oturup resim yapamadım ama bir sürü güzel fotoğraf çektim ve onların resmini yapmayı umuyorum. Dilerim bu pastellerin hakkın veririm. Renk skalası gerçekten çok geniş! Renkleri tek başıma anlamakta ve tanımlamakta zorlandığım oluyor. Öteki bloğumda dilerim bu pastellerle yapılmış harika bir resmi size sunma ihtimalim olur. Yalnız bunun için biraz zamana ihtiyacım olacak. Ne de olsa başına oturup iki saatimi vermem lazım. Bu mutluluğu sizinle paylaşayım, dedim. İnsanın en çok ihtiyacı olan şey hayatında biraz daha renk olmasıdır. Daha ne isterim ki? Renkler not: Ben kendiminkini  https://www.bellearti.net/it  ten aldım ve amazon'da bazı fiyatların normalden yüksek olduğunu fark ettim. 

Bir pazar günü en güzel pazar günü

En sevdiğimiz şeylerden birisi yeşile doğru gitmek, yeşilin içinde yaşamak, dağlar tarafından sarıp sarmalanmak. İşte bu da öyle bir geziydi.

Hit and Run

have been to the parks and libraries have also seen atrocities have run after the prey which was an echo of empty words I heard it in the distance  ran towards endlessly  thinking and hoping acting almost carelessly  then came mindfulness and permanent make up  apple facebook and whatsup and societal appreciation on social media  it was weird yet confusing  so I kept on refusing  that I did not do it for fame  and in fact, I was in their frame  when I bought that dress online  knew that this was not going to be the only one  it seems we are all rejected from earth  some die and some kill and some just live like a bird  and it overwhelmed me to think about it  I arrived at nowhere sailing my boat  so I took an oath  to find a solution  yet not there  and one is to wait for  the other is to scare and the other is hit and run  another is try try try till you die  I chose the last one and am trying  jumping without

bekle beni bekle beni

Son zamanlarda dinlemelere doyamadım.  Gerçekten de harika bir şiir. Diğer şiirlerini de okumak istiyorum. Ayrıca farklı çevirilerini de okumakta fayda var. Karşınızda Ezgi'nin günlüğü ve Konstantin Simonov...  https://www.youtube.com/watch?v=sGUGfqwRjJU Konstantin Simonov Bekle beni Bekle beni, döneceğim ben. Çok çok bıkmadan bekle! Sarı yağmurların Hüznü basınca, Kar kasıp kavururken, Kızgın sıcaklarda..bekle. Başkaları dünden unutulmuşken. Beklenmedikleri zaman bekle. Uzak yerlerden mektuplar kesilince Bekle beni. Birlikte bekleyenlerin beklemekten Usandığına bakma, bekle. Bekle beni döneceğim. Unutmak zamanı geldiğini Ezbere bilenleri Hayırla anma! Varsın oğlum,annem Hayatta olmadığıma inansın, Dostlarım beklemekten usansın, Ocak başında toplanıp Acı şarapla Yadetsinler beni Sen bekle onlarla birlikte İçmekte acele etme. Bekle beni; döneceğim, Bütün ölümleri çatlatmak için Döneceğim! “şansın varmış desinler “. Beklenmedikleri için, Beni

keşke onlar üzüm olsa bizimki de bir güzel kadın

Yeni ve güzel şeyler yapmak istesem de olmuyor biraz yerimde saymaktayım

Ölümlerden Ölüm Beğen - Choose the Death you like the most

yesterday I cried for my mom  I wanted her to come but she did not come  we ate mercimek çorbası and discussed Turkey for a while  then I thought about painting my mother  but it was only to suffer  had three glasses of wine  when I had my fourth glass  I fell apart and was drowning in my own tears I cried cause I have not known what I have become in these years  as he consoled me  it was not enough to hold and caress me  I thought about death and there was a dark feeling inside  as if a spirit was inside me  this spirit gave me fear  and without knowing what it was  all of a sudden disappears but I had asked him to hold my hand  and he was sleeping  felt alone but no remedies life had hit us hard  ten years without my mom  I thought it would feel better as time goes by  in fact, I feel it deeper and deeper in my heart  and in the depths of my soul  it is not anymore  her or image of her  it is this great emptiness  th

Kalıcılık üzerine denemeler, 3. Sayı: Kalıcılık Arayışı

İnsan hep bir yerde kalıcı olmak ister. Bir kimsede, bir yerde, bir fikirde, bir kağıtta. Hafızalarda. Aslında çoğu zaman yaptığımız şeyler de buna bağlıdır. Belki de bu yüzden sürekli ürer ve üretiriz. Bir yerden ayrılmanın hüznünü içimizde duyarız. Bir yere varmanın sevincini hisseder ve o yerin kalıcı olma ihtimalini severiz. Oysa hayat hep kesintilerle doludur. Maaşa kesintiler. Bize verilenlerin gittikçe eksilmesi. Şartların kötüleşmesi. Suyun kesilmesi, elektiriğin kesilmesi. Sevdiğimiz birinden haberlerin kesilmesi. Verilen sözlerin sona ermesi. Kesilen ilişkiler, kesilen hayatlar, hayatla ilişkisini kesenler ve kesmek zorunda kalanlar yani vefat edenler. Belki bir avuç mutluluk için, iki açım güneş için bir sürü yağmur yeriz. Olur da kuraklık gelirse çatarsa bir gün, yağmurdan da vazgeçmek zorunda kalırız. Öyle devam eder işte hayat ile olan dans. Bir yandan garip bir şekilde uzmanları takip etmek ve söylediklerini birebir yapmak isteriz. Bir yandan ise ö

Geçicilik Üzerine: Geçiciliğin Dayanılmaz Ağırlığı Serisinin İkinci Yazısı

--> Kal ıcılık Kazandırmayan Geçicilikler Her geçici tecrübenin insana kalıcılık kazandıracağını zannediyoruz. Ama maalesef bu şans ve bu hırs eğer bizde mevcut değilse geçici ve yoğun iş tecrübelerinin kalıcılık getirme ihtimali çok zayıf. Hatta geçici iş tecrübeleri insanı bir şekilde itip kakıp kullanıp bir kenara atan ve hatta sonrasında da müteşekkir olmayan ve minnet duymayan iş tecrübeleri oluyor. Biz gençler, ki ben artık genç sayılmam, 35 yaşındayım, ama gençlik yıllarımda olabildiğince tecrübe edinmek için elimden geleni yaptım, her açılan kapıya koştum ve evet doğrudur, bu tecrübelerden çok şey öğrendim. Fakat insanın ruhen ve fiziken yitirdiği şeylerin yerini o güzel tecrübeler tutmuyor. Bir yandan da o ruhen ve fiziken kaybolan şeylerin üzerine aslında size ‘waste’ yani atık gibi yaklaştıkları için, bir noktada işiniz bitince yüzünüze bakılmıyor bile. Çok garip bir şekilde bir insana o insanın zayıflıklarını hatırlatırsanız o insanın agresifleştiğini ke

Denemeler: Yaşam Uzun Ama Biz Daha Geçiciyiz

--> Uzun yaşıyoruz ama daha geçiciyiz... Uzun zamandır yazışamadık. Aslında daha çok saggio yani deneme yazmak isterdim. O yüzden de son zamanlarda aklıma çok güzel şeyler gelmeyince yazmaktan vazgeçtim. Bir zamanların rüzgarı şimdi esinti oldu. Sanırım bunun sebebi de gelecek kaygıları ve işsizlik. Şimdiki yazım geçici kontratlar üzerine olacak. Ve geçici olan her şey üzerine. Bizim çağımızda birçok insan geçici olmayı istiyor veya bunu seçmeden geçici kategorisine sokuluyor. Şimdiye kadarki tüm kontratlarım geçici idi. En uzun süreli olanı üç senelik olan doktora idi. Sonrasında   1 senelik IOM anlaşması. Sonrasında 8 aylık part-time olan Lüksemburg post-doktorası idi (doktora sonrası araştırma). Hepsinde de bir umut beni alırlar mı diye bekledim. Beklemedim değil. Tek tamamlayamadığım IOM oldu. O da içimde hep uhde olarak kalacaktır. Çünkü güzel insanlardı güzel bir ofisti ve tatlı bir işti. Açıkçası seviyordum işimi, çok zorlandığım zamanlar olsa da faydalı