Malum İtalya'da kapalı kalmak zorunda kaldık. Ben de bugün karar verdim, kendimi bırakmayacağım. Resim yaparım, yazı yazarım, blog yazarım vs. Bu işlerin altından kalkarım. Ne de olsa parttime da bir işim var, ona da odaklanırım. Bir makale vardı yarım kalan ah keşke onu bitirsem. İnsanı en çok mutlu eden neyse onu yapmalı kapalı kalınca, ama sakın kendinizi yemeğe vermeyin. İlk haftamız çok fazla tıkınarak geçti. Üç haftadır evde yapıp yiyoruz. Sanki bilmiş gibi binlerce tarif biriktirmiştim. Ama yine bildiğim tarifleri yapıyorum. Kafam biraz dağınık ama bazı kararlar aldım. Evde de olsak, bir düzen tutturacağız, bir arkadaşım 'kendine bir proje yarat' dedi. Aslında hayatımız projeler oldu, ben bir sürü projede çalıştım, herkesin bir proje çocuğu var vs. fakat benim gerçekten birkaç proje yaratmam şart. Önümüzü göremesek de, her gün kalkıp sabah kendimize bakacağız, kimseyi görmesek de belki makyaj yapacağız, ofisimiz olmasa da ofis alanı yaratacağız, elimizde kağıt, kalem, binbir renkte boyalar, suluboya, pastel boya... daha ne ister insan. Dostlarla da haberleşiyoruz, aile ile de. Her şey yoluna girecek bekliyoruz. Ama işte önemli olan dik durmak. Nazım ne kadar çok şiir yazmıştı hapiste, ne kadar güzel sanat eseri yaratmıştı. Ki o hapishanedeydi, karantina nedir ki?
En çok özlediğim şey oysaki alabildiğine yürümek keşke mümkün olsa, en çok yürümeyi özledim.
Yoksa hikayeler yazılır, resimler de yapılır, ama dışardan aldığımız tatmini bize internette izlediklerimiz verebilir mi? Doğadan aldığımız güzelliklerin yerini hiçbir şey tutamaz. Yine de üçüncü gündeyiz daha, dişimizi sıkacağız.
Herkes süpermarketlere hücum etmiş, sıra varmış, biz de internetten bir şeyler aldık, fakat 25 Mart gibi gelecek. Tüm günler doluydu. 'Amazon pantry' falan da kullandık ama o da 27 Mart gibi gelecekmiş. Olsun evimizde çok şey var. Neyseki kuru şeyleri de biriktirmiştim, tüm antiromantik besinleri, en kötü ihtimalle onlar yapılır. Buzlukta bir şey tutmayı pek bilmediğimden biraz acemilik yaşıyorum, fakat şimdilik gayet iyi idare ediyoruz, bu yemekler bizi bir hafta daha ziyadesiyle idare eder.
Herkes işsiz kaldığımda diyordu ki, sevdiğin kitapları oku, sevdiğin filmleri izle. Ama öyle olmuyor işte, insanın ilk odağı hep iş oluyor. Eşime göre bu düzende her şey değişecek, insanlar farklı yaşam stilleri geliştirecekler. Ben onun kadar vizyon sahibi olmasam da bir şeyler değişir elbet diye düşünüyorum. Ne de olsa digitisation çağında yaşıyoruz. Dijitalleştirme hastalığına hepimiz kapılmış durumdayız. Ya onlar olmasaydı ne yapardık? O zaman da kitaplara dönerdik kimbilir, o güzelim kağıt sayfaları çevirirdik.
Benden bugünlük bu kadar. Karantinanın geri kalan günleri hakkında sizi bilgilendirmeyi kendime görev edindim. Bu arada sözden çok iş, işten çok resim, resimden çok sanat, sanattan çok sevgi hepimize...
En çok özlediğim şey oysaki alabildiğine yürümek keşke mümkün olsa, en çok yürümeyi özledim.
Yoksa hikayeler yazılır, resimler de yapılır, ama dışardan aldığımız tatmini bize internette izlediklerimiz verebilir mi? Doğadan aldığımız güzelliklerin yerini hiçbir şey tutamaz. Yine de üçüncü gündeyiz daha, dişimizi sıkacağız.
Herkes süpermarketlere hücum etmiş, sıra varmış, biz de internetten bir şeyler aldık, fakat 25 Mart gibi gelecek. Tüm günler doluydu. 'Amazon pantry' falan da kullandık ama o da 27 Mart gibi gelecekmiş. Olsun evimizde çok şey var. Neyseki kuru şeyleri de biriktirmiştim, tüm antiromantik besinleri, en kötü ihtimalle onlar yapılır. Buzlukta bir şey tutmayı pek bilmediğimden biraz acemilik yaşıyorum, fakat şimdilik gayet iyi idare ediyoruz, bu yemekler bizi bir hafta daha ziyadesiyle idare eder.
Herkes işsiz kaldığımda diyordu ki, sevdiğin kitapları oku, sevdiğin filmleri izle. Ama öyle olmuyor işte, insanın ilk odağı hep iş oluyor. Eşime göre bu düzende her şey değişecek, insanlar farklı yaşam stilleri geliştirecekler. Ben onun kadar vizyon sahibi olmasam da bir şeyler değişir elbet diye düşünüyorum. Ne de olsa digitisation çağında yaşıyoruz. Dijitalleştirme hastalığına hepimiz kapılmış durumdayız. Ya onlar olmasaydı ne yapardık? O zaman da kitaplara dönerdik kimbilir, o güzelim kağıt sayfaları çevirirdik.
Benden bugünlük bu kadar. Karantinanın geri kalan günleri hakkında sizi bilgilendirmeyi kendime görev edindim. Bu arada sözden çok iş, işten çok resim, resimden çok sanat, sanattan çok sevgi hepimize...
Yorumlar
Yorum Gönder