Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Filler zamanıdır şimdi

en güzeli onları sevmek korumak onların mutlu olmasına izin vermek

İyi bir şeyler yazmak için gerekenler

İyi bir şeyler yazmak için size gerekenleri anlatmak isterim... Bunları şu tecrübeme dayanarak anlatacağım sizlere: iyi bir şeyler yazdığım zaman yapmadıklarımı ve iyi bir şeyler yazamadığımda yaptıklarımı sizlerle paylaşacağım. Hangisinin niçin daha başarılı olduğunu anlayacaksınız. Öncelikle iyi bir yazı olan elzem şey konsantre olmak. Yaptığınız işe konsantre olmalısınız. Sizi rahatsız edecek şeyleri en aza indirgemelisiniz. Mesela sesli haldeki telefon, konuşkan bir iş arkadaşı, yahut geveze bir eş. Bunların hepsinden uzak durmalısınız. Düşünce sisteminiz ve düşünce dünyanız, dolayısıyla düşünce akışınız başkalarının size verdiği tatlı ve ufak ama ihtiyacınız olmayan bölünmelerle sekteye uğramamalı. Bunu rica edebilirsiniz veya sessiz bir ortama kendiniz gidip bir çeşit inziva hayatı yaşayabilirsiniz. Dinlediğiniz müziğe dikkat ediniz. Youtube'da okuma ve yazma sırasında dinlenecek müzikler var. Ben şahsen klasik müziği çok faydalı buluyorum. Düşünce akışını bölmüyor ve ya

Yeni bir ev ve düşündürdükleri

Yeni evimize taşınmak üzereyiz. Eski evimizin penceleri dökülmekte. Her yerden küf fışkırıyor. Bir yandan kışın hiçbir şekilde izole olmayan bu evden kurtulduğumuz için mutluyuz. Bir diğer taraftan burda üç seneden fazla yaşadık. Gerçi ben bir süre yurtdışındaydım ama burayı hep evim olarak algıladım. Yurtdışındayken bile evimi özledim. Çalışırken burda bulduğum huzur bana ayrı bir sıcaklık verdi. Yeni yere taşınmak için heyecanlıyız ama bir o kadar da stresliyiz. Komşularla anlaşabilecek miyiz? Her şey yolunda gidecek mi? Düzenimizi güzelce oturtabilecek miyiz? Evimize güzel bakabilecek miyiz? Eğer olursa orda kalabalıklaşabilecek miyiz? Heyecanlıyız. Kedimizin hiçbir şeyden haberi yok. Sadece günlerini yemek içmek ve uyumakla geçirmekte. Neyseki bu aralar astımı çok kötü değil, çok öksürmüyor. Tahminen bu küften uzakta yeni evde daha da rahat edecektir. Bizim için de iyi olacaktır eminim. Eski yılı geride bırakıp, nostaljik davranıp, bir yandan da geleceğe umutla bakıp şizofre

Bir yılın sonunda

2019 ne kötü bir seneydi. Nerdeyse tüm sene işsizdim. İşsizliğin güzel tarafı şu: kendinizle baş başa kalıyorsunuz ve neyin önemli olduğunu düşünmek için biraz daha vakit bulabiliyorsunuz. O nedenle bu işsizlik her ne kadar ceplerim boş gezmeme sebebiyet verdiyse de bir yandan da beni düşünmeye ve kendimle baş başa kalıp şiir yazmaya ve resim yapmaya sevk etti. İş ararken bile bir sürü şey öğrendim. İtalyanca ders almaya başladım, İtalyancam bir hayli ilerledi. Artık Bartleby - Herman Melville kitabını bile İtalyanca okur hale geldim. İtiraf etmeliyim ki hâlâ bilmediğim bir sürü kelime var. Yine de büyük bir başarı sayılır, çünkü bir sene önce olsa bir paragraf okur, kitaptan korkar ve kitabı kapatırdım. Bir daha da asla geri dönmezdim. Fransızca kursuna yazıldım, bir ay da olsa, dil yeteneğimin gittikçe zayıfladığını gördüm ama basit Fransızca kelimeleri anlayabilmek beni bir nebze de olsa rahatlattı. Hani öğrenmeden önceki o bulutlu bilinçaltı hali var ya ben işte Fransızca diyi

Kadın cinayetleri: Ayşe, Fatma, sen ben ve biz

Kadının varlığının bu kadar ezilir geçilir ve hiçe sayılır olmasının sebebi nedir? Kadınlar nasıl kurşun kalemi silgiyle siler gibi yeryüzünden silinir, nasıl ve neden öldürülür? Neden güzellikleri dert olur? Kadınlardan ne isteniyor? Ömür boyu acı çekmeleri mi? Türkiye'de kadın cinayetlerinin geçen seneye göre ciddi bir artış göstermiş olması ve mesela İtalya'da senede 90 kadın öldürülürken, onlar da hiç medeni sayılmazlar demek ki, Türkiye'de 450 kadının öldürülmesi ne demektir? Oturup bir düşünelim ve konuşalım. Biz nasıl bir sistemin parçasıyız? Ne yapmaktayız? Nelerle avunmaktayız? Kadınlara cinsel obje, çocuk, anne, cadı, fem fatal, vs. dışında nasıl isimler takmaktayız? Kadına ne kadar değer vermekteyiz? Belki de bunları konuşmak lazım. Kadın ve erkek eşitliğinden bahsedecek kadar data toplamadım ve hatta konumuz tam olarak da bu eşitlik meselesi değil. Eşitlik bu durumun belki bir parçası ve bu yaşadığımız bireysel ve toplumsal sıkıntıların sebeplerinden biri

Different Seasons and Getting Old

7th of December 2019 ART ARENA YOUTUBE VIDEO A BAD IMITATION

break inside

they try to break you inside  they think you will turn into stone  you are not made of stone nor plastic  you are made of gold inside the heart that pumps blood into you  your arms and legs that never fail you  then one day you are tired  they think you are gone  they try to break you inside  do not let them in  protect yourself against... the closer the danger gets  the further they are  they try to break you inside by naming shaming and failing you  just because you tell your mind they just say they are not gonna take you  don't break inside as you have gold  that pumps blood inside out and even when they bleed you  your blood manifests and roars you sing your song  they cannot break me inside  cause I am made of gold  the heart that pumps blood into me  will decide to fail me or not  not you

Yeniden çizmek lazım

Bugün dört aralık iki bin on dokuz kedi ve köpek çizme zamanı modeller hazır hoşgeldiniz modeller

En sevdiğim siteler

Şimdiye kadar bookmark yapmış olduğum, yani işaretlemiş olduğum tüm websitelerini sizinle paylaşacağım. Kimisi blog, kimisi alışveriş, kimisi entelektüel, kimisi gezi... uzun bir incelemeden sonra sizinle bir sürü websitesini paylaşıyorum. Unutmayın ki bunlar çok kişisel tercihler. Sizin tercihlerinize uymayabilir elbette. Fakat bu kadar sene internette gerçek hayatta yer aldığımız kadar yer aldıktan sonra yapmamız gereken şey: en sevdiklerimizle daha çok vakit geçirmek.  Online ders almak için ideal ( For web learning) :  Burda çok faydalı dersleri bedava olarak bulabilirsiniz. Bedava olan derslerde zaman kısıtı var, o yüzden belli bir gün ve zaman içinde bitirmeniz gerekiyor. Eğer disiplinle yapabilirseniz gayet faydalı. Hele Futurelearn'de edebiyat, sanat, sosyoloji, kadın-erkek eşitliği üzerine harika dersler var.  www.futurelearn.com www.udemy.com www.coursera.com Edebiyat için ideal (Literature):  Eğer Amerikan edebiyatını merak ediyorsanız, bazı

Deneme: Bilim ve Hayat

Bilim kadını olacağıma inanmadım çok fazla. Çok inanasım da yok çünkü batıl inançlarım vardır. Bıçağı elden ele vermem, kahve falına bazen inanırım, nazara inanırım ve kimi zaman kendi kendime değiştirebileceğim konularda dahi dua ederim. Hiçbir zaman aşırı pozitivist olmadım. Olmak da istemedim. Ama bilim kadını olmak için bazı şeylerin olmazsa olmaz olduğuna inanıyorum. Yürek lazım bilim kadını olmak için. Çünkü bilim de birçok dal gibi erkekler tarafından yönetilen ve ele geçirilen bir alan. Hem de profesör X'ten harika bir referans mektubunuz yoksa işiniz zor. Hele İtalya'da bu işler referanssız yürümüyor. Her şey birinin sizin hakkınızdaki pozitif değerlendirmesine ve o birinin ne kadar tanınan ve bilinen biri olduğuna bakıyor. Futbolcu değilsin ki attığın golleri değerlendirsinler. Yürek istediği kadar aile desteği de istiyor. Aileniz sizi anlamazsa yandınız. Ailem olmasaydı bu noktaya gelemezdim bile... Her parasız ve işsiz kaldığımda bana yardım ettiler. Hiçbir z

Divan Pastanesi'nde Sahlep (bir de Acıbadem)

Soğuk kış günleri geldi mi bilmiyorum Kayseri'ye, şimdi hemen bakıyorum hava durumuna: henüz gelmiş gibi görünmüyor. Fakat ben şimdi bir sahlep yaptım, aklıma annem geldi. Annemle biz Millet Caddesi'ndeki köşedeki Divan Pastanesi 'ne gider ve orda sahlep içerdik. Annemin asla ikiletmediği nadir şeylerden birisiydi bu sahlep, acıbadem almam konusunda da ikiletmezdi. Sahlep içme konusunda hep hemfikirdik. Sahlep dünyanın en güzel sıcak içeceklerinden birisi. Sahlebi düşünmek bile benim içimi ısıtıyor. Anılar da bir yandan ısıtıyor insanın içini: Divan Pastanesi'nde o ev yapımı sahlebi annemle karşılıklı içtiğimizi düşününce de kendimi şanslı addediyorum. Annemin işyerine yakın olan Divan Pastanesi adeta hiçbir huzursuzluğun sizi bulamayacağı bir unutma istasyonu gibidir. Tabii sahlep bitince tekrar o kışa soğuğa geri dönülür ama daha sağlam bir ruh hali ve daha iyi bir bağışıklık sistemiyle. Lübnan'a bir konferansa gittiğimde sahlep almak istedim. Elbette evde y

Şehirler ve Şehirlerin bize hissettirdikleri: Roma'dan ayrılmayı kim ister ki?

Yeni bir seriye başlıyorum. Şehirler ve bize hissettirdikleri olacak tema. Gezdiğim, gördüğüm ve yaşadığım tüm şehirleri anılar ve hatıralarla ve biraz da günlüğümün yardımıyla size anlatmaya çalışacağım. Kimisi çok eskide kaldığından anlatmak zor, hatırlamak da zor. Ama ilginç bir şekilde şehirlerin bize hissettirdikleri kalıcı duygular ve düşünceler var. Ordaki atmosferi unutmak çok zordur. Kimi zaman şiir okuruz, yazarız ve anlatırız. Fakat tam da bu Demir Özlü'nün kitaplarında olduğu gibi, o şehirde yürürken ister istemez farklı farklı şeyler düşünürüz... binbir şey aklımızdan gelir geçer: insanlar, sevdiklerimiz, ailemiz, ilişkilerimiz, çocukluğumuz, dertlerimiz, dermanlarımız, yabancılığımız... Bir yandan da tarihimizden ve coğrafya bilgimizden bir şeyler seçer onlara atıf yaparız. Şehirler her ne kadar herkese aynı görünüyormuş gibi olsa da çok subjektif bir yanları vardır. Roma'daki Piazza della Minerva mesela. Nedense, burası benim en sevdiğim meydanlardan bir

The haircut/Saç kesimi

Penguenler

kusurlu ama sevin onu

Kalıcılık arayışı (şiir formunda gibi)

Gözlerimiz yanıncaya kadar ağlayacak mıyız  Düştükten sonra sararacak mıyız Bir gün içtikten sonra sarhoş olacak mıyız  Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız  Hepimiz kül olacak mıyız  Bir yaprak gibi savrulacak mıyız  Yoksa bir gün bir maymun gibi bir dala asılı  Sallanıp duracak mıyız  Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız Tüm bu kitaplar bir gün yakılacak mı Elaleme karşı adımız çıkacak mı  Sancılarımız katmerlendikten sonra  Sırlarımız güne çıkacak mı Bilinmez bilinmez      kalıcı olacak mıyız  Yazdığımız şarkılar  Söylediğimiz sözler  Ruh verdiğimiz seramikler Rönesans mimari ilim bilim cerrahi ...  derken Ölüme karşı verdiğimiz savaşta Bilinmez bilinmez     Kalıcı olacak kadar kahraman mıyız? not: Zgymunt Bauman'ın Iskarta Hayatlar kitabından etkilenerek yazdım. 

Carpaccio rüyalara dalarken * Carpaccio sailing into dreams

Hep özenmişimdir sana O sıcacık yatağında Rüyalara dalarsın Çenen yastıkta Bir de bakmışsın ki denizleri aşmışsın Benim aşamadığım I have always envied you In your warm bed You fall into sleep and dream With your chin on your pillow Without noticing You sail over the seas That I could not sail over

Yeniden genç olmak

artık yeniden genç olmak için çok geç yaş otuz beş gençlik aptallıktır artık çok geç gençlik spontaneliktir artık çok geç gençlik tazeliktir artık çok geç hepsini geç gençlik bedenin aklıdır şimdi aklın aklında sonsuz bir derinlik var hiçbir şey için geç değil. 

Deneme: Abartmak neden önemlidir?

Abartmak önemlidir çünkü güzellikler dengesizliklerden ve hatta abartmalardan doğar... Eğer Van Gogh sarı rengi tablolarında bu kadar güzel ve bol kullanmasaydı, yani abartmasaydı bize o güzeller güzeli ayçiçeklerini ve sarı başakları bu parlak gözlerle hatırlayabilir miydik? facebook Van Gogh grubunda paylaşılmıştır Caravaggio karanlık ile ayndınlık arasındaki farkı (chiaroscuro) tekniği ile bize anlatmasaydı karanlığın içinden kopan o figürleri bu kadar güzel görebilir miydik? Pinterest'ten alınmıştır. Link için buraya da bakabilirsiniz: https://arttrip.it/dipinti-di-caravaggio/ Nazım Hikmet aşkından ölmeseydi o şiirleri okuyabilir miydik? Borges kör olana kadar yazmasaydı biz aynı hikayelerden bu kadar zevk alabilir miydik? Hayatta bazı şeyleri abartmak gerekir. Bu kadar abartmak gerekiyor muydu, diye sanatçılara nedense sormayız. Çünkü sanat bir çeşit abartıdan doğar. Her sanatçının en belirgin özelliği bir şeyi abartmasıdır, ama güzel bir şekilde abartmas

İlk Sennelier'im...

İşte benim ilk kaliteli pastel boya kutum. Sennelier pastelleri. Fransa'da yapılmış, kağıdın üzerinde tereyağı gibi kayıyor ve renkleri göz kamaştırıyor. Tabii ki henüz istediğim şekilde oturup resim yapamadım ama bir sürü güzel fotoğraf çektim ve onların resmini yapmayı umuyorum. Dilerim bu pastellerin hakkın veririm. Renk skalası gerçekten çok geniş! Renkleri tek başıma anlamakta ve tanımlamakta zorlandığım oluyor. Öteki bloğumda dilerim bu pastellerle yapılmış harika bir resmi size sunma ihtimalim olur. Yalnız bunun için biraz zamana ihtiyacım olacak. Ne de olsa başına oturup iki saatimi vermem lazım. Bu mutluluğu sizinle paylaşayım, dedim. İnsanın en çok ihtiyacı olan şey hayatında biraz daha renk olmasıdır. Daha ne isterim ki? Renkler not: Ben kendiminkini  https://www.bellearti.net/it  ten aldım ve amazon'da bazı fiyatların normalden yüksek olduğunu fark ettim. 

Bir pazar günü en güzel pazar günü

En sevdiğimiz şeylerden birisi yeşile doğru gitmek, yeşilin içinde yaşamak, dağlar tarafından sarıp sarmalanmak. İşte bu da öyle bir geziydi.

Hit and Run

have been to the parks and libraries have also seen atrocities have run after the prey which was an echo of empty words I heard it in the distance  ran towards endlessly  thinking and hoping acting almost carelessly  then came mindfulness and permanent make up  apple facebook and whatsup and societal appreciation on social media  it was weird yet confusing  so I kept on refusing  that I did not do it for fame  and in fact, I was in their frame  when I bought that dress online  knew that this was not going to be the only one  it seems we are all rejected from earth  some die and some kill and some just live like a bird  and it overwhelmed me to think about it  I arrived at nowhere sailing my boat  so I took an oath  to find a solution  yet not there  and one is to wait for  the other is to scare and the other is hit and run  another is try try try till you die  I chose the last one and am trying  jumping without

bekle beni bekle beni

Son zamanlarda dinlemelere doyamadım.  Gerçekten de harika bir şiir. Diğer şiirlerini de okumak istiyorum. Ayrıca farklı çevirilerini de okumakta fayda var. Karşınızda Ezgi'nin günlüğü ve Konstantin Simonov...  https://www.youtube.com/watch?v=sGUGfqwRjJU Konstantin Simonov Bekle beni Bekle beni, döneceğim ben. Çok çok bıkmadan bekle! Sarı yağmurların Hüznü basınca, Kar kasıp kavururken, Kızgın sıcaklarda..bekle. Başkaları dünden unutulmuşken. Beklenmedikleri zaman bekle. Uzak yerlerden mektuplar kesilince Bekle beni. Birlikte bekleyenlerin beklemekten Usandığına bakma, bekle. Bekle beni döneceğim. Unutmak zamanı geldiğini Ezbere bilenleri Hayırla anma! Varsın oğlum,annem Hayatta olmadığıma inansın, Dostlarım beklemekten usansın, Ocak başında toplanıp Acı şarapla Yadetsinler beni Sen bekle onlarla birlikte İçmekte acele etme. Bekle beni; döneceğim, Bütün ölümleri çatlatmak için Döneceğim! “şansın varmış desinler “. Beklenmedikleri için, Beni

keşke onlar üzüm olsa bizimki de bir güzel kadın

Yeni ve güzel şeyler yapmak istesem de olmuyor biraz yerimde saymaktayım

Ölümlerden Ölüm Beğen - Choose the Death you like the most

yesterday I cried for my mom  I wanted her to come but she did not come  we ate mercimek çorbası and discussed Turkey for a while  then I thought about painting my mother  but it was only to suffer  had three glasses of wine  when I had my fourth glass  I fell apart and was drowning in my own tears I cried cause I have not known what I have become in these years  as he consoled me  it was not enough to hold and caress me  I thought about death and there was a dark feeling inside  as if a spirit was inside me  this spirit gave me fear  and without knowing what it was  all of a sudden disappears but I had asked him to hold my hand  and he was sleeping  felt alone but no remedies life had hit us hard  ten years without my mom  I thought it would feel better as time goes by  in fact, I feel it deeper and deeper in my heart  and in the depths of my soul  it is not anymore  her or image of her  it is this great emptiness  th

Kalıcılık üzerine denemeler, 3. Sayı: Kalıcılık Arayışı

İnsan hep bir yerde kalıcı olmak ister. Bir kimsede, bir yerde, bir fikirde, bir kağıtta. Hafızalarda. Aslında çoğu zaman yaptığımız şeyler de buna bağlıdır. Belki de bu yüzden sürekli ürer ve üretiriz. Bir yerden ayrılmanın hüznünü içimizde duyarız. Bir yere varmanın sevincini hisseder ve o yerin kalıcı olma ihtimalini severiz. Oysa hayat hep kesintilerle doludur. Maaşa kesintiler. Bize verilenlerin gittikçe eksilmesi. Şartların kötüleşmesi. Suyun kesilmesi, elektiriğin kesilmesi. Sevdiğimiz birinden haberlerin kesilmesi. Verilen sözlerin sona ermesi. Kesilen ilişkiler, kesilen hayatlar, hayatla ilişkisini kesenler ve kesmek zorunda kalanlar yani vefat edenler. Belki bir avuç mutluluk için, iki açım güneş için bir sürü yağmur yeriz. Olur da kuraklık gelirse çatarsa bir gün, yağmurdan da vazgeçmek zorunda kalırız. Öyle devam eder işte hayat ile olan dans. Bir yandan garip bir şekilde uzmanları takip etmek ve söylediklerini birebir yapmak isteriz. Bir yandan ise ö