Bugün pastel yapasım geldi. Bu pasteller Sennelier'den ve gerçekten çok kıymetli, o yüzden kullanmaya biraz korkuyorum. Aslında geçmişte Sennelier pastellerim yokken bile daha güzel resim yapmışlığm var. Sanırmı daha çok pastel yapmam ve daha ucuz olanlarla çalışmam lazım. Çünkü gerçekten bu pasteller yağlı boya kadar güzeller, fakat çok çabuk bitiyorlar ve dediğim gibi çok pahalılar. İki sene önce doğumgünümde ağbim hediye etmişti bana sağolsun, fakat kimi renkler, mesela, bazı sarılar, beyazlar, yeşiller ve maviler yarısına geldi bile (ki en fazla beş resim yapmışımdır). Burda linki de bırakıyorum eğer siz de bu tutorial'ı takip ederek resim yapmak isterseniz, bu adamın pasteli çok rahat ve kolay bir araçmış gibi kullanması çok hoşuma gidiyor.
Şimdi eski günlerdeki gibi yine kütüphaneye geldim. Kendi kendime çalışmaya çalışıyorum. Çalışmadan bir yazayım dedim, ne de olsa uzun zaman oldu. Akademik alanda ufak projelerde çalışıyor, makaleler üretmeye devam ediyorum. Beynimin eskisi gibi keskin bir şekilde işlemediğini fark etsem de böyle biraz yalnız kalıp bir şeyler yapmak beni rahatlatıyor, hem daha iyi konsantre oluyorum. Her şey ara verince güzel. Annelik bile öyle. Geçenlerde Lost Daugther'ı izledim, zaten kitabını da okumuştum yıllar önce, herhalde 2015 yılıydı yahut 2014 yılıydı. Filmi de güzel olmuş, aktristler de harika. Çok beğendim. Sanırım film ile kitabı daha iyi anladım bile diyebilirim. Olivia Colman zaten harika bir iş çıkarmış her zamanki gibi. Bir bakışı bin kelimeye bedel. Doğal olarak anne gibi hissetmemekten öte sanırım, anne gibi hissetmeyi çok sevmekle beraber belki bu yükün altında biraz ezilmek söz konusu olabilir birçok kadın için. Yahut annelik öyle baskın hale gelir ki ilişkimizi unuturuz.
Yorumlar
Yorum Gönder