Ana içeriğe atla

Yine bir perşembe

Kedim yina arkadaki koltukta oturuyor ve uyuyor pencerenin altında, kaloriferin yanında. Gündüzleri ben daha sakinim o yüzden benimle geçiriyor gündüzlerini. Akşamları babası daha sakin onun yanında demleniyor. Karnı tok, yemek için hiç savaşmamış bir kedi, o yüzden açlık nedir pek bilmez Doris Lessing'in kitabında söylediği gibi... bazı kediler böyle, ev kedileri özellikle. 

Bugün çalışmaya geç başladım biraz. 

Bacağıma yine kramp girdi sabah. Kilo almayın falan diyorlar tamam da almışım 11 kilo daha ne yapayım, altıncı ay bitti, ben bu işi 15-16 kilo ile bitiririm herhalde. Halbuki yediğim şekerli şeyler kısıtlı ama kabul ediyorum başından beri çok meyve yedim, öyle böyle değil, önce üzüm sonra Trabzon hurması sonra portakal ve mandalina ve elma derken tabii ki coştu durum. İlk üç ayın mide bulantısı da geçince böyle oldu işte. 

İşte olmak istediğim yer, Sennelier pastellerimi böylesine uyduruk bir resim için harcadığım söylenebilir. Bu akşam yine Jenna Rainey'nin kitabından Moby Dick gibi bir balina boyayacağız, eğer fırsatlar el verirse. Fakat öncelikle şu olmak istediğim yeri sizle bir paylaşayım, dedim. Sanırım altı senedir tatil yapmıyorum, Türkiye'yi tatilden saymıyorum çünkü oraya gittiğimde de hep çalıştım özellikle son senelerde hep aklım doluydu yahut çalışmaya devam ettim. Tatil gibi tatil yapmadım, denizi yok dağı yok. Gerçekten tatile hasret kaldım. Bir de kumlara ve denize. Yakınımızda deniz var ama ben beğenmiyorum, çok kirli çok yosunlu, garip bir kokusu var, çok kalabalık. Sadece güneşlenmeyi sevenler var ama ben onlardan da değilim. O yüzden de mecburen güzel bir deniz bulana kadar buradayım tatilsiz. 

İşte böyle: 


 

 Bir de bir uzaylı resmi çizdim o kadar, o da zaten karikatüristik amaçlı idi. Onu da hemen paylaşayım. 



 

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

her şey ara verince güzel

 Şimdi eski günlerdeki gibi yine kütüphaneye geldim. Kendi kendime çalışmaya çalışıyorum.  Çalışmadan bir yazayım dedim, ne de olsa uzun zaman oldu.  Akademik alanda ufak projelerde çalışıyor, makaleler üretmeye devam ediyorum. Beynimin eskisi gibi keskin bir şekilde işlemediğini fark etsem de böyle biraz yalnız kalıp bir şeyler yapmak beni rahatlatıyor, hem daha iyi konsantre oluyorum.  Her şey ara verince güzel. Annelik bile öyle.  Geçenlerde Lost Daugther'ı izledim, zaten kitabını da okumuştum yıllar önce, herhalde 2015 yılıydı yahut 2014 yılıydı. Filmi de güzel olmuş, aktristler de harika. Çok beğendim. Sanırım film ile kitabı daha iyi anladım bile diyebilirim. Olivia Colman zaten harika bir iş çıkarmış her zamanki gibi. Bir bakışı bin kelimeye bedel.  Doğal olarak anne gibi hissetmemekten öte sanırım, anne gibi hissetmeyi çok sevmekle beraber belki bu yükün altında biraz ezilmek söz konusu olabilir birçok kadın için. Yahut annelik öyle baskın hale gelir ki ilişkimizi unuturuz.

Biten Arkadaşlıklar

Helal olsun sana Şah artık açık açık yazabilirsin. Biten arkadaşlıklarını, çıkar için ideoloji için. Kıskançlık için ve sevgisizlik için. Gerçekten sevmemiş olmak için, biten tüm arkadaşlıklara gelsin bu yazı. Bir dostumu kaybettim çünkü ayrı fikirlerdeydik Bir dostumu kaybettim çünkü bana kızdı Bir dostumu kaybettim sebebini bile bilmiyorum Gerçekten bilmiyorum neden böyle oldu Kaybolup gittiler düşen yıldızlar gibi Oysa güzeldi günlerimiz Aydınlıktı sözler Paylaşırdık her şeyi Kınamazdık canım o kadar Yoksa kınar mıydık Ben kimseyi aptal bulmadım Ya da tembel Uyardığım olmuştur Belki kimi zaman Çok şey istemişimdir Ne de olsa vermeyi de severim Ama ya hesap yaptılarsa ve dedilerse Ben ona daha çok verdim kim bilebilir ki insanlar neden gelir hayatımıza neden gider neden kırar dökerler giderken güzel güzel gidilmez hiçbir zaman kimisi de geri döner ama yürek kabul etmez kimisi rüyana girer ama aramazsın bir kere bile koparsın zamanla bilemezsin bilemezsi

Goodreads

Goodreads  Son zamanlarda sabahları erken kalkıp birkaç saat boyunca beynimi çalıştırdıktan sonra tekrar uykuya dalma ihtiyacı hissettiğimi görüyorum. Gerçekten de sabah insanın zihni daha bir net çalışıyor. Ben genelde hesap kitap yaparak ve email yazarak geçiriyorum bu zamanı, oysaki yazmalı çizmeli okumalı.  Bu sene ilk defa goodreads'te amaçladığım kitap okuma sayısına erişmiş bulundum. Sayı düşüktü, sadece 15 kitap okuyabildim. Ama o da hiç yoktan iyidir, bu arada yarıda bıraktığım on kitabı saymıyorum, Puslu Kıtalar Atlası, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Bobbi Brown Makeup Manual, ve bir sürü kedilerle ilgili İtalyanca kitap, Alda Merini'nin denemelerinin olduğu harika bir kitap. Bu kitapların hepsi yarım kaldı. Okuyamadım bitiremedim fakat başucumda duruyor. Hadi Alda Merini kısa kısa yazmış bölünse de kitabın sürekliliğine bir zarar gelmiyor fakat romanlarda tabii ki ciddi bir unutma sürecine giriyorum. Mesela Puslu Kıtalar Atlası'nı nedense sevemedim halbuki herkes s