Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Müptelâ

Başarısız olan hikayelerimi burda yayınlıyorum.  Müptelâ (yayın hakları bana aittir) Onunla ilgili her şeyi biliyordum. Yaşını, boyunu posunu, gözlerinin rengini, arkadaşlarını, akrabalarını, nerde çalıştığını, ne yaptığını, hobilerini, en sevdiği kitapları, saçlarını kaç defa boyattığını, eski erkek arkadaşlarını, eski arkadaşlarını, yeni arkadaşlarını, onu sevenleri, sevmeyenleri, mutsuzken verdiği pozları, mutluyken verdiği pozları, nasıl giyinmeyi sevdiğini, hangi hediyeleri beklediğini, hangi zaman diliminde yaşamak istediğini, en sevdiği film karakterlerini, en sevdiği şarkıları ve şiirleri… her şeyi ama her şeyi. Gel gör ki onunla baş başa kaldığımızda o telefonundan paylaşım yapmayı tercih ediyor yüzüme bile bakmıyordu. Oysa ben ona bir şiir yazmıştım: Twitter’daki paylaşımlarını takip ediyorum Nazım’ı seviyorsun biliyorum E-book’ta aynı kitapları okumuşuz Facebook’ta aynı mekanlarda bulunmuşuz Gözlerin bir deniz gibi engin

Zincirler ve Filmler

Basılmayan hikayelerimi burada yayınlıyorum.  Zincirler ve Filmler (yayın hakları bana aittir)  Neye inandıysam ona boyun eğdim. Bir kadın olarak öncelikle anneme, kardeşlerime, sonra sevdiğim insana... Onlara hizmet ettim. 10 çocuğun en büyüğü olmanın verdiği bir zincir var bende, görünmez bir zincir ki atmak zor. Marx diyordu zincirlerinizden kurtulun diye, ne mümkün, zincir dediğin şey düzen, zincir dediğin şey nizam, zincir dediğin şey kontrol, zincir dediğin şey senin içine işlemişse ondan kurtulmak ne mümkün! Kimisi elmas zincirler ister kimisi altın. Kimisi gümüş ister kimisi metal. Ben hepsini taktım boynuma. Zengin bir kocam vardı günümü gün ettim. Hayatımı ancak böyle kurtarabildim. Bizim şehrimiz küçük bir şehirdir. Zenginler ya güzellerle evlenirler ya da zenginlerle. Para parayı çeker derler ya. Bir de para güzelliği çeker, çekmez de koparıp alır. Ama güzelin talihi değişmez. Benim de talihim pek değişti denemez. Mehmet ile evlenişim de böyle işte. Kendis

Kilim

Annem hastalanmadan bir sene önce, ki ben o sırada Koç Üniversitesi'nin bize verdiği öğrenci evlerinden birinde kalıyordum. Tabii ki ev arkadaşlarımız vardı, dört ya da beş kişiydik ama kendi odamız vardı. Odam küçüktü ama her şeyi yerindeydi, çalışma masası, dolabı, yatağı... Oraya taşınışımı dün gibi hatırlıyorum. Annem bana sordu, nasıl bir kilim istersin, odanın ölçülerini ver, dedi ve bana bir kilim gönderdi. Şimdi diyeceksiniz, Şah ne alakası var şimdi kilim kilim diye tutturdun. Ben o kilimi kaybettim. Nasıl kaybedersin? Kocaman şey? Kaybettim çünkü yurtdışına gittim geldim, o arada doktoraya başladım İtalya'da, derken kilimi kaybettim. Hala içimde uhdedir. Evde bir yerdedir diye umuyorum. Annemin bana ısrarla kilim göndermesi benim için paha biçilmez bir şeydi. İnsanı en çok annesi düşünür, kardeşleri de düşünür elbet ama anneninki daha hesapsız kitapsız bir sevgidir. Buna çok defa hayatımda şahit oldum. Asla da psikologlara şikayet edemem, annem bana ilgi göstermedi,

Bookmarks out of failed paintings (başarısız resimlerden kesilen kitap ayraçları)

Burda eksik olan çiçeği kurtaramadım, o yüzden de bu resim o kadar iyi gitmedi. Sonrasında kesip kitap aralığı yaptım, ne de olsa kitap aralığına herkesin ihtiyacı vardır, neden olmasın? Her şeye olumlu tarafından bakmak lazım, tamamen olumsuz gidişata rağmen, desem de bunlar kafa dağıtmak için üretilen şeyler... 

hatalar, düzeltmeler ve düzeltememeler

görüldüğü üzere resmi keserek koymak zorunda kaldım çünkü aslında bir düzen oluşturması gerekirken resmin bazı kısımları halloldu ben de makasla değil kamera ile kötü olan yerleri gözden ırak gönülden ırak kıldım.  beyaz alanlar olmadan suluboya bir şeye benzemiyor keşke bunu daha önce öğrenseydim

Çerçeve

böyle olur böyle de olur 

Bahar

Biz baharı göremesek de tadamasak da onu kağıdımızda getirir, o renklere bakar baharı hissederiz. 

Gece Yalanları

Bunu bir pastelle bir de suluboya ile denemek istiyorum, pastel idare edebilir ama suluboya bakalım nasıl olacak...  Yaşlandık artık her ne kadar bu bir gülümseme olmak istediyse de yaşlılık çizgileri gibi oldu

Deneme Yanılma

Görüldüğü üzere bu resimde de en tepedeki hatadan dolayı resmi tamamen değiştirmek zorunda kaldım. Çok kötü olmadı ama maalesef tam düzelmedi de... bugünlük bu kadar. 

Dans eden laleler (Dancing tulips)

Suluboya tekniğinde dikkat edilmesi gereken noktalar: 1) Kağıdınız kaliteli olmalı 2) Cimri işi suluboya: az su az boya 3) Wet on wet (ıslak üzerine ıslak) tekniğini uygularken dikkat edin, genelde bunlar detayları yaparken sorun yaratabilir, bir şeyin arka planı için ideal, çiçeklere renk katarken doğal bir karışım olmasını hayal ediyorsanız kesinlikle bu tekniği kullanmalısınız ama yine çok su almadan ve önceki boya kurumadan harekete geçmeniz gerekiyor. 4) Kimi fırçalar özünde çok su barındırıyor, uç kısmını kullanırsanız sorun olmayabilir ama azcık bir baskı bile uygularsanız kağıdı su içinde bırakmanız çok mümkün. 5) Suluboya için benim tavsiye ettiğim tutorial'lar gerçekten faydalı. Diğer blog bölümlerinde de görebilirsiniz. Birçok resmi onlardan örnek alarak yaptım. Özellikle Blakemore'un objeleri inceleyişi ve adım adım gidişi insana çok şey öğretiyor. Lefebvre'nin ise yumuşak fırça dokunuşları insanı gerçekten sakinleştiriyor, renk kullanımı, renk karışımlar

ONE APPLE A DAY KEEPS THE DOCTOR AWAY

Emma ile Çiçekler

Kuşlar ve Biz

İnsan özgür olmak istedikçe kuş çiziyor, çiçek çiziyor. Malum hepimiz pencere önü çiçeği olduk bu günlerde. Daha güzel çizebilmek isterdim ama mümkün olmadı Bugün başağrısı başımı bırakmadı, bir de ağrı kesicilerimi nereye koyduğumu unuttum Tahminen ufak bir migren veya oksijensizlikten oldu bu başağrısı Bir dışarı çıkıp yürüsek bir şeyciğimiz kalmayacak Ama şimdilik bir kuş olmanın hayalini kuruyoruz

domates biber patlıcan

Kozmetik

Eğer hassas bir cilde sahipseniz ve kozmetik ürünler üzerine bilgi almak isterseniz bu siteyi takip edin:  https://redlipstickeater.blogspot.com/ Yazılar genelde İngilizce fakat İtalya'dan, Türkiye'den ve dünya çapında bilinen doğal ve kozmetik ürünleri bu sitede dürüst bir şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Tüketiciliğin bir sonucu da biriken plastik yığının yanısıra iyi ve kötü tecrübeler. En azından tecrübelerimi sizlerle burdan paylaşabilirim. Ayrıca doğal maskelerin yapımı, Diego Dalla Palma'nın güzellik tavsiyeleri vs. gibi bir sürü farklı konuda da bilgi bulmanız mümkün. Bir sene kadar işsizlik yaşadığım için redlipstickeater'ı asıl olarak para kazanma amaçlı kurdum. Fakat pek bir getirisi olduğu söylenemez. Yine de siteye girer ve destek verirseniz çok sevinirim. Belki faydalı birkaç ürün hakkında da bilgi alınabilir. Pahalı ve uygun ürünleri bir arada değerlendiriyorum ama markasından ve pahasından bağımsız olarak beğenmediklerimi direkt belirtiyorum. Di

Mountains and Mistakes

Hata yapmadan öğrenmek çok zeki ve çok mükemmel insanlara mahsus. Malum benim burda bir sürü hatam var, mesela sağ üst tarafta çok su kullanmışım, kurutmadan ıslak üzerine ıslak tekniği uygulamışım. Ayrıca uzaktaki ağaçlar yeşil, yakında olanlar koyu renkte, oysaki öyle olmaması gerekiyordu, mantıki olarak yakındakiler daha yeşil görünmeli... ya da hepsi koyu renk olmalıydı. Emma Lefebvre bana çok şey öğretti ama bazı şeyleri öğrenmemekte direnmekteyim. 

Birds and Pears

En sonunda birazcık da olsa hareket

Bugün kedim beni sabah 5.30'da kaldırdı. Fakat biraz ısrar ederek 6.30'a kadar yatakta kalabildim, tabii ki beyefendinin mamasını ve suyunu tazeledikten sonra. Sonra dün yarım bırakmak zorunda kaldığım humusu yapmayı bitirdim. Şimdi sebzeleri buhar makinesine yerleştirdim. Bugünün yemeği hazır. Hemen süpermarket alışverişini kontrol ettim, henüz açık bir alan yok. Çayı koydum, kahveyi koydum, humus güzel olmuş tadına baktım. Sabah sabah fena fikir değil. Ama bu günlerde moralinizi düzeltecek bir şey isterseniz işte Nicola'nın yeni video'su burda.  Bir de hareket ettim dün biraz da olsa, bugün yine bir yarım saatlik zumba planım var desem yalan olmaz. İşte bu harika bir video: herkese tavsiye ederim. Enerjik bir gün olsun, moralinizi bozmayın, güzel ve güneşli günler gelecek.

Hızlı Çiziktirmeler Hızlı Yazılar

Günler hızla geçiyor. Evde olsak bile. Nefes almaya devam ediyoruz Dostlar ve sevdiklerle telefonda görüşmeler Skypelar whatsuplar Dijital güzellikler Evde olsak bile Kısa hikayeler yazıyor ve okuyoruz Para önemli hala Bir de şu emeklilik fonu düşmese iyi olurdu Evde olsak bile Kedimiz bizden mutlu Evde kaldık diye Artık kendimize yalan söylemeyelim Evde olsak bile Bir hayli zaman geçti makyaj yapmayalı Bugün makyaj yaptım Moralim biraz düzeldi Evde olsak bile Korkular ve yaşanmışlıklar Güzel anlar ve anılar Hep içimizde Evde olsak bile Alabildiğine yürümek lazım Evde olsak bile. 

CHILDHOOD - ÇOCUKLUK

Karantinada bilmem kaçıncı gün

ne çizersen çiz yeter ki çiz

Karantinada bir hafta sona erdi ve bahar geldi

Bugün biraz olsun işe konsantre olmak istedim. Boyalarımı ve fırçalarımı kaldırdım, fakat dışarda harika leziz bir hava var. İnsanı adeta yanına çağırıyor. Tertemiz bir bahar havası. Biz ise kapalı kalıp önlem alıyoruz. Belediye başkanımız da hastalanmış ve 13 saat önce hastaneye kaldırılmış. Papa boş sokaklarda gezmiş ve insanları selamlamış. Zambia'daki çocuklar 'Forza İtalia' diye destek veriyorlar. Ben de bu arada kendi kendime düşündüm planladım bugün yapacaklarımı. Dün bir sürü şeyi yarım bıraktım. Fellini'nin bir filmini izleyecektim ki uyuyakalmışım. Neyseki dostlar arıyor, eski dostlar arıyor, onlarla konuştum, haberleştim. Bu arada bir yerden daha red aldığımı öğrendiğimden beri üzgünüm ama yapacak çok bir şey yok. Herkesi geride bırakıp ikinci olmuşum, o da büyük bir başarı dedim kendi kendime. İçimden hep çizim yapmak geliyor ama kafam dağınık. Eğer bu gece de kafamı toplayabilirsem daha düzenli bir şekilde günü organize etmeliyim. Almanca hocamız ödev g

Karantinada Yedinci Gün: Otoportre karikatürize

Karantinada 6. Gün: Suluboya ürünleri üzerine birkaç kelam ve tavsiye

Suluboya Şimdiye kadar en çok izlediğim videolar  Nicola Blakemore  ve  Emma Lefebvre 'ye ait. Hele Nicola Blakemore'un videolarına hayranım. Anlatımı, sakinliği, ses tonunu kullanışı, tecrübesi, kullandığı kelimeler gerçekten insana ayrı bir güven ve sevecenlik duygusu veriyor. Emma Lefebvre de çok harika ve yumuşak resimler yapıyor. O da sakin sakin anlatıyor, bir de oğlunu gösteriyor videoların başında, ufak sarışın bir bebek, muhteşem sempatik; insanın gerçekten resim yapası geliyor . Suluboya çeşitleri  İlk kullandığım suluboya  Giotto i di. Ben gayet memnun kaldım bu boyalardan. İtalyanlar ortaokul ve lise seviyesindekilere bu boyaları tavsiye ediyorlar. Ulusal boyaları ayrı bir deyişle :) Yeterince renk seçeneği var, pigmentasyonu fena değil. Fakat tabii ki profesyönel olanlar bu boyaları kullanmıyorlar. Ben bugün de hâlâ Giotto'yu diğer boyalarla birlikte kullanıyorum. Açıkçası aşağıda göardüğünüz gibi, hepsini açıyorum. Bana gereken ren

Karantina'da 6. Gün

Her ne kadar inanmasanız da bunlar sıklamen olmalılar. Bugünün devamında size hangi ürünleri kullandığımı; tam üç senedir süren resim yolculuğunda hangi pastelleri, fırçaları ve hangi suluboyaları kullandığımı size açıklayacağım tek tek. Teknikle ilgili de ufak tefek bilgiler verebilme şansını belki bulabilirim.

Karantinada 5.Gün: Güller ve Bob Ross

Emma Lefebvre Bob Ross'u taklit ederken ben de onu taklit ettim güller ve dudaklar şimdi ne kadar acı ve gizli eski bir aşkı anlatır güller ve dudaklar şimdi 

Karantinada 4. Gün

Bugün her ne kadar erken kalkmak istedimse de beceremedim. Aslında tam da Oblomov gibi aklımda harika fikirler vardı. Kalkacaktım, çalışacaktım, makale yazacaktım. Resim yapacaktım. Sabah bu şekilde üç saat kaybettim. Sonra kalkınca hemen öğle yemeğinde ne yapacağımızı düşünmeye başladım. Nohut pilav yapacaktım. Bu gayet kolay bir yemek olsa gerek, diye düşündüm. Sonunda öğle yemeğinde mutfak biraz da olsa Türk mutfağı gibi kokmaya başladı. Bu iş hoşuma gitti. Almancada hatırlayamadığım kelimeleri tekrar edebilmek için küçük kağıt kartlar hazırlamıştım. Sanırım 30-40 kadar kart yazdım: halbuki daha yeni başlamıştım Almanca derslerine. Max Planck'ta bu dersler bedava ve ben her ne kadar bir ara B2 olsam da (tam 14 sene önce) şu an A2'den başlamak zorunda kaldım. Şu an enstitü kapalı ve dersler üç hafta sonra başlayacak. Biraz geçmiş bilgileri hatırlayabilmek için online bir derse yazıldım. Lucas Kern hocanın adı, her iki günde bir size bir tekst gönderiyor, okumanız ve dinl

Karantina: 3. gün

Malum İtalya'da kapalı kalmak zorunda kaldık. Ben de bugün karar verdim, kendimi bırakmayacağım. Resim yaparım, yazı yazarım, blog yazarım vs. Bu işlerin altından kalkarım. Ne de olsa parttime da bir işim var, ona da odaklanırım. Bir makale vardı yarım kalan ah keşke onu bitirsem. İnsanı en çok mutlu eden neyse onu yapmalı kapalı kalınca, ama sakın kendinizi yemeğe vermeyin. İlk haftamız çok fazla tıkınarak geçti. Üç haftadır evde yapıp yiyoruz. Sanki bilmiş gibi binlerce tarif biriktirmiştim. Ama yine bildiğim tarifleri yapıyorum. Kafam biraz dağınık ama bazı kararlar aldım. Evde de olsak, bir düzen tutturacağız, bir arkadaşım 'kendine bir proje yarat' dedi. Aslında hayatımız projeler oldu, ben bir sürü projede çalıştım, herkesin bir proje çocuğu var vs. fakat benim gerçekten birkaç proje yaratmam şart. Önümüzü göremesek de, her gün kalkıp sabah kendimize bakacağız, kimseyi görmesek de belki makyaj yapacağız, ofisimiz olmasa da ofis alanı yaratacağız, elimizde kağıt, kale

Bazı günler üzücü

Bugün yine bir yerden red aldığımı öğrendim. Alışmış olsam da üzüldüm. Resim yapayım dedim ama kağıdı o kadar ıslatmışım ki boyalar çok dağıldı (sağ tarafa bakınız), siz siz olun, keyfiniz yerinde değilken suluboya yapıyorsanız, suya dikkat edin... yoksa benimki gibi kağıdı eğer büker yamuk yumuk bir hale getirirsiniz. Yine de ortadaki kısım daha gerçekçi oldu. Hatalar da hayata dahil, başarısızlıklar da. Sizden kaynaklanan şeyler de hayata dahil, sizden kaynaklanmayanlar da...

going bananas at home

going bananas at home 

creative tuesday-wednesday (days at home during corona virus)

Sennelier pastel olmasa yapamazdım, ama işin aslı o ki yine de kafama göre takıldım sayılır

Cats and trees

happy women's day