Karpuz da uyuya uyuya büyürmüş. Karpuz gibi oldum maşallah.
Bu aralar tatlı bir uyku tutuyor beni. Belki de tatil gibi tatil yapmayıp makale yazmaya ve işleri bitirmeye özendiğimdendir. Son haftalar biraz yorucu geçti. Bir de ev işleri var tabii ki aslında her şey çok kolay gibi, çorba dediğin nedir ki, kurutma makinesi de var tamamdır, artık her şeyi tek tek asmaya gerek yok vs. fakat nedense evin işi de yoruyor.
Bir oturuşta 60 sayfa okusam ne fayda, sonra yine uykum geliyor.
Şimdi bugünkü amacım bu 125 sayfalık kitabı bitirmek.
Bir de Ellen Crimi Trent'in armutların çizmek, az sonra tekrardan görüşmek üzere... (demek isterken yazmaya devam etmişim her zamanki gibi)
Bu arada tatlı yemeyeyim dedim yine gittim speculos mudur nedir, bu Noel'in tarçınlı kurabiyeleri ondan aldım, bir şey değil sonra hamile diyabeti diye ortalıkta gezeceğim. Yarın kesin yürüyüşe çıkacağım kararlıyım, bu evde oturmalar ve çalışmalar da insanı bir atalete itiyor. Yeter artık insanın şu Covid mentalitesinden çıkması ve hareketlenmesi lazım, yoksa hepimizin kafasında bir Netflix, her gün çalışma derdi derken hayat kalitemiz zaten iyice düştü.
Ben uyurken kedi de uyuyor, kedi uyurken ben de uyuyorum. Birlikte uyuyoruz. Nazım'ın şiiri gibi gerçekten de. Nerdeyse senkronize bir biçimde aynı zamanda uyuyup aynı zamanda kalkacak gibiyiz. Olmaz böyle iş. Ben kedi miyim?
Devamı çok yakında...
Yorumlar
Yorum Gönder