Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

yine meyveler

 

tiktoksuz hayat

 acılarımı satıyorum  para etmiyor  resimlerimi satıyorum  kimse almıyor  dertlerimi satıyorum  herkes kaçıyor  yaşasın işsizlik!  satacak pek bir şey kalmıyor  işsizlik övülmeli  çünkü sadelik veriyor insana  emeğini satmak istersin de kimse almaz ya  öyle bir şey işte  acaba gelecek nasıl olacak?  23 güzel gelsin güzel geçsin de başka bir şey istemem. 

annem

 Bu gece annemi rüyamda gördüm. Kayseri'deki evimizdeydik.  Annem bana bir sürpriz yapmış ve çok sevdiğim bir arkadaşımı getirmiş. Kayseri'ye hem de. Arkadaşım da çok yoğun olduğu halde, yanıma gelmiş. Çok seviniyorum onu görünce. Annem düşünceli görünüyordu, yine meşgul görünmekteydi. Hep kafasında bir şeyler vardı. Ama beni ne kadar güzel dinlerdi. Anne derdim, sabahları hemen haberleri açma, üzülürsün. Canım annem, beni dinlerdi. Babamı bize gönder arasıra. Dinler. Mobilyalar çok güzel, ağbime ver. Dinler. Canım annem benim sana bu ceket çok yakıştı, yakışır. Ne kadar acayip bir şey insanın annesinden güç alması ölü olduğu halde. Ne kadar garip annemizin yüzünü asla unutmamamız. Annelerin hakkı ödenmezmiş gerçekten. Bunu geç anlıyorum.  Annem rüyamda bana yardımcı olmaya çalışmaktaydı. Oralardan bana yetişti belki de.  Hep yetişir sağolsun, hep koşturur. Onu ben hep koştururken hatırlarım. Oranın buranın eksiklerini giderirken, çalışırken, evleri idare ederken, gezmeleri kaç

armutlar

 

resim resim resim

 

Çocukla çalışmak

 Çocukla çalışmak zormuş.  Çocuktan uzak kalmak zormuş.  Çocukla sürekli vakit geçirmek zormuş.  Hem çalışmak hem de çocuktan ayrılmak zormuş.  Hiç çalışmamak evde durmak da zormuş.  Nasıl büyütmüşler bizi yahu?  Çalışan anne olmak yorucuymuş. Herkes annelerin her şeyi doğal olarak yapması gerektiğini düşünüyor. Ben şöyle düşünüyorum. Ben becerikli olmak zorunda değilim, multitask yapmak zorunda değilim, herkesi mutlu etmek zorunda değilim, işimde iyi olma şansım olmalı, anne olarak bebişime vakit ayırabilmeliyim ama nefes de alabilmeliyim.  Yani her şeyi beceren ve yardım istemeyen kadın olmak istemiyorum.  Çok yorgun hissediyorum kendimi.  Çalışmakta zorlanıyorum bugün.  Havalar soğudu...  Keşke bir tatil yapsam şimdi hemen. Ne güzel olur. 

fruits in watercolour

 Yine denemelere devam...  Meyve ile ilişkim hala düzelmedi... İkinci resim en sonunda bir şeye benzedi...

animals and landscape

 

animali e paesaggi

 

limoni

 

armudun iyisini iyi ressamlar çizer

 Yeniden resim yapmaya başlamak çok güzel...  Tabii ki bizim oğlanın ağlaması cabası...  Ben ne kadar konsantre olsam da bir şey oluyor, oğlan uyumuyor, bir elimde oğlan bir şeyler yapmaya çalışıyorum.  Resim yapmak beynin sağ tarafını da çalıştırdığından insanı gerçekten yoruyor, tatlı bir uyku çekiyorsunuz, sanki spor yapmışsınız gibi.  O kadar güzel o kadar faydalı ve o kadar tatmin edici bir aktivite. Herkese tavsiye ederim. Keşke bize matematik fen öğrettikleri kadar resim yapmayı da öğretselerdi, daha çok spor yaptırsalardı ne kadar güzel olurdu. Halbuki biz oturan köleler olmak için yaratıldık...   Şimdiki hocamız çokça çizdiriyor, gölgeleri görmemizi sağlıyor ve güzel bir metod öğretiyor. Önceki hocamız da çok iyiydi ama sanki hızlı gidiyordu, oysa şimdi daha sağlam adımlarla gidiyoruz.  İkisinden de ders alsam içim yanmaz. İkisinden de farklı şeyler öğrendim.  Gerçekten zevkli, ve de fiyatı da online olduğundan daha uygun.  Bir de ilerdeki bir dileğim kesinlikle bir yere gidip

meyveyle olan özel ilişkim

 

Sil baştan başladık: karaf yapmaya çalışmak ve yeniden yeniden denemek

 

havalar soğumaya başladı

 Yine havalar soğumaya başladı. Sonbahar geldi. Artık geldiğini 17 Eylül itibariyle belli etti.  Benim canım yine tiramisu yapmak istiyor ama hem üşeniyorum hem de pazar kahvaltısı hazırlama isteği duyuyorum. Yumurtalar kahvaltıya giderse tiramisuya yumurta kalır mı? Bebişin kıyafetlerini ayırdım, bazı şeyler giydiremeden küçük geldi. Çünkü uzun kolluydular, hava çok sıcaktı ancak atletimsi ve kolsuz olan kıyafetleri giydirebiliyordum. Evde sıcaklık 29 derece iken birden 27 ve yine birdenbire 23.8'e düştü. Doktora sorarsak evde uyumak için ideal sıcaklık 17 derece hadi bilemedin 19. Ama ben bile alışık değilim, ufaklık alışır mı ki acaba? Sonra sıcakladığında hava vücut kendini alıştırır mı sıcağa tekrar? Bilmiyorum.  Bu yaz düşük sıcaklıkları bulacağız, orası kesin. Eğer doğalgaz da olmazsa ayvayı yedik demektir. Kat kat giyinmek örtünmek zorunda kalacağız. Bakalım bu hayatta daha başımıza neler gelecek.  Şimdi bir kahve yapacağım, sonra yazmaya devam edeceğim. Ama önce tekrardan

Annelik ve tiramisu

Annelik üzerine çok şey söylemek isterim fakat şunu fark ettim, insan anne olunca anne olmak her şeyden önemli oluyormuş. En azından ilk etapta bu böyle. Kaygılar insana bir hayli yük oluyormuş.  Bir yandan da annenin bebişin sağlığı ilgilenirken kendisiyle de ilgilenmesi gerekiyor. Fakat çocuğun sağlığı her şeyden daha önemli bir hale geliyor. Ne de olsa ufaklığın kendini koruması için geliştirdiği stratejiler çok yeni... Bir yandan yorgunluk insana hakim oluyor. İki makale okuyayım ve düzeltilmesi gerekenleri düzelteyim diyorsun ama bu arada zaman geçiyor, bebek uyanıyor, ağlıyor, emziriyorsun, uyutuyorsun derken gün bitmiş. Buna bir de çamaşır atmayı ve de yemek yapmayı katarsak zaten zaman hızla akıp geçiyor.  Annelik dünyadaki en emek yoğun işlerden biriymiş ben de öğrenmiş oldum.  Annemin akşamları ve sabahları nasıl yorgun olduğunu daha iyi anladım. Bir de çalışıp çocuk yapmak da neymiş. İnsanın iş hayatına dönmeye çalışması ayrı bir çaba gerektiriyor.  Ocağın üstündeki ışık  Sa

Your avocado is not a good avocado

Doğum hikayesine bir ara verip yeniden başladım yazmaya.  Bloğum için her gün bir cümle de olsa yazmaya çalışacağım... her konuda yazmayı planlıyorum. Kimse beni tutmasın.  Bu sefer yine resim hocamız değişti. Ben öncekinden memnundum ama okulla anlaşamamış. Yeni bir hoca geldi, o da çok iyi. Gayet teori öğretme derdinde fakat sıfırdan başladık.  Aşağıda gördüğünüz resimlerden ikincisi son yapılan, bagnato su bagnato, yani ıslak üzerine ıslak tekniğiyle. Ben bu tekniği biliyordum ve zaten kullanıyordum ama hoca ile sıfırdan başladık ne yaparsınız.  Bize Wendy Artin 'den bahsetti. Gerçekten harika bir sanatçı, insan onun gibi resim yapabilse daha ne ister ki hayattan.   Yine sil baştan, bakalım gelecek sene yine hoca değiştirecekler mi umarım değiştirmezler...      

Seni ben zor doğurdum, dokuz ay karnımda taşıdım!!!

  Uzun bir aradan sonra tekrar yazabiliyorum.  Rahmetli anneciğim böyle derdi, seni dokuz ay karnımda taşıdım. Aslında taşımak en zevkli iş, tabii dokuz ay boyunca kusmuyorsanız. Ben sadece ilk üç ay sorun yaşadım bir de son aylarda bir hastalandım birkaç gün ama aslında doğum ve bekleyiş çok zevkliydi. Asıl zor olan final imiş... Helal olsun annelerimize.  İnsan yorgun olunca yazmakta zorlandığı gibi tüm vaktini bilgisayarın karşısında geçirmek de istemiyor. Ben ve bebek çok haşrü neşir olduğumuzdan ve ben doğurmadan önce dananın kuyruğunu koparacak kadar çalıştığımdan şimdi hem çalışmakta hem de bu sıcakta bir şeyler yazmakta zorlanıyorum. Zannederdim ki bebekle beraber hikaye yazarım, resim yaparım ve kitap okurum. Üç buçuk ay geçti hiçbiri mümkün görünmüyor. Doğum çok zor oldu, tam 32 saat suyumun gelmesiyle oğlumun gelmesi arasındaki zaman. 18 Mayıs’ta akşam 19.10 suları suyum geldi. Hastaneye aldılar, 19 Mayıs’ta gelir diye bekledik ama gece geçti, bir baktım saat 2.10

Dolce Attesa

 İtalya'da tatlı bekleyiş diye bir laf var, dolce attesa, anneler için kullanılıyor. Gerçekten tatlı bir bekleyiş. Son zamanlardaki yorgunluğu saymazsak. Resim yapmaya bile halim yok. Olmuşum 75 kilo, almışım 18 kilo, hiçbir şeye dikkat etmemişim, önüme ne gelirse yemişim, hamburger, tiramisu, pizza dememişim. Acımamışım. Çocuk nasıl olacak bakalım, keyfine göre mi yaşayacak, yoksa kendini sınırlayacak mı? Bu tatlı bekleyiş güzel iyi falan da 41. haftayı da doldurursa artık onların doğumu başlatması gerekecek, ben ona gerek kalmadan gelse ya diyorum. Kimbilir.  Enerji iniş çıkışları var desem yalan olmaz.  Komşular yine kavga etmeye başladı, hemen müziği açtım. Bandcamp'te Arthur Mills dinliyorum. En sevdiğim albümü Even if I had... şarkı sözleri de müziği de su gibi akıp gidiyor.  En sevdiğim şarkılarından birisi de Tried and Tested. Aslında hepsini ayrı ayrı çok seviyorum. Eskiden Brighton'da tam da tezimi yazdığım zamanlarda Open Bar olurdu, bedava müzik dinlenirdi, can

Portre denemeleri

 

resimler resimler resimler

 

Sabırla boyanan resim

 

Sabırla yapılan resim

  daha bu boyanacak allara güllere sarılara kırmızılara ama  nasıl olacak ben de bilmiyorum...     

horror movies

 

Painting with the pigment

 

Burun kulak ağız çizmeye devam

 

Günlük kaygılar ve sevinçler

 Günlük kaygılar arasında tabii ki çalışamamak baş köşeye oturdu.  Ama bir yandan da ufak sevinçler yaşandı dün.  Harika bir kitap yazmış burdaki arkadaşlarımdan biri. Kitabın adı şu şekilde: La parola è un animale. Bestiario etimologico.  Olur da İtalyanca yazılmış bu kitabı bulmak isterseniz, Amazon'a başvurabilirsiniz. Henüz sadece bin tane basılmış ama ben çok iyi satılacağına inanıyorum. Çok felsefi ve düşünceli bir biçimde hayvanları anlatan bu kitap çocukları olanlar için de güzel bir hediye. Hemen linki buraya ekliyorum, ayrıca tabii ki İtalya'da yaşayanlar için kitabı bulmak daha kolay olacaktır. Yazar Irene Paganucci harika bir sanatçı ile çalışmış, Arianna Papini çalıştığı illüstratörün adı. İtalya'da bir hayli tanınan bir sanatçı, ayrıca Urbino'da sanat dersleri de vermekteymiş kendisi...  Benim hep yapmak istediğim bir şeyi arkadaşım yapmış, bu beni çok sevindirdi. Kitabın enerjisi o kadar pozitif ki elime alır almaz, çocuk kitabı olmasına rağmen bir iki

Suluboya ve gözler

 Çizim kağıdı olmadığından renkleri karıştıramadım ama aynı resmi bir de normal suluboya Arches kağıdına yapma fikrim var eğer ki başarabilirsem...   Biraz da göz çalışması yaptım tabii ki eksik kalmasın...   Göz çiziminin bu kadar zor olacağını hayal edemezdim, özellikle de şöyle bir bakınca insan anlıyor ki mesela yukarı bakan göz baygın gibi bakmış halbuki gerçekte öyle değil. Gözün ve bakışın gerçek ifadesini vermek gerçekten kolay değil. 

hamilelik gastriti

 Çok ciddi bir gastrit geçirdim, bu yüzden de üç gün kadar resim derslerine devam edemedim. Pek bir şey yapamadım açıkçası... maalesef işimden gücümden de geri kaldım. Bir gün yatakta full yattım tüm eklemlerim ağrıdı, ateşim çıktı, yediğimi çıkardım derken ikinci gün yine yorgun argın bir şey yiyemeden, çünkü iştah yok, bir yarım muz bir elma, onu da maalesef mide kabul etmedi. Artık ikinci günün sonunda hastaneye gittik. Epigastraglia, midenin üst kısmında ağrı, demekmiş. Zaten mideye bir taş oturmuş gibi, hani sanki bağrıma taş basarım yerine, birisine mideme taş oturturum, demek gibi bir şey. Nasıl bir ağrı, asit, yanma, korkunçtu. Bebişin de kafası biraz sağda yukardaymış o da baskı yaparmış. Üç günde üç kilo kaybettim, hepsi su tabii ki... iştahsızlık ve hiçbir şey yiyememek ne kadar garipmiş.  Yalnız bunu sanırım midemi kendi kendime aşındırmama da bağlıyorum, pizza, dondurma, kola üçlüsü en son yediğim şeylerdi. Pizzada balık da vardı. Sanırım zehirlendim, yahut zaten asitlenen

şimdi de portre çizmek lazım

 

natura morta